Güncelleme Tarihi:
On beşer maddelik bildirgelerdeki, kız çocukların her gün prenses, erkeklerinse süper kahraman olmama hakları özgürlüklerin en güzeli bana kalırsa. Böylece bu rollerin gerektirdiği bir sürü mecburiyet kendiliğinden çöpe gidiyor. Şöyle ki, kız çocuklar da erkek çocuklar gibi: Üstü başı pasaklı, saçları dağınık, yara bere içinde, bilyelerle ve arabalarla oynama, ağaçlara tırmanma, çitlerden atlama, mavi, siyah ve hatta tüm renkleri giyme, kamyon şoförlüğü ve astronotluk dahil istedikleri her mesleği seçme, polisiye romanları sevme, temizlik yapmayı bilmeme... haklarına kavuşuyor.
Peki ya erkek çocuklar? Onlar da kız çocuklar gibi: Ağlama ve nazlanma, şık görünme, süslenme, düzenli olma, evcilik ve seksek oynama, matematikte birinci olmama, tamirat yapmayı bilmeme, pembe, sarı, mor renkleri giyme, dansçılık ve bebek bakıcılığı dahil istedikleri her mesleği seçme, aşk romanlarını sevme, kavgacı olmama... haklarına kavuşuyor. Bildirgelerdeki ortak son maddeyse sevginin cinsiyetsizliğine işaret ediyor: “İstedikleri kişiyi sevme hakları vardır. Kız ya da erkek ya da her ikisini de.” Böylece, özde birer eşitlik bildirgesi olan bu metinler, tüm çocuklara, ben çocuğum, deme hakkı tanıyor. Elisabeth Brami’ye rengârenk, mizahi çizimleriyle Estelle B. Spagnol eşlik ediyor.