Güncelleme Tarihi:
Cihan Harbi’ni bitiren 11 Kasım 1918 tarihli ateşkes tüm dünya için hiç şüphesiz kutlanası bir dönüm noktası. Diğer yandan, Birinci Dünya Savaşı’na ilişkin iyi bildiğimiz 1914-1918 dönemlendirmesini gözden geçirmek, 1918’i (Avrupa için) yalnızca sembolik bir bitiş tarihi kabul etmek gerekir mi? University College Dublin’de Modern Avrupa tarihi çalışmaları yürüten Profesör Robert Gerwarth ‘Mağluplar’da bu soruyu tartışıyor. Mağlup kara imparatorlukları Almanya, Avusturya-Macaristan, Rusya ve Bulgaristan’ı (ayrıca ‘barışta kaybeden’ Yunanistan ve İtalya’yı) mercek altına alan Gerwarth, 1917-1923 arası ‘uzamış bir Avrupa içsavaşı’ndan bahsedilebileceğini, bu yıllarda Avrupa’nın savaşın çeşitli şekillerde sürdürüldüğü şiddet dolu bir coğrafya olduğunu ortaya koyuyor.
Winston Churchill’in ‘pigmelerin savaşı’ olarak küçümsediği çatışmaların kökeninde, 1917 Rus Devrimi ile İttifak güçlerinin 1918’deki yenilgisinin bulunduğunu savunan yazar, 1917-1923 arasında Avrupa’da kabaca (zaman zaman birbiriyle çakışan) üç tip savaşın devam ettiğini söylüyor:
1- Polonya, Yunanistan ve Türkiye gibi toprakları veya kaynakları için ulusal ordularla savaşan devletlerin savaşı
2-Rusya ve Finlandiya örneklerinde olduğu gibi içsavaşa düşenlerin mücadelesi
3-Ulusal (Türkiye) ve toplumsal (Rusya) devrimlerin gerçekleştiği ülkelerin savaşları.
Gerwarth, yenilginin tehlikeli bir ‘harekete geçirici güç’ olduğunu vurguluyor. Sağcı- milliyetçi liderlerin yenilginin utancından kurtulmak üzere ‘kayıp’ toprak ve halkları geri alma söylemlerinin, savaşanları ‘sırtından bıçaklayan’ iç düşmanlar (solcular, liberaller, Yahudiler) mitiyle beslenmesinin savaş sonrası şiddetin kaynaklarından biri olduğunu gösteriyor. Aynı şekilde yenilginin utancıyla eve dönen askerlerin de (milliyetçi ya da Bolşevik) radikalleşen gruplara katılıp kanunsuzluk ortamına katkıda bulunduğunu, önceden ordular arasındaki süregiden savaşın, artık sivillere yönelik ölçüsüz bir şiddetle bambaşka bir çehreye büründüğünü tanıklıklara da başvurarak anlatıyor.
Gerwarth, başta Versailles olmak üzere savaş sonrası imzalanan barış antlaşmalarının asıl probleminin mağluplara dayatılan ağır maddeler olmamasına dikkat çekiyor. Yazara göre şiddetin önemli bir ayağı, parçalanmış kara imparatorluklarının yerine kurulmaya çalışılan etnik homojenliğe dayalı yeni devletlerdi. Nitekim barış antlaşmalarında ellerini güçlendirmek ve en fazla toprağı almak üzere birçok devlet sonuna kadar savaşmayı seçmişti. Bu antlaşmalardan doğan istikrarsızlıklar ise 1939’a atılan adımlardan başka bir şey değildi.
Mağluplar, burada bazıları kısaca özetlenen argümanların altının maharetle doldurulduğu, kaydadeğer bir kaynakça ile dağılan imparatorlukların topraklarında yaşananlara ilişkin müthiş bir bilgi birikimi içeren bir tarih kitabı. Robert Gerwarth, geniş bir coğrafyada olan biteni derli toplu ve rahat okunan bir dille aktarmayı başarıyor.
MAĞLUPLAR - BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI NEDEN BİTMEDİ? 1917-1923
Robert Gerwarth
Çeviren: Yüksel Taşkın
Doğan Kitap, 2018
456 sayfa, 42 TL.