Güncelleme Tarihi:
Genç cumhuriyetin memleketi muasır medeniyetler seviyesine çıkarma azmiyle çalışan bürokratları, yeni rejimin şiddetle ihtiyaç duyduğu Avrupa’yı ve dünyayı iyi tanıyan, gerçekçi ve becerikli küçük bir zümreyi teşkil etmekteydiler. İmparatorluğun son devrinde kaliteli eğitim alabilmiş şanslı azınlığa mensup Nurullah Esat ve nicelerini değerli kılan, kamu hizmetleri süresince cumhuriyetin sağlam temellere oturtulması hususuna gösterdikleri ehemmiyet. Hasan Aslan Akpınar imzalı ‘Bir Cumhuriyet Akıncısı’, Atatürk tarafından soyismi ile taltif edilmiş Nurullah Esat’ın, imparatorluğun son yıllarından 1950’ye uzanan kariyerini mercek altına alıyor ve cumhuriyetin unutulmuş ‘akıncı’larından birinin hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor.
İzmir’in köklü Allamezade ailesine mensup; babası bürokrat, annesi Sakız göçmeni Nurullah Esat, İzmir Amerikan Koleji’nde aldığı eğitimle İngilizceyi hızla ilerletince genç yaşında dönemin yabancı şirketleri tarafından havada kapılıyor. Cihan Harbi’ni İzmir’de karşılayan Nurullah Esat, Osmanlı hükümetinin Alman hükümeti ile imza ettiği anlaşma çerçevesinde eğitim için gönderilecek gençler arasına seçilmiş, savaşın ortasından geçerek ulaştığı Berlin’de iktisat ve ticaret eğitimi alıp üniversiteden başarıyla mezun olmuş. Esat, Frankfurt Üniversitesi’ndeki doktorasını ‘Anadolu Tarımı’ konulu tezini savunarak bitirdikten ve Kurtuluş Savaşı’nın nihayet sona ermesiyle genç cumhuriyetin coşkulu bir destekçisi olarak İzmir’e dönmüş. Şevket Süreyya, yıllar sonra Nurullah Esat’ın gençlik günleri hakkında şöyle yazıyor: “Almanya’da okuyan gençler arasındadır ama oradan birtakım sokak ve birahane hatıraları ile değil de bazı dünya görüşleri ve bazı sosyal sistem arayışları ile dönen bir gençler grubunun müşterek vasıflarını taşır.”
İmparatorluğun son devrinde yetişmiş birçokları gibi yeni rejimi fırsat addeden, memleketini tecrübe etme fırsatı bulduğu Avrupa ülkelerinin seviyesine çıkarmak arzusuyla dolu Nurullah Esat, tüm kaynakları kıt ve yetişmiş insana hasret genç cumhuriyetin bürokratları arasına 1928’de alınan bakanlar kurulu kararı ile Âli İktisat Meclisi’ndeki genel sekreterlik görevine getirilerek katılıyor.
Devlet hizmetinde kısa sürede sivrilen ve Almanya’da aldığı yüksek eğitim sayesinde birçok ihtiyaca birden cevap verebilen Nurullah Esat, önce Bankalar Konsorsiyumu reisliğine, ardından henüz 34 yaşında Sümerbank’ın genel müdürlüğüne getiriliyor. Büyük Buhran ismiyle maruf 1929 ekonomik krizinin etkisiyle ekonomide devletçi politikalara ağırlık veren hükümet, Sümerbank ve benzeri projelerle milli endüstriyi inşa etmenin derdine düştüğü bu dönemde Nurullah Esat çalışmaları ile takdir topluyor.
Nurullah Esat’ın yedi yıla yakın sürdürdüğü Sümerbank genel müdürlüğü görevindeki faaliyeti kitapta etraflıca ele alınmış. Başarısı üzerine Atatürk tarafından Sumer soyismi ile onurlandırılan Nurullah Esat, Atatürk’ün vefatından bir süre sonra İsmet İnönü’nün teklifiyle siyaset sahnesine giriyor. 1950’deki Demokrat Parti zaferine dek milletvekilliğinin yanı sıra maliye ve devlet bakanlığı görevlerini de icra eden Sumer, yeni hükümet tarafından diğer birçokları gibi kenara atılarak görmezden gelinmiş ve devlet hizmetinden uzaklaşmak durumunda kalmış.
Yazar Hasan Aslan Akpınar, Sumer ailesinin de desteğiyle vücuda getirdiği ‘Bir Cumhuriyet Akıncısı’nda yakın tarihin unutulmaya yüz tutmuş kahramanlarından birini dikkate getirmenin yanı sıra, elan sıkça zikredilen ‘yerli ve milli’ kavramlarına dair devrin tartışmalarını da gözler önüne seriyor.
BİR CUMHURİYET AKINCISI
TÜRKİYE’DE MİLLİ SANAYİNİN
MİMARLARINDAN NURULLAH
ESAT SÜMER
Hasan Aslan Akpınar
İş Kültür Yayınları, 2019
240 sayfa, 20 TL.