Güncelleme Tarihi:
Bazı yazarların ilk kitapları öyle güzel öyle güzel olur ki ikincisini çıkarmak cesaret ister. Doğru örnek mi bilemem ama bana göre ikinci kitabı için 55 yıl bekleyen ABD’li yazar Harper Lee de böyle düşünüyordu. Bir de İngiliz Paula Hawkins var, elbette Harper Lee ile Hawkins’in kulvarları öyle farklı ki karşılaştırdığım için bazılarınızın kızdığını görebiliyorum. Ama Hawkins, birdenbire ortaya çıktı ve ilk kitabı ‘Trendeki Kız’ ile dünyayı sallamayı başardı. Aylarca çok satanların zirvesinde kaldı, kitabı milyonlarca sattı, filme bile çekildi. Hawkins, tam bir cesaret örneği göstererek ikinci kitabını iki yılın ardından yayımladı. Kitabı okumadan önce yabancı gazetecilerin nasıl değerlendirdiğine baktım. Biraz hayal kırıklığı yaratmış onlarda ama bence Hawkins’e haksızlık etmişler. İthaki Yayınları tarafından okurlarla buluşturulan ‘Karanlık Sular’, ‘Trendeki Kız’ın gizemini tutturmayı başaran çok ama çok iyi bir gerilim romanı olarak elimizde. Ben sevdim, ama en çok da tıpkı ‘Trendeki Kız’da olduğu gibi kadınların güçlerini, kararlılıklarını ve cesaretlerini sevdim.
ÖLÜM GÖLETİ’NİN LANETİ
‘Karanlık Sular’, İngiliz kasabası Becford (New Castle yakınlarında) ile kasabayı çevreleyen nehrin oluşturduğu uçurumlu göletin çevresinde gelişiyor. Gölet, lanetli, adı Ölüm Göleti. Yüzyıllarca farklı kadınları yutmuş, kimi kendi rızasıyla kimi de zorla göletin dibini boylamış. İki kardeşten Jules (Julie değil) ile tanışıyoruz önce, kızkardeşi Nel’i Ölüm Göleti’nde kaybetmesiyle gizemin kapısı aralanıyor. Hem bir değil birkaç aile dramına hem de kadınların çektiği acılara ve cinayetlerin hikâyesine tanık oluyoruz. Hawkins, ‘Trendeki Kız’da sadece üç kadın karaktere olanları anlattırırken ‘Karanlık Sular’da erkekler de aramıza katılıyor ve tam 11 anlatıcı bize olanları yeniden yaşatıyor.
Hawkins’in yeni kitabı yayımlandığında ‘Trendeki Kız’ listelerde yeniden zirveye çıktı ki zaten kitap 50 ülkede 19 milyon adet satışı aşmıştı. ‘Trendeki Kız’ yayımlanmasının ardından tam 16 hafta boyunca ABD’de çok satanlar listesinde kaldı. ‘Karanlık Sular’ ise oldukça çekişmeli geçen dört haftanın sonunda ABD çok satanlar listesinde bir numaraya çıkmayı başardı. Bir de her ne kadar ikinci kitabı olduğunu söylesek de ‘Trendeki Kız’ Zimbabve’de doğup büyüyen Hawkins’in aslında beşinci, ‘Karanlık Sular’ ise altıncı kitabı. Ama ilk beş kitabı Amy Silver takma adıyla yazıldığı için onları saymıyoruz!
OKURLAR VERİR YANITI
Biraz Hawkins’e dönelim, başta da söylediğim gibi böylesi bir başarının ardından ikinci kitap cesaret isterdi. Hawkins de aynı şekilde hissetmiş. ‘Karanlık Sular’ın ABD’deki tanıtım turu sırasında USA TODAY adlı televizyon programının sorularını yanıtlarken şöyle konuşmuş: “Trendeki Kız’ın büyük başarısının baskısını hep hissettim. Açıkçası kafamda, içimden bir ses sürekli ‘Doğru şeyi mi yapıyorsun?’ diye soruyordu. Çok benzer, yoksa çok farklı bir şey mi yapıyordum? Fakat bir şekilde bir noktada bunu arkanızda bırakmanız gerekiyor. Ve bu noktada yazabileceğiniz en iyi kitabı yazmalısınız. İşte yapmaya çalıştığım şey budur ve yapıp yapamadığımın cevabını okurlarım verecek.”
Hawkins’in bir okuru olarak diyorum ki güzel yazmışsın, yine yaz...
BASKININ AZİZLİĞİ
Gerilim romanları sizi sarar, bakmazsınız kaçıncı sayfadasınız, ne kadar kalmış falan diye. Ben de öyle okurum, okurum ama birden olay bambaşka noktaya gelirse kafamı indirir sayfanın altına bakarım. ‘Karanlık Sular’da da öyle oldu. Okurken birden olaylar değişti, bir baktım 208’inci sayfadan 225’inci sayfaya bağlanmış. 240’ıncı sayfaya gelince de hop 209’a döndük. Baskıda sayfalar karışmış, oysaki öyle de güzel ciltli kapaktan okuyordum kitabımı...