Descartes’ın düşünce meyveleri

Güncelleme Tarihi:

Descartes’ın düşünce meyveleri
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2020 11:13

Descartes’ın sağlığında yayımlanmasına izin verdiği dört eserin sonuncusu olmasıyla vasiyet özelliği atfedebileceğimiz ‘Ruhun Tutkuları’ metafizik, fizik ve diğer bilimler arasında gidip geliyor. Ahlak felsefesinin başlıca sunumlarından sayılan eserin ana meselesi insan üzerinde döner.

Haberin Devamı

Felsefeyi bir ağaca benzeten Descartes’ın düşünce meyvelerinin tadına kolaylıkla bakılabilecek bir kitap ‘Ruhun Tutkuları’. ‘Sağlığında yayımlanmasına izin verdiği dört eserin sonuncusu’ olması bakımından da adeta vasiyet gibi bir özelliği var. Metafizik, fizik ve diğer bilimler (tıp dahil) arasında gidip gelen ‘Ruhun Tutkuları’, çevirmen Murat Erşen’in değerlendirmesiyle “Her ne kadar genel bir antropoloji olmasa da antropoloji üzerine gerçek bir yapıttır” ve ana meselesi insan üzerinde döner. Ruh ile bedeni ve bunların her birinin işleyişlerini teşrih etmeye yönelir. ‘Ahlak felsefesinin başlıca sunumlarından’ sayılan eser, felsefeciler yanında, psikologlara, nörobiyolog ve her türden sanat insanına seslenme genişliğine sahiptir.
‘Ruhun Tutkuları’ üç ana bölüm ve her bölümün kendi içindeki parçalarından oluşuyor. Descartes, ilk bölümde insanın doğası ve tutkular üzerindeki etkilerini düşünüyor. Ona göre ruh ile beden ayrı ayrı şeylerdir ve ‘tutkuların bilgisine erişmek için’ ruh ile beden arasındaki farklılığın incelenmesi gerekir. Bu bölümde bir bilim insanı, bir tıpçı gibi davranır Descartes. Uzun uzun beden üzerinde fikir yürütür. “Kalbin hareketi nasıl meydana gelir?” diye sormakla kalmaz, kaslara, duyu organlarına, iradeye, algıya, hayallere, beynin yapısına değin yol alır. Dönüp bağlandığı ve sorduğu soru ortaktır; bütün bunlar tutkuları yani insanı nasıl belirler?
İkinci bölüm boyunca tutkuların sayısı, düzeni ve açıklamaları ile karşılaşırız. Hayranlık, hürmet ve küçümseme, değer verme ve horgörü, arzu, sevgi ve kıskançlık gibi duygu ve kavramlar etrafında döner filozof. Vicdan azabını tanımlar, hayret nedir diye sorar, ‘en çok hayranlığa kapılanları ne en aptal ne en zeki’ kişiler olarak vasıflandırır, şehvani sevgi ile müşfik sevginin ancak özüyle değil sonuçları ile ayrılabileceğini ifade eder. Ve ona göre nefret sevgiden daha çeşitlidir. Felsefe metinlerinin çetin yapıları düşünüldüğünde eldeki eser adeta kolay okunabilir bir aforizmalar geçidine de dönüşür yer yer. “Arzu tutkusu ruhta can ruhlarının neden olduğu bir tahriktir”, “Neşe ruhun hoş bir heyecanıdır”, “Gözlerin belli bir hareketinin açığa vurmadığı hiçbir tutku yoktur”.
Üçüncü ve son bölümde ise ‘özel tutkular’ üzerinden ilerler Descartes. Aslında kitap bütün akış boyunca bir arının aynı çiçeğin etrafında farklı yönlerden bal toplayışı gibi, tutkular üzerinde döner. Değer verme ve hor görme özel bir kategoriye sokulur burada ama önceki sayfalarda da başka yönden irdelenmişlerdir. ‘Kendine hem değer verebilir hem de hor görebilir bir varlık olan insan’ hangi nedenle kendine değer verir? Bunu sorar Descartes. Özgür iradeyi öne çıkaracaktır elbette. Korkaklık, alay, haset, merhamet, pişmanlık, utanmazlık, hasılı insanı, ruhu belirleyen hemen her şeye dalıp çıkacak ve kendi hükmünü verecektir düşünür. “Buharlar nasıl suya dönüşür” diye düşünürken bütün derdi su ve onun insan üzerindeki sonuçlarıdır. Erek, düşünmektir, safça.

Haberin Devamı

RUHUN TUTKULARI

Descartes’ın düşünce meyveleri

Descartes
Çeviren: Murat Erşen
İş Kültür Yayınları, 2020
160 sayfa, 14 TL. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!