‘Boğaziçi’ büyülü bir tecrübeydi

Güncelleme Tarihi:

‘Boğaziçi’ büyülü bir tecrübeydi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 20, 2019 15:54

Büyük boyutlu ve etkileyici doğa manzaralarıyla tanınan Güney Kore’nin önemli fotoğraf sanatçılarından Boomoon, Boğaziçi’nde ürettiği çalışmalarla Borusan Contemporary’de. Boomoon, “Boğaz’da suyun hiç durmadan hareket eden yüzeyi ve onun üzerindeki yansımalar beni çekti. Büyülü bir tecrübeydi ve hafızamda derin etkiler yaptı” diyor.

Haberin Devamı

Gerek Borusan Contemporary’deki ‘Boğaziçi’ serisinde, gerekse ‘Skogar’, ‘Falling Water’ ve ‘Waterfall’ gibi çalışmalarınızda manzara ve bilhassa suya odaklandınız. Su size neyi çağrıştırıyor?
Suyun sabit bir biçimi olmayan, çok temel ve her yerde bulunan bir varlığı var. Bir yandan kendisini çevresine uyduruyor, bir yandan da deniz, şelale veya sağanak yağış gibi şekiller aldığında baskın bir güç sergileyebiliyor. Suyun bu hiç durmayan hareketini kamerayla yakalamak bana sanatsal vizyonum ve yorum bakımından özgürlük veriyor ama aynı zamanda beni bir görüntüler labirentine atıyor. Oluşumun ve yok olmanın, gerçekliğin ve yanılsamanın yansımalarını tetikliyor.

◊ Bir röportajınızda “Herhangi bir mesaj veya hikâyeden bağımsız olarak görüntünün gücüne inanıyorum” demişsiniz. Bu tercihin sebebi ne?
Beni ilgilendiren sonsuz, ebedi, bilinmeyen ve isimlendirilemeyen bir şey. Görüntünün gücünün ona yaklaşmama yardımcı olduğuna inanıyorum.

Haberin Devamı

◊ İstanbul’da Boğaz’ın yüzeyine odaklanma fikri nasıl doğdu? Yola çıkarken aklınızdaki bu muydu?
Sanırım Borusan Contemporary su manzaraları üzerine çalışmalarımı iyi bildiği için bana Boğaz üzerinde çalışmam için bir proje sipariş etti. İçeriği belirlemekte özgürdüm. Taze bir karşılaşma olmasını istediğim için Boğaz hakkında önceden oluşmuş kavramları ve bilgileri bir kenara bıraktım, nereye varacağımı bilmeden çalışmaya başladım. İstanbul’a ilk ziyaretimde Marmara’dan Karadeniz’e yakın üçüncü köprüye kadar uzun bir vapur gezisi yaptım. Ayasofya’yı da ziyaret ettim ve orada iç duvarlardaki mermer panellerden çok etkilendim. Farklı mevsimlerde birer haftalık iki küçük ziyaret daha yaptım. Günde birkaç defa Kabataş veya Beşiktaş’tan vapura bindim, Emirgân’da epey vakit geçirdim. Elbette Boğaz’da çok güzel mimari eserler ve hayata ait durumlara şahit oldum, ama suyun hiç durmadan hareket eden yüzeyi ve onun üzerindeki yansımalar beni çekti. Büyülü bir tecrübeydi ve hafızamda derin etkiler yaptı. Suyun yüzeyine odaklanmaya hızlıca çabuk karar verdim.

Haberin Devamı

◊ “Bir resme bakmak kendini yansıtmaktır” diyorsunuz. ‘Boğaziçi’ serisinde izleyici, yüzeyi pleksiglasla kaplı büyük ebatlı baskılarda kendi yansımasını belli belirsiz halde fotoğrafın içinde görüyor. Bu bilinçli bir tercih olsa gerek...
Evet, elbette. Yansıma zihinsel bir faaliyet olduğu kadar, yüzeyde yansıyan bir görüntüdür de... Benim görüntümün, yerleştirmenin durumundan kaynaklanan çok yönlü yansımalarla çakışmasını görmeyi seviyorum. Benim yansımama, görüntü hakkında boyutlar katıyor.

◊ Size verilen en iyi tavsiyenin 1970’lerin başında Claudio Abbado’nun bir röportajında okuduğunuz şu cümle olduğunu söylemişsiniz: “İyi bir sanatçı olmak için nelerden kaçınmanız gerektiğini öğrenin.” Siz nelerden kaçınırsınız, kaçındınız?
Kolektivizm ve konformizme güvensizliğim çok erken başladı. Gruplar güvenlik ve avantaj sağlar ama ben, her zaman kolay olmasa da, gruplaşmalara olan mesafemi daima korumaya çalıştım. Özgürlük ve yalnızlık aynı madalyonun iki yüzü...

Haberin Devamı

Boomoon: Boğaziçi’ sergisi 25 Ağustos’a kadar Borusan Contemporary’de. ‘Uvertür: Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan Seçki’ 25 Ağustos’a, ‘Söylenir ve Yarım Kalır Bütün Aşklar Yeryüzünde’ sergisi ise 8 Mart 2020’ye kadar görülebilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!