Dilin salıncağı

Güncelleme Tarihi:

Dilin salıncağı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2023 11:31

Şiirin sessiz işçilerinden de desem şiirin kuyumcularından da, ikisinde de aklıma ilk o münzevi gelir. Şiirlerini de, çevirilerini de, çabasını da çok değerli bulduğum, çok önemsediğim Cem Yavuz. En yenisi ‘Solukdönüm’ (Everest) bu yolculuğun kaynaklarını, çıkış noktalarını, yoldaşlıklarını göstermesi bakımından da özel bir toplam.

Haberin Devamı

Şiirin sessiz işçilerinden de desem şiirin kuyumcularından da, ikisinde de aklıma ilk o münzevi gelir. Şiirlerini de, çevirilerini de, çabasını da çok değerli bulduğum, çok önemsediğim Cem Yavuz.
Son yıllarda biraz daha duyulur olduysa, bu kendini öne çıkarma, ortaya sürme isteğinden değil, yaptığı işlerin daha çok dolaşıma girmesindendir. Ona kalsa ‘şiir yazıp, çeviri yapıp’, göğe mi denize mi toprağa mı halka mı her nereyeyse artık atacak ve bilen bilir diyecektir: “Bilmeyen ne bilsin bizi/bilenlere selam olsun”.
Şiirin nabzı nasıl dergilerde atıyorsa, şiirin de gelecek zamanını günü düşünmeden, onunla sınırlı kalmadan yazan, şiiri bir geniş zaman fiili olarak düşünen, işleyen şairler belirliyor. Şairin şahitlik halinin zamanı yoktur çünkü, bütün zamanları geleceğe yorar, belki de hiç gelmeyecek zamanlardır bunlar. Başka zamanlar. Başka bir zaman mümkün deme hali. Kalıcı olan her şey gibi şiir de zamanın ötesine geçmeyi, kendi zamanını icat ederek gerçekleştirebilir, 700 yıl önce yazılan şiirleri zamanımızın şiiri diye okumamız da bundandır.

Dilin salıncağı

Cem Yavuz’un yapıtları, onun da bu zaman yolcularından biri olduğu hissini veriyor. ‘Ars Moriendi’, ‘Seyr’engiz’, ‘Ayn’ başta olmak üzere şiir kitaplarına eklenen en yenisi Solukdönüm (Everest) bu yolculuğun kaynaklarını, çıkış noktalarını, yoldaşlıklarını göstermesi bakımından da özel bir toplam. Türkçeye Eliot ve Celan’ı yeniden kazandıran Cem Yavuz’un şiiri de bu kazanımlara doğudan batıya bir ufuk çizerek, hatırlamalar, hatırlatmalar, göndermelerle yoğun büyük bir şiir şöleni başlatıyor. Cem Yavuz’un şiirlerini okumak demek, şiirin bir yandan birikerek çoğalmasına tanıklık etmekse bir yandan da çoğalanla birlikte eksilmek ve eksiltmek demek. Belki de şiirin ‘künh’üne böylece varmak demek.
Şiirin lirik düşünce olduğuna, düşüncenin lirik halinin insanlığın ilk keşfi olduğuna inandıran kitaplar vardır, onlar hem şiirdir hem şiirsel düşüncenin varoluşunun kanıtlarıdır. ‘Solukdönüm’ bu şiir kitaplarından ve lirik düşüncenin kanıtlarından biri halinde büyük bir kitap olarak açılıyor önümüze. İyi şiir sonsuzluğa bir kez daha iman ettiren şiirdir, şiirin de, doğa kadar, insandan da çok, organik olduğuna, nefes alıp verdiğine, kalbinin çarptığına, kanının dolaştığına ve okunmaya başlar başlamaz insanı da kendi zamanına aldığına hayretle tanık olduğumuz şiirdir.
‘Solukdönüm’ü bu kabul ve şu dizelerin sevinciyle selamlıyorum: “hiçbir şey yaratmış değildi tanrı her şey/hep o/dilin salıncağı hayalden belirdi”.

Haberin Devamı

///
Şiir yolda
Selahattin Yolgiden adlarını güzel dizelerle oluşturduğu şiir kitaplarına -‘Lacivert Bir Oyundu İkimiz Arasında’, ‘Eve Geç Kaldım Yalnızlık Bekler’, ‘Gittiğim En Uzak Yer Sizdiniz’, ‘Herkes Ayrıldı Kendinden’- bir yenisini ekledi: ‘Uyurken de Görebiliyorsun Geceyi’ (Kırmızı Kedi).

Dilin salıncağı

2023 Metin Altıok Şiir Ödülü’yle de hakkı teslim edilen değerli bir kitap. Yolgiden’in 2011’den beri yayımlanan ‘3’ü böylece ödüllere de kavuşmuş oluyor. Onun özgün bir şiir yaratma çabasının karşılığı bence bu ödüller.
‘Uyurken de Görebiliyorsun Geceyi’, Yolgiden’in önceki yapıtlarından çok farklı bir kurguyla yazılmış şiirlerden oluşuyor. Şiirlerin adları yok, onlar kimi şiirlerin başında, kimisinin sonunda, bazen de ortasında siyah olarak belirginleştirilmesiyle anlaşılıyor. İkincisi, dizeler Necatigil’in ilk ‘Kareler Aklar’da denediği bir yöntemle, hem bir cümle yapısı içinde hem de alt alta anlamlı olacak biçimde okunabiliyor, çünkü Yolgiden bu denemeyi başarıyla gerçekleştirmiş. Üçüncüsü, önceki kitaplarından bildiğimiz anlatımcı şiirini giderek daha iyi anlattığı. Böylece okur da bunu yalnızca okuyup izlemekle yetinmiyor, daha iyi duyuyor. Öyleyse Selahattin Yolgiden’in son kitabı bize şiiri daha iyi duyuruyor diyebiliriz.
Soyadına da yakışan bir şiiri var Selahattin’in, Yolgiden şiirler. Okurken de öyle oluyor, üstelik anayoldan ayrılıp yan yollara, patikalara, sarp yamaçlara saptığında da hep o zarafet ve akıcılıkla sürüklüyor okuru. Tek bir şiir içinde pek çok farklı yolculuğu bir arada yapıyorsunuz, bu şiirin böyle bir hüneri, sürprizi, armağanı da var diyelim.
Yol da akıyor şiir de, Selahattin Yolgiden uzun yola uygun uzun bir konuşma tutturmuş gibi, şiirle anlattığı şeyler bizi yalnızca sevindirmiyor ya da kederlendirmiyor, daha sevinçli bir şeye de yol açıyor, durup düşündürtüyor. Ve bilemiyoruz mola neresi?
Galiba hiç mola vermeden, şiirin sürekliliğini bir felsefe olarak gören ve öyle akıp giden bir şiir Selahattin Yolgiden’in yazdığı. Bu yolculuktan okurun payına daha nice güzellikler düşeceğine inanıyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!