Güncelleme Tarihi:
Yazar ve ressam Asuman Portakal’ın modern sanatın en önemli ressamlarından Marc Chagall’ın resimlerinden yola çıkarak kurguladığı öyküler okurları düşsel bir yolculuğa çıkarıyor. Öykülere ilham veren resimlerin tıpkıbasımlarına ek olarak Portakal kendi yorumuyla bir kez daha resimlemiş kitabı ve ortaya edebi ve görsel gücü yüksek bir çalışma çıkmış.
Chagall deyince sihirli düşler, masalsı dünyalar, sevginin rengi gelir akla. Onun resimlerine bakarken kanatlanıverir ruhumuz ve bir rüya âleminde açarız gözlerimizi. Tepetaklak duran evler arasında gezinir, havada asılı duran tutkulu âşıklarla selamlaşır, ineklerin dansına eşlik ederiz. Hiçbir şey şaşırtıcı değildir; resimlerinin ezgisi bir eşeğin gitarından da yayılabilir, damdan dama seken bir kemancının şarkılarından da. Her an yeşil ya da mavi bir yüzle karşılaşabilir, başımızın üstünden uçarak geçen balıklara, horozlara dokunabiliriz. Hiçbiri kondurulmuş figürler değil, onun dünyasının gerçekleridir sanki ve Chagall’ı çocuksu kılan da budur bana kalırsa.
Asuman Portakal’ın, sanatçının altı resmini öyküleştirdiği ‘Şagali’nin Düşleri’nde bu çocuksuluk, saflık ve coşku bir an olsun eksilmiyor. Hikâyeler ve resimler o kadar güzel ve eksiksizce bütünleşmiş ki bir düş gezginiyle düş yorumcusunun muhteşem birlikteliği çıkmış ortaya. Öykülerin bazılarında Chagall hikâyenin karakterlerinden biri olarak, Şagali adıyla çıkıyor karşımıza, bir başkasında ise sadece rüzgâra karışan sesi duyuluyor; “Sihir katarım boyalara, parlar düşlerim dört bir yanda...”
‘Zipi ile Şagali’ isimli ilk öyküde sanatçının neredeyse tüm resimlerine ilham vermiş olan köyüne, çocukluk günlerine gidiyoruz. Meşhur ‘İlkbahar’ resminden hatırladığımız insan vücutlu, omzunda bir kadını taşıyan, yeşil kemanlı keçi Zipi, Şagali’yle anılarını ve sanatçının resim eğitimi için köyünden ayrılışını duygusal bir dille anlatıyor. Bir trapezcinin hayatından nefes kesici bir kesit sunan ‘Trapezci Sera’da ise Chagall sirk maskeleri tasarlayan bir ressam olarak şöyle bir görünüp kayboluyor. ‘Kırmızı Horoz’da resmin karakterlerinin tatlı atışması müzede bu resme bakan bir grup çocuğun komik mi komik yorumlarına, şarkılara, şiirlere karışırken bir örümceğin anlattığı ‘Mavi Kanatlı Saat’te saatin kanadına konup zamandan zamana uçmak, resmin bir köşesindeki Rüyacı’nın çuvalına girip rüya rüya gezmek istiyor insan.
Ve yaşlı bir kemancı elindeki mektubu okurken yıllar öncesine, mor paltosunu ilk giydiği ve yolda öğrencisi Şagali’yle karşılaştığı güne gidiyor; biraz sonra dama çıkıp şarkılarıyla coşturacak insanları. Evet, sanatçıyla özdeşleşmiş ‘Yeşil Kemancı’nın ta kendisi o. Son sözü de öğrencisinin gönderdiği resme dalan kemancı söylesin o halde; “Sen çok yaşa Şagali”.
ŞAGALİ’NİN DÜŞLERİ
Asuman Portakal
Altın Kitaplar, 2019
79 sayfa, 17 TL.