Güncelleme Tarihi:
Son günlerde doğum izninde olan editörümüz Bahar Çuhadar’ın etkilemesiyle İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in hayatına daldım. Ardından Windsor hanedanlığının 100 yılına ilişkin belgeselleri izledim, yetmedi kraliyet düğünleri, cenazeleri, skandalları derken daldım bir deryaya, çıkamadım. Kraliyet bir virüs, yakalandın mı kurtulması zor. Yani demek istediğim izlemek de kolay, eğlenceli. Peki ya okumak?.. Abim, tarihe çok meraklıdır.
Ben ise eğitim hayatım boyunca çok düşük notlar aldığım için hep bir mesafeliyim. Ama öyle bir kitaba denk geldim ki başlıkları bile beni benden aldı. Sözünü ettiğim ilk kitap İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan ‘Esir Bir İngiliz Doktorun Kûtülamare Anıları’. Tarihi bir dönemi anlatıyor ama tarih kitabı değil. Aslında tarihin kişiselleşmesi benim daha çok sevdiğim bir durum. Kendi gördüğü, hissettiği haklı ya da haksız yorumları çok daha ilgi çekici. Sayfa sayfa belgeli tarih okuyanlar elbette bu durumu eleştirebilir.
Gerçek, gerçekten bize aktaranın yaşadığı gibi olmayabilir ama çok daha insani olduğu kesin. Kitaba dönelim. İngiliz doktorumuz William Collis Spackman. 1914-1916 yılları arasında İngiliz ordusunun Basra’da başlattığı işgal ve Osmanlı ile savaşında ve sonrasında yaşananları anlatıyor. 1916’nın 29 Nisan’ında İngiliz ordusu tarihinin en önemli ilk yenilgisini alıyor ki ikincisi de Çanakkale. Ve doktor Spackman için esaret günleri başlıyor. Hatta o günü Spackman şöyle anlatıyor: “29 Nisan, serin bir esintiyle güneşli ve sakin başladı. Daha iyi koşullar altında yüreğimize neşe saçabilirdi ama bizler için yürek sızlatan bir gün oldu. Kuşatma beş ay sürmüştü. ... Teslim olduğumuz sabahı hiçbir zaman unutmayacağım. Orada bulunan herkesin de hafızasında bugün gibi yaşıyor olmalı. Türkler kasabaya girmeden önce yaptığımız ilk iş sahra kasasındaki nakdi, biraz altın ve rupiyi rütbelere göre dağıtmak oldu. Sonra da hüzün veren bir tahribat faaliyetine giriştik.” Ne kadar samimi değil mi? Tarih kitaplarında göremeyeceğimizi düşündüğüm bir itiraf. Osmanlı ordusu o dönemde esirlerini 15 bin kilometre yürüterek Gediz’e götürüyordu. Doktor Spackman bu yürüyüşe de katıldı. Spackman, kuşatma sonrası iki buçuk yıl sürecek esarette kaç kişinin sağ kalacağını o 29 Nisan günü hiç düşünmediğini söylüyor. Doktor yol üstünde önce Musul’da hasta bakımı için altı ay kalır, hatta orada Enver Paşa ile de tanışır, konuşur. Yerimiz dar, tarihimiz uzun. Demem o ki daha çok güzel isimli tarih ve anı kitapları var İş Kültür’ün.
ESİR BİR İNGİLİZ DOKTORUN KUTÜLAMARE ANILARI
William Collis Spackman
Çeviren: Derin Türkömer
İş Bankası Kültür Yayınları, 2018
296 sayfa, 24 TL.