Güncelleme Tarihi:
Tek başınıza baştan sona okuduğunuz ilk kitabı hatırlıyor musunuz? Ya da kâğıdın nasıl yapıldığını, o kâğıdın üzerine o yazıların aynı şekilde nasıl yazıldığını, sonra biraz daha büyüyünce sormaya başladığınız “Neden yazıyorlar”, “Nasıl yazıyorlar?” sorularına aradığınız cevapları... İlk yazdığınız yazıyı, nefret edilen ya da çok sevilen ‘Güzel Yazı’, ‘Türkçe’, ‘Edebiyat’ derslerini. Bende kendimce hepsinin cevapları var. İlk yazdığım şey ise elbette bir şiir. Üstelik o zamanlar Ankara’da yayınlanan ‘Arkabahçe’ adlı fanzin-dergide daha sekiz yaşımda yazdığım şiirin öfkesine bakmadan onu yayımlayan, altına da yaşımı belirtme gereği duyan şahane insanlar vardı hayatımda. Kazara bu yazıyı okuyorlarsa nasıl gülümsediklerini bildiğim...
Marilen Stengel’in yazdığı ve Diego Rey’in resimlediği, Habitus Kitap tarafından yayınlanan ‘Yeni Başlayanlar İçin Dünya Edebiyat Tarihi 1’i okumaya başladığınızda aklınıza yukarıda bahsettiğim gibi birçok soru gelmeye başlıyor. Edebiyatla arası biraz iyi olanların gülümseyerek okumaya başladığı ve birçok bilgiyi tazelediği, ilgilenmeyenlerinse öğrenecekleri pek çok şeyin olduğu ders kitabı niteliğinde bir eser. Hayatının bir döneminde edebiyat öğretmenliği de yapan Stengel’in bu kitabı herkesin anlayacağı bir dil ve üslupla yazmış. Edebiyatın keşif alanlarını ortaya çıkarmış.
Antik Yunan’dan günümüze, Homeros’tan Rimbaud’ya ve şarkılardan destanlara ve romana bir hareketin her daim sürdüğü bir tarihtir edebiyat; başlangıcı, geçmişi, dönüşümü, evrimi ve geleceği temsil eder... “Günlerden bir gün ... ‘anlatma ihtiyacı’ doğdu. İnsanlığın başlangıcından itibaren, insan evladı öykülerini, arzularını ve korkularını anlatmak için güçlü bir istek duyuyordu” diyerek edebiyatı kendi içerisinde hikâyeleştirerek anlatıyor Stengel. Sonrasında devam ediyor kâğıdı, matbaayı, edebi türlerin ortaya çıkışını, türler arasındaki farklılıkları anlatmaya. İ.Ö. 1800 ile 19. yüzyıla kadar olan kısmı kapsayan kitapla türleri, türlerin öncülerini, akımları tanıyor ya da hatırlıyoruz. Biraz ironik, biraz gerçekçi bir kitap bu. İnsanda o güne kadar okuduğu şeyleri tekrar gözden geçirme arzusu uyandıran bir sözlük niteliği de taşıyor. Diego Rey’in çizimleriyse kitabın bir nevi çizgi romanlaşmasını sağlıyor. 19. yüzyıla kadar olan yazarların üretim süreçlerindeki ve hayata veda ediş biçimlerinin bir hayli ilginç, garip ya da trajik olması benim kitabın içerisinde anlatılan hikâyeler arasında en ilgimi çeken şey oldu. Kitapların başlarında karşılaştığımız klasik yazar özgeçmişlerinin dışında yer alan biyografiler; onların doğum, yaşam ve ölüm biçimleri, insanı yazarlar hakkında tekrar düşünmeye itiyor. Umarım Habitus Kitap çok gecikmeden serinin devamını yayınlar.