Güncelleme Tarihi:
Borges’in sırrı, gerçek bilgiyle gerçekmiş gibi sunduğu hayali bilgiyi bir araya getirerek yarattığı, bazen sahici, bazen fantastik, bazen gerçeküstü dünyaların bizim için güçlü çekim merkezleri oluşunda.
Gerek yaratma, gerek yaratılanı alımlama ediminin bilimsel bilgiye uzaklığı kadar psikolojiye yakınlığı kurmaca yazarını her zaman ilgilendirir. (Nitelikli okuru da ilgilendirdiği gibi.) Konu Borges’in metinleri olunca, onları okumak zihin içinde yaşamak gibidir.
Rodrigo Quian Quiroga’nın Borges okumaları onu bir bellek yolculuğuna çıkarmış. Borges ve Bellek kitabının ortaya çıkışı da bu mutluluk veren kesişime bağlı. Quiroga, Borges’in “Bellek Funes” öyküsünden çıkıyor ve öykünün bir uykusuzluk metaforu olduğunu belirterek başlıyor. Unutmaya yatkın olmak insanı uykuya çekerken unutamamak bilinci açık tutmaya zorlar ve uykusuzluğun nedenine dönüşür. Bunun aynı zamanda, geçmişi unutturmaya çalışan siyasal iktidarların bütün toplumu uyutmak için gösterdikleri çabayı anlatan bir metafor oluşu akla geliyor hemen.
Borges, Funes’i nasıl tasarladığını, “Bu olayları unutamayan ve sonunda sınırsız belleği yüzünden ölüp giden birini düşündüm” diye anlatıyor. Belleğin gücünün insanın olağan bir gelecek kurmasının önünde sert bir engel olabileceği aklımıza gelmez belki ama Funes bunu da gösteriyor. Ne ki Borges’in bütün hayatı bunun tersini örnekliyor. Kendisi bir kütüphane-insan olarak sınırsız bir bellek içinde yaşarken ve cenneti akla gelebilecek her türde kitapların bulunduğu bir kütüphane olarak hayal ederken, Funes ile arasına kalın bir çizgi çekmiş sayılır mı? Borges ve Bellek elbette böyle de okunabilir.
Bir de bunu tersyüz edelim: Borges öykülerini hikâyelerine bakarak okumak, onları anlamamaya neden olacaktır. Çünkü o öyküleri okurken bir anlamın kendini gitgide büyüyen bir kozaya, her nesneye verilmiş adın doğrudan taşıdığı anlamın ötesine geçerek o nesneleri metaforlara dönüştürdüğünü görmeye başlarız. Sürekli kendinden verdikleriyle metnin büyüdüğünü gören okur, o metne bağlı öteki metinlere geçmek için sabırsızlanacaktır. Derinliğini her ölçtüğümüzde daha derine ulaşmaya çalışan, sıra dışı bir soyutlama etkinliğidir bu.
Quiroga, Funes çözümlemesinin boyutlarını adım adım belleğin sınırlarına ve gizemlerine doğru bir yolculuğa dönüştürüyor ve belleğin işleyiş biçimine ilişkin can alıcı deneylerden birinin üstünde yapıldığı Henry Gustav Molaison (H.M.) üstünde duruyor. H.M.nin zor ve sıra dışı hayatını yakından öğrenmek için Borges ve Bellek’in “Geçmişte Yaşamak” bölümü okunmalı. Oradan yaratıcılığın ve toplumsal hayatın kesitlerine tutarsak merceği, bellek ve beynin işlevleriyle ilgili sonuçların hayatın pek çok alanına şaşırtıcı notlar düşürdüğünü görebiliriz.
Bizimki gibi bir amnezi toplumu içinde yaşamanın zorluğu, hiç kimseye derdini anlatamamak olmalı. Toplumun kafasına vurup onu sakatlamak, başından bugüne devletin başlıca işlevi oldu. Geçmişe dönük amnezi insanları şimdiki zamanın duvarları içinde yaşamaya koşulluyorsa, bunu ileriye dönük amneziyle tamamlamak isteyen güçler de her zaman olacaktır. Bunun somut bir örneğinin, geçmişinden ve geleceğinden kopuk bir amnezi toplumunun içinde yaşıyoruz bugün. Yalnızca yaşadığı anla ilgili ama onun ötesindeki her şeye yabancı, belleğinden, dolayısıyla geleceğinden olmuş bir toplumun içinde neye tutunabilirsiniz? Sürekli uyanık kalmaya mı?
Quiroga, “Tuhaftır, Borges ‘uyanmak’ yerine ‘hatırlamak’ kelimesini kullanmaktan birçok kez bahsetmişti,” diyor; “zira kendi görüşüne göre uykudayken bellek durur ve ancak uyandığımızda geri gelir.”
Bu düşünce, yaratıcılığın yaşaması için başlıca kaynakları, hem gerçek hayat hem de kitapların tükenmez dünyası içinde yaşamaya zorunluluğu da anlatıyor. Her şeyi zihninde gören Borges’in inanılmaz bir belleği oluşu, onun kendini her an uyanık yaşamaya koşullamış oluşundan gelmiştir. Borges’in kendisine okunan bir kitabın çok güzel bir cümlesinin hangi sayfada olduğunu hatırladığına sık rastlanırmış. O güzel cümleyle gözyaşlarına boğulabilen birinden ve onun bilinçli belleğinden söz ediyoruz. Keskin zekâsından farklılıkları ayırt etmeyi, sonuçlar çıkarmayı, soyutlama yapmayı öğreniyoruz.
BORGES VE BELLEK
Rodrigo Quian Quiroga
Çeviren: Ferit Burak Aydar
Boğaziçi Üniversitesi
Yayınları, 2017
184 sayfa, 25 TL.