Güncelleme Tarihi:
Yeniden sahnelere Chet Faker olarak dönüp 7 yıl sonra da albüm yapma kararını nasıl verdiniz?
Pandemi döneminden hemen önce “Hotel Surrender”ın şarkılarını yazmaya başlamıştım. Yazması oldukça ilginç bir albümdü çünkü bir nevi kendi kendimeydim. Muhtemelen şimdiye kadar yazdığım en kolay albümdü de... Gerçekten doğaldı her şey. Biliyorsun, uzun süredir kayıt yapmaya çalışmıyordum. Temelde sadece geri döndüm. Neredeyse 3 yıldır seyahat ediyordum ve gerçekten bir evim yoktu. 2020’nin başında New York’a geri döndüm. Soho’da küçük bir stüdyo bulduk. 2014’te Avustralya’dan ayrıldığımdan beri stüdyom yoktu. Uzun bir zaman sonra her gün stüdyoma gidip müzik yaptım. Her gün tapınağa gidip meditasyon yapmak gibiydi de... Ve temelde albümün şarkıları o dönemde çıktı. Birkaç ay sonra pandemi başladı. Bu kayıt da bir nevi hayatımın odak noktası oldu. 2020’nin mayıs ya da haziran ayında tüm şarkılara bakarken fark ettim ki bu bir albümdü ve bu iş bitti. Ve bu tamamen bir Chet Faker kaydıydı. Bu kararı bir bakıma ben verdim.
Chet Faker ismi sizi daha özgür müzik yapma alanı mı sağlıyor?
Anlatıyla daha az, gerçekle daha çok ilgileniyorum. Kişisel olarak çok zor geçen bir dönemden sonra bu albüm çok büyük yardımcım oldu. Bazı önemli hayat dersleri keşfettiğimi hissettim. Bunu doğal olarak diğer insanlarla paylaşmak istedim. 2020 pek çok insan için zor bir yıl. Eski müziğe geri dönmek gerçekten güzeldi.
Yani eve dönüş gibi mi hissettirdi?
Bunu söylemezdim. Pek çok insan bir şeyin diğerinden daha anlamlı olduğunu söylemek ister, ama bunlar benim için gerçekten sadece bir temanın çeşitlemeleri. “Hotel Surrender” gerçekten gurur duyduğum bir kayıt. İnsanlarla müziğimi paylaşabildiğim için gerçekten minnettar hissediyorum. Dinleyici de bu proje hakkında heyecan duydu.
Senin için şarkı sözleri mi yoksa müzik mi daha önemli?
Sözler ve müziği ayrı düşünmüyorum. Ama bir dinleyici olarak birçok müziği sözsüz dinlemeyi tercih ederim. Bilirsin, çok enstrümantal müzik dinledim. Bundan kesinlikle zevk alıyorum. Ama şarkı sözleri de beni etkileyebiliyor. Şarkı sözlerinde başka bir şeye konsantre olmak zor. Çünkü kelimeleri dinliyorsun. Mesela şarkı söyleyen birini dinliyorsam kitap okuyamıyorum. Sadece beynim kelimeleri dinliyor.
Uzun zaman sonra turnedesin. Sahnede en çok hangi şarkıyı söylemeyi seviyorsun?
Ruh halime bağlı olarak, düşünüyorum. Ayrıca kalabalığa da bağlı çünkü bazen insanların çok fazla enerjisi oluyor. Bu yüzden, “Feel Good”, “Birthday Card”, “1998” gibi hareketli şarkıları çalmak gerçekten eğlenceli. Ama bazen kalabalıklar gerçekten daha yavaş, daha duygusal şarkılar ister. Çünkü her gece değişir. Ama zaman içinde, çıktığım tüm gösterilerde “Talk is Cheap”i söylerken en keyifli anları yaşadım. Bu muhtemelen benim favorim. Ama bu son gösteriler “Low”un da çok eğlenceli olduğunu ve aynı zamanda yükselten bir enerjisi olduğunu söyleyebilirim. Şarkının girişine başladığım an enerjim yükseliyor.
Türkiye’de sadece 400 kişi gelir sandığım
konseri 6 bin dinleyiciyle yaptık
Turnedeyken ilham aldığın ve yeni şarkılar yazdığın anlar oluyor mu?
Hayır. Ama her zaman şarkılar için fikir topluyorum. Çok şarkı yapıyorum ve pek çok şeyden ilham alıyorum. Ama iyi olan şarkılarımın çoğu hayatımdan ilham aldığım şarkılar. Ben biraz yaşlanıyorum. O yüzden de ne kadar çok üretirsem o kadar da müziğimin hayata ayna olacağına inanıyorum. Eğer harika müzik yapmak istiyorsanız, iyi bir hayat yaşamaya ve hayatınızdaki anlara odaklanmalısınız. Evet, her zaman şarkı yapmakla ilgileniyorum. Ama iyi bir şarkı geldiğinde kendi kendine yazmaya zorluyor. Ve genellikle o sırada hayatımda olan ve beni etkileyen bir şeyle ilgili oluyor.
Türkiye’deki son konserinin tüm biletleriniz tükenmişti. O konseri hatırlıyor musun?
Evet, çok net hatırlıyorum. O zamanlar sahne aldığım en büyük gösteriydi ve harikaydı. 400 kişi gelir diye düşünürken 6 bin dinleyicinin karşısına çıktım. O zamandan beri geri dönmediğime inanamıyorum. Gerçekten garip bir zaman. Yeni sahneme de gel çok daha eğlenceliyim.