Güncelleme Tarihi:
CRR Barok Müzik Festivali fikri nasıl ortaya çıktı?
2022 konser sezonu açılışında, hikâyesi olan konserler ve içerikler hazırlayacağımızı söylemiştik. Barok Müzik Festivali de bunlardan biri. Barok, hem mimaride hem müzikte bir çığırdır. Müzik özelinde konuşacak olursak, enstrümantal ve vokal müziğin sınırlarının, boyut ve güçlük derecesi olarak genişlediği; opera, kantat, oratoryo, konçerto ve sonat gibi formların olgunlaştığı ve hatta pek çoğunun oluştuğu, yeni enstrümanların geliştirildiği, var olanların tekniklerinin ilerletildiği, 400 yıllık çoksesli Batı müziği sanatının temellerinin atıldığı bir altın çağdır barok. Biz böyle bir festival düzenleyerek dinleyicimize çoksesli Batı müziğinin yolculuğunu en doğru şekliyle anlatmak istedik.
FUAYE KONSERLERİ ÜCRETSİZ
Festival içeriğini nasıl oluşturdunuz, neler bekliyor seyirciyi?
Sadece CRR ana sahnede gerçekleşecek konserler değil, fuaye konserleri, dans gösterisi, söyleşiler, ustalık sınıfları ve sergiler siz sanatseverleri bekliyor. Yerli ve yabancı çok önemli topluluklara ev sahipliği yapıyoruz. 13 ve 14 Nisan’da Otto Barok ‘Müziğin Esrarengiz Yolculuğu’, Accademia Bizantina, Albrech Mayer, Selim Aykal Deutsche Oper Berlin Baroque Ensemble konserlerine ev sahipliği yaptık. Bugün saat 17.00’de ‘Shakespeare ve Müzik’, saat 21.00’de ise Les Essences ‘Kahvenin Avrupa Yolculuğu’ konseri var. 16 Nisan saat 17.00’de Duo Lamente ‘Barok Saraylarda Gezinti’ ve saat 21.00’de Darmstadt Barok Solistleri konseriyle devam edecek festival, 18 Nisan 21.00’de Spellbound Dance Company konseriyle sona erecek. Festival kapsamında saat 17.00’de CRR fuayesinde gerçekleşecek konserlere katılım ücretsiz olacak. Deutsche Oper Berlin Baroque Ensemble üyelerinin genç müzisyenlerle ‘ustalık sınıfı’ gerçekleştirdiği festival kapsamında Türkiye’nin ilk kadın keman yapımcısı olarak uluslararası müzik camiasına hizmet veren Nurgül Çomak’ın yaptığı viyola, çello ve kemanlardan oluşan sergi de görülebilecek.
CRR, artık konserlerin yanı sıra sergiler, söyleşiler, ustalık sınıfları ve dinletilere de ev sahipliği yapıyor. Bir söyleşinizde, CRR’nin konser programı dışında gerçekleştirdiği etkinliklerle ‘bilgilendirme’ misyonu üstlendiğini belirtmiştiniz. Bu değişimi anlatır mısınız?
Vatanımın kaynaklarını kullanma sorumluluğu verildi bana. Ben bu sorumlulukla hareket ediyorum. Tüm etkinliklerimiz İstanbul insanının entelektüel birikimine kalıcı katkı sağlama amaçlı. Müziğin her yönünü, diğer disiplinlerle ilişkisini sonuna kadar sanatseverlere aktarmaya çalışıyoruz. Dünyanın en iyi sanatçılarını genç yeteneklerimizle buluşturmaya çalışıyoruz, fuaye söyleşilerimizle müzik ve diğer disiplinleri uzmanlarından dinliyoruz, konser öncesi fuaye konuşmalarımızda o gece konserde ne dinleyeceksek o eserin derinlerine yolculuğa çıkıyoruz. CRR bir konser salonunun çok ötesinde bir kültür mabedi olacak dedik ve adım adım her bir projemizi gerçekleştiriyoruz. Yakın zamanda sadece CRR bünyesinde kalmayacağız ve civar semtlerde bilgilendirme amaçlı konserler vereceğiz, tüm hazırlıklarını bitirmek üzereyiz.
ALEXANDRE RUDIN’DEN RAUL MIDON VE STACEY KENT’E...
Yakın bir zamanda CRR’nin yeni genel sanat yönetmeni oldunuz. Yeni dönemde CRR’de neler izleyeceğiz?
Post-korona dediğimiz bir evreye geçtik. Bu süreçte kültür-sanat dünyasında ve özelde CRR’de bir eskiye dönüş olacak mı, yoksa yeni bir süreç mi söz konusu?
Sanatın toplu olarak belirli mekânlarda izlenmesi 5 bin yıllık bir gelenek hatta geleneğin ötesinde sosyal bir ihtiyaç. Ufak ekranlar aracılığıyla sanatı takip etme deneyimi asla bir salonda izlenen kadar etkili olamaz. Konser alanları insanın gündelik hayattan sıyrıldığı ve ruhunu temizledikleri yerlerdir. Salonlar daima dolacak.