Güncelleme Tarihi:
‘DasDas’ ne demek? Birbirini tekrar eden bu iki ‘anlamsız’ sesi ilk duyduğunuzda aklınızda pek bir şey belirmiyor olabilir. Gelin size, sözcüğün bundan sonraki anlamından bahsedelim. İçi müzikler, oyunlar, insanlar, sözler, yemek kokularıyla dolu, yönünüzü Ataşehir’e çevirtecek bir ‘üretim alanı’ demek ‘DasDas’.
Her biri alanında başarılı, üretken, enerji dolu dört isim; Didem Balçın, Mert Fırat, Koray Candemir ve Harun Tekin; işadamı Muzaffer Yıldırım’la bir araya gelerek İstanbul’a yeni bir kültür-yaşam alanı yarattı. Burası restoran, tiyatro salonu, atölye sahnesi ve konser salonuyla bir ‘kültür-sanat üretim ve paylaşım’ merkezi. Sadece kendi üretimlerini veya konuk tiyatro ve müzik ekiplerinin işlerini değil; mahalli projelerden daha geniş ölçekli kültürel faaliyetlere kadar, mekânı karşılıklı bir paylaşım alanı olarak kullanmaya niyetliler.
Batı Ataşehir’deki Watergarden Yaşam Merkezi’nin içinde 2 bin metrekarelik, iki katlı bir alana kurulan DasDas’ın hikâyesi bir sene önce projenin, işadamı Muzaffer Yıldırım ve Mert Fırat’a teklif edilmesiyle başlıyor. Ekibin ‘tiyatro ayakları’, Mert Fırat ve Didem Balçın okul arkadaşları olmanın yanı sıra hem Moda Sahnesi’nde hem de kurucuları arasında oldukları Bursa Sanat Mahal’de yan yana çalışan iki tiyatro insanı. Müzik kanadı da sağlam; Harun Tekin ve Koray Candemir, Mert Fırat kendilerine “Gelin bu işi beraber yapalım” diye geldiklerinde, arkadaşlık ve evvelki işbirliklerinden doğan hukuk girmiş devreye, tabii bir de yeni bir ‘hareket alanı’ yaratmanın verdiği heyecan...
İlk oyun 'Joseph K.' 8 Nisan akşamı prömiyer yaptı. Oyun 20 Nisan'da izlenebilir.
Harun Tekin’in tabiriyle, ekibin ‘dinamosu’ Mert Fırat bu mekânla Ataşehir’de olmalarının nedenini şöyle özetliyor: “Ataşehir bir buluşma noktası oldu bizim için. Buranın kendi kitlesini var eden bir yapı olması çok doğru. Bu yapıyı, bu ihtiyacın olduğu bir yere götürmek önemli... Düzenli bir şekilde müzik yapılan, tiyatronun olduğu, workshop’ların, seminerlerin yapıldığı bir alan yoktu burada. Doğru alanı yaratmak ve sürdürülebilir kılmak için de böyle bir yer lazım...”
Didem Balçın devam ediyor: “Buraya İstanbul’a yeni bir sahne kazandırmak gibi bakılmalı. Yoksa kimseye ‘Siz karşıya geçemiyorsunuz, oyunları izleyemiyorsunuz. Bu oyunları size burada izlettireceğiz’ demek gibi bir derdimiz yok. Böyle bir derdimiz Bursa’da var çünkü İstanbul’daki oyunları oraya götürmemiz bir avantaj. Ama Ataşehir’de böyle bir sahnede oynama arzusuna girilebilecek oyunlar olacak. Zaten insanlar güzel bir sahnede oyun oynamanın, seyirci de seyretmenin zevkini yaşayacak.”
‘Özellikle anlamsız bir sözcük aradık’
İsmi seçerken özellikle ‘anlamsız’ bir sözcük peşine düştüklerini anlatıyorlar. Harun Tekin, isminin yükü altında seyirciyi koşullayacak bir şey yapmak istemediklerinden bahsediyor: “Müzik sahnesi, tiyatro sahnesi ve restoranı aynı anda ifade edecek sözcük olmadığını anlamamız dört dakika sürdü! Çıkan isimlere bakıp çağrışımlar ve sesin duygusu üzerinden DasDas’ı seçtik. Bu adın anlamı zamanla, burada yapılacak şeylerle oluşacak.”
Aralarında sınırları katı bir şekilde çizilmiş bir görev dağılımı yapmaktansa kolektif akılla hareket ediyorlar. DasDas ’ın idari kontrolü ise Aslıhan Tuna ve ekibine emanet.
Ekibin müzisyenlerinin projedeki ‘rollerini’ Harun Tekin’den dinliyoruz: “Profesyoneller tarafından yürütülen, bizim varlığımızın yokluğumuzun fark yaratmadığı bir şey yaratmaya çalışıyoruz. Öbür türlüsü biraz ‘mekâncılık’ olurdu. Biz Koray’la müzik kısmının daimi küratörleri gibiyiz. Sahnelenmeye değer bir sürü şey arasından hangilerine öncelik vereceğimizi seçmeye yardımcı oluyoruz. DasDas adı altındaki dört mekân da birbirleriyle hem mimari olarak hem de içerik olarak konuşuyorlar. Dolayısıyla herkesin diğer bölümle ilgili söyleyecekleri var.” Koray Candemir’in “Biz Harun’la tiyatro kısmıyla ilgileneceğiz” sözüne gülüyoruz ama Mert Fırat müzikli oyunlarda tiyatro mesaisi yapmaları gerektiğini not düşüyor. Candemir devam ediyor: “Buradakileri hoşnut tutacak, gelen müzisyenleri rahat ettirecek bir organizasyona girdik. Kendi ağzımızın tadına göre şekillendireceğiz.” Mekânda Koray Candemir ya da Mor ve Ötesi performanslarına denk gelmeniz de şaşırtıcı olmayacak haliyle...
İçeride neler var?
◊ DasDas Sahne: 400 kişilik oturma kapasitesi ve meydan yahut çerçeve sahne formuna geçebilen DasDas Sahne, hem DasDas çatısı altında üretilen prodüksiyonlara hem de konuk tiyatro ekiplerine, stand up gösterilerine, çocuk oyunlarına sahne olacak. Koltuklar kaldırıldığında 1200 kişilik bir konser alanına dönüşüyor.
◊ DasDas Müzik: 350 kişilik kapasitesiyle haftanın altı günü rock, caz ve bağımsız müzik performanslarını ağırlayacak.
◊ DasDas Atölye: Sanatın farklı dallarındaki atölye çalışmaları, söyleşi ve etkinliklerle özel gösterilere ayrılacak alanın kapasitesi 100 kişi.
◊ DasDas Mutfak: Nisan sonunda faaliyete geçecek 80 kişi kapasiteli restoranın misafirlerini ise dünya mutfağından örnekler bekliyor. Kahvaltıdan kokteyllere uzanan seçenekleriyle de gün boyu açık olacak.
Sahnede neler var?
DasDas’ın tiyatro dili, sistem-insan ilişkisi üzerine söyledikleri sözlerle şekilleniyor. Bu seneki program da dünyaya hâkim gergin iklimi, ‘muzurluğu’ elden bırakmadan eleştiren oyunlardan oluşuyor. Kısaca bahsedelim:
◊ Joseph K.: Serdar Biliş’in süpervizörlüğünde hazırlanan Tom Basden imzalı oyun Kafka’nın ‘Dava’sını günümüze taşıyor. ‘Herkes gibi bir adam’ın mantıksız bir adalet sistemiyle girdiği savaşa tanıklık edeceğiz. Mert Fırat, Didem Balçın, Onur Dilber, Özgün Aydın’ın performanslarıyla… 20 Nisan akşamı, 20.30’da.
◊ Alacakaranlık Kuşağı: Aynı adı taşıyan diziden ilhamla Oğuz Utku Güneş tarafından yazılmış bir tekst. Bir korku-komedi tiyatrosu... Ayşegül Tekin, Çağdaş Tekin, Doruk Şengün, Melina Özprodomos ve Oğuz Utku Güneş oynuyor. Prömiyer, 25 Nisan Salı akşamı.
◊ Kayıp El: Martin McDonagh imzalı fantastik bir sistem eleştirisi. İlham Yazar’ın yönettiği Ali Yoğurtçuoğlu, Arif Pişkin, Duygu Üstünbaş ve İnanç Konukçu’nun rol aldığı oyun 15 Nisan, saat 20.30’da prömiyer yapacak.
◊ Bi Parça Plastik: Taze bir oluşum olan Hemzemin ile DasDas DasDas ’ın ortak prodüksiyonu. Marius Von Mayenburg imzalı oyunda sahnede Süreyya Güzel, Rıfat Şungar, Hare Sürel, Erce Kardaş ve Ushan Çakır var. Bir ‘mükemmel aile’ ve hayatlarına girden yardımcının öyküsü...
21, 22 Nisan, saat 20.30’da.
Programın tamamı için: www.dasdas.com.tr