Güncelleme Tarihi:
“Anadolu parsı, Ortadoğu ve Batı Asya’da yaygın olan İran parsının (Panthera pardus saxicolor) Anadolu’da yaşayan bir ırkıdır. Uzun süre ayrı bir pars alttürü olarak kabul edilmiş ve Panthera pardus tulliana adı verilmiştir.” Wikipedia’da böylece özetleniveren ‘Anadolu Parsı’nın varlığını sürdürüp sürdürmediği hâlâ tartışmalı. En son resmi kayıt 1974 yılına ait. Bir avcı onu vurmuş. Sonra da 2000’li yıllar boyunca pek çok kez görülmüş. Her defasında ölü olarak. En son 2013 yılında bir çoban, kendisine saldırdığı gerekçesiyle bu vahşi kedilerden birini vurdu.
Doğadaki hali belli belirsiz bir kare fotoğraftan ibaret olan Anadolu parsının hâlâ memleket dağlarında, ormanlarında yaşadığı varsayılıyor. Ama şu şüphe hep var: Belki de nesli çoktan tükendi. Oysa on binlerce yıldır burada yaşıyordu. İki bin yıllık bir rölyef, bize Anadolu parsının o dönemki varlığını hatırlatıyor mesela.
Ekin Saçlıoğlu’nun sergisi Anadolu parsına ve bu coğrafyanın kaybolmuş ya da kayboldu sayılsa da aslında hâlâ varoluş mücadelesini sürdüren tüm türlerine adanmış. Bir önceki sergi için 2015 yılında ‘sevimli, çekici ve tekinsiz’ yazmıştım; bu kez öyle değil ‘hüzünlü ve düşündürücü’ bir sergiyle karşımızda Saçlıoğlu. Türlere, hayvanlara ve bitkilere meraklı biri. Mesela ‘Yeni Dünya’ başlıklı serisinde cangılın içinde karşımıza çıkıveren kuş türlerini resimlemişti. Biraz bilimsel, çokça düşsel anlar, tablolardı bunlar. Bu kez varlığı yokluğuna karışmış canlıları anlatıyor. Anadolu parsını, dev kaplumbağaları, gergedanları, bugüne kadar gelebilen ilk bitkileri konu ediniyor.
Serginin girişinde söz konusu pars rölyefi karşılıyor izleyiciyi. Üst katta ise Anadolu parsının sonuncularına ve onu avlayanlara dair resimler var. Ölü bir parsın başında poz veren avcılar ve okul çocuklarını görüyoruz. Matah bir şey yapmış gibi gururla poz vermişler. Ama üzerleri beneklerle kaplı, leopar benekleriyle. Leopar deseni resmin tamamına yayılırken avcılar parsın, pars da avcıların içinde çözülüp eriyip gidiyor. Bir nevi öze dönüş, aslında aynı olanların, doğanın bir parçası olan insan ve parsın birbirine dönüşmesi fikri canlanıyor.