Güncelleme Tarihi:
Tarih yazımında sıfat kullanmaya meraklıyız. Topal Timur, Kazıklı Voyvoda, Deli Petro vs. Oysa bu üç isim de bir vesileyle Osmanlı tarihiyle ilgili olduğu halde haklarında dişe dokunur çalışma yaptığımız söylenemez. Hele tarihi şahsiyetlerin biyografisini yazmak konusunda yüzümüzü ağartacak pek az eser var.
Bugünlerde 1981 yılında Pulitzer Ödülü verilmiş Robert K. Massie imzalı biyografi ‘Büyük Petro’yu okuyorum. Dipnotları ve dizini ile bin sayfayı geçen bu çetin ceviz çalışmadan öğrenilecek pek çok şey var. İlkin yazarın yöntemi dikkat çekiyor. Bir bilimsel eserden öte yer yer roman karakterine bürünen, akıcı ve oylumlu bir kitap. O kadar çok ayrıntıya giriyor ki yazar, her bir ayrıntı sonuçta Petro ve yaşadığı çağa ustaca bağlanıyor. Bir çağı mı bir yüzyılı mı yoksa Rusya tarihini mi okuyorsunuz karar veremiyorsunuz. Zaten Massie’nin başarısı da burada, bilgiye öznede can vermek.
Oldukça etkileyici bir Eski Moskova anlatımıyla başlıyor Petro. Nehir boyunca insanların balık tutup güneşlendiği, gür ağaçların arasında bir altın haç ormanının süslediği yüzlerce yaldızlı kubbesiyle ahşaptan yapılmış şehir, Londra kadar büyüktür. Tüccarlar, zanaatkârlar, avareler, cüppeli papazlar ve sarı çizmeli askerlerle dolu doludur ve her yönden capcanlıdır. Ve Rusçada kale anlamına gelen ‘kreml’den gelen Kremlin onun kalbidir ve biri dünyevi, ötekisi ruhani iki efendiyi barındırır; çar ve patrik.
R. K. Massie belli ki önce bir çerçeve çizmek, sonra da içini doldurmak istiyor. Ki bu çerçeve İstanbul, Londra, Amsterdam gibi şehirler anlatılırken de karşımıza çıkıyor. İnsanı mekân ve zamanın ruhu ile birleştirmek ve olayları ustaca bağdaştırmak bir hüner. Massie asıl kahramanı Petro’ya sözü getirmekte hiç aceleci davranmıyor. Tarihin ağırlığına (her bakımdan) uyan bir akış kuruyor. Bu ağırlık ölüm, kan, iktidar kavgaları kadar insan ihtirasları ve zaafları ile perçinleniyor. Aslında Massie bize Rus tarihi armağan ederken Rusya’yı daha içerden anlamamızı kolaylaştırıyor.
Trompetçi, doğuştan ayrıcalıklara karşı, 10 yaşında annesi ve kardeşi İvan ile isyancı Streltsi askerlerinin önüne çıkarılmış, 12’sinde marangozluğa merak saran, sistematik eğitimden öte uygulama eğitimi alan ve bu eğitimle kişiliği pekişen, denize çıkışı olmayan bir ülkede denizcilik sevdasına kapılıp Hollanda’da gemi yapımını öğrenmek için işçi yazılan, Katerina’nın kocası, yaklaşık 42 yıl çarlık yapan, kendi otokratik rütbe ve unvanlarıyla dalga geçen, her Rus gibi iyi içki içen, 18 ay boyunca ülkesinden ayrılıp Avrupa’yı tanımaya çalışan bir insanın biyografisi başka nasıl yazılabilirdi?
R. K. Massie, Romanov Hanedanı uzmanı bir tarihçi sıfatıyla, Çarlık Rusya’sı üzerinden Avrupa, Osmanlı ve dünya siyasetine dalışlar yapmamıza imkân verirken imparatorlukların nasıl da sebep-sonuç ilişkileri ile birbirlerini etkilediklerini gösteriyor. Hakan Abacı’nın yetkin çeviri diliyle Petro; annesi, babası, ailesi, çocukluğu ve onu kuran Rusya ile adım adım bir tarih aktörüne dönüşüyor kitapta. Çılgın mı çılgın. Meraklı mı meraklı. Güçlü mü güçlü. Ama en çok kendisi, Petro.
Â