Güncelleme Tarihi:
Bundan birkaç yıl önce öykücü Gökhan Yılmaz’ın ikinci kitabı ‘İkiye Kadar Sayamamak’tan sekiz yıl sonra gelen yeni toplamı ‘Hevesin Kaçış Yönü’ üzerine yine Hürriyet Kitap Sanat’ta yazdığım yazıyı şöyle bitirmişim: “İlk iki kitabıyla umut veren bir yazar olarak edebiyat dünyasına adım atan Gökhan Yılmaz, sekiz yıl aradan sonra gelen yeni kitabıyla oturmuş bir üslupla çıkıyor okurlarının karşısına. Umarım bu kez kitaplarının arasına bu denli mesafeler koymaz.”
Bunu, Yılmaz’ın öykücülüğümüze kendi öykü evreninden yaptığı özgün katkıyı dikkate alarak söylemiştim. Öykü evrenini daha ilk kitabından itibaren meydana getirmeyi başarabilmiş, kendine has dil kullanışıyla dikkatleri çekmeyi başarmıştı Yılmaz ilk kitabı ‘Biraz Kuşlar, Azıcık Allah’ ile. Öykücülüğümüz zengin bir kaynak olarak hâlâ sapasağlam ayaktaysa da bu türden sağlam katkıları henüz ilk kitabıyla vermeyi başarabilen çok yazar da yok. Bu sırada takvim 2012’yi gösteriyordu. Ardından hemen ikinci kitabını okumuştuk ama hemen yukarıda da belirtildiği üzere üçüncü kitabı için epey bir zaman beklemek gerekmişti. Neyse ki dördüncü kitap için böyle bir zaman aralığına ihtiyaç duymadı Yılmaz ve yeni verimi ‘Boşlukdikeni’ geçenlerde okurların karşısına çıktı.
Edebiyat dünyasına adımını attığı daha ilk günden beri kıvrak dili, yazdıklarının her yanına sirayet etmiş zekâ oyunları, esnek kalemi ve kelimelerin dünyasında sürüklenip giden bilinç akışlarıyla üslubunun ana hatlarını çizdi Gökhan Yılmaz. ‘Boşlukdikeni’ dördüncü kitabı. Yayımlanan her yeni kitabında, daha ilk kitabında attığı temelin üzerine inşa etti verimlerini yazar. Her kitap, üslubunu cilalamanın, bu üslup üzerinden yeni anlatım biçimlerini denemenin de bir yoluydu Yılmaz için. Dolayısıyla elimize aldığımız her Gökhan Yılmaz kitabında tuğla tuğla işlenen bir mimarinin de takibini yapabiliyoruz. İşte, ‘Boşlukdikeni’ bu mimarinin son halkası.
Özel ve öykülerinin dünyasını tek kelimeyle anlatan çok kuvvetli bir ismi var kitabın. İçindeki öykülerden birinin ismi değil, tüm öykülerin ortaklığından, işaret ettiği bir yerden yakalıyor okuru. Yılmaz’ın, insanın içindeki boşluğun anlamları üzerine düşündüğü, bir anlamda o boşluktan yeni anlam alanı açma çabalarının yansıması olarak düşünebiliriz bu ismi. Gerçekten de baktığımızda Gökhan Yılmaz, insanın yeri geldiğinde küçük bir ana sığdırdığı derin anlam uçurumlarının peşinde bu yeni yayımlanan öykülerinde.
Şöyle bir değerlendirme yapılmış kitabın arka kapağında; Yılmaz, “devrik cümlelerin arasına koyu karanlıklar, derin uçurumlar, geniş ufuklar sığdırıyor”. Gökhan Yılmaz’ın ‘Boşlukdikeni’nde kurduğu dünyayı anlamada önemli ipuçlarını okurun eline veriyor bu birkaç kelime. Öte yandan öykünün anlatımda okuruna bir fırsat olarak tanıdığı boşlukların da yazar tarafından farklı anlam uçlarına açılan kapıları olarak okumak gerek öykülerin içine yüklenmiş bu dünyaları. ‘boşlukta yaralananlara...’ ithafıyla açılmış kitap. Öykülerinde, içinde ve dış dünyada gezindiği boşlukta anlamını yeniden bulmaya çalışan insanların dünyasına davet ettiğini belirtelim yazarın.
14 öykü yer alıyor ‘Boşlukdikeni’nde. Bu 14 öykü hepi topu 80 sayfaya sığıyor. Ama Gökhan Yılmaz bu kısacık öykülerde insanın kendi içine baktığı ve boşluğunda oyalandığı anları derinlikli resimlerle veriyor.
BOŞLUKDİKENİ
Gökhan Yılmaz
Yapı Kredi Yayınları, 2023
80 sayfa.