Güncelleme Tarihi:
Bu topraklarda sporun ve özellikle de futbolun doğuşunda ‘yabancı’ların ilk harcı koyduğunu biliriz. Memleketimizde sporun gelişiminde ‘azınlık’ olarak tanımlanan Ermeni, Yahudi ve Rumların da payı büyüktür. İş Bankası Kültür Yayınları, kütüphanemizin spor rafına kıymetli bir eser daha kazandırdı. Orhan Şevki’nin imzasını taşıyan ‘Azınlık Spor Kulüpleri ve Sporcular’ isimli kitap, şahane bir arşiv. Futboldan boksa, tenisten atletizme, halterden izciliğe kadar azınlıkların kurduğu tüm spor kulüplerini ve sporcuların serüvenlerini derli toplu şekilde kayıt altına alıyor. Kitap, ‘Osmanlı Dönemi’ ve ‘Cumhuriyet Dönemi’ olmak üzere iki ana bölümden oluşuyor. Dikkat çeken ilk nokta, Osmanlı döneminde kulüp sayısının fazlalığı. Elpis, Tatavla, Dork, Maccabi, Pera gibi çok sayıda futbol kulübünün yanı sıra baskette YMCA, bisiklet ve izcilikte de H.M.İ.M gibi kulüpler mevcut.
Futbol kulüplerinin fazlalığında, Osmanlı’da Müslümanlara futbol oynamanın yasak olmasının tesiri büyüktür. Birçok kişi isim değiştirerek futbol oynamaya çalışmıştır. Beşiktaş, 1903’te kurulsa da futbol faaliyetleri 1910’da başlar. Cumhuriyet dönemiyle birlikte kulüp sayısında bariz bir azalma görülür. Savaşların da etkisiyle 1923-27 arasında azınlık kulüpleri hiçbir faaliyet göstermez.
Nazi Almanya’sının ev sahipliğini yaptığı 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları’na giden Türkiye Basketbol Milli Takımı’nda Musevi sporcuların da bulunması övünülesidir. Lakin İkinci Dünya Savaşı sırasındaki ’20 kura’ uygulaması da gocunulasıdır. Misal Nor Şişli’nin yeniden askere alınan futbolcuları döndüklerinde kupa ve şiltlerinin çoğunun yok olduğunu görür. Varlık Vergisi’nden yılan Maccabi Kulübü de İsrail’e göçer ve bugünkü Maccabi Haifa’yı kurar. 6-7 Eylül olayları ise Süryani cemaatinin takımı Gedikpaşa’yı yok olma noktasına getirir.
1960-1980 arasında da azınlıkların taşıyıcı kulüpleri Şişli, adı Beyoğlu olarak değiştirilen Pera (1938’de çıkan kanun gereği) ve Taksim olur.
Kıbrıs’ta yaşanan elim hadiseler özellikle Beyoğluspor’u çok olumsuz etkiler. Kulüp 1. Lig’e çıkacakken yaşanan protestolardan ötürü irtifa kaybedip liderlikten beşinciliğe kadar düşer. Keza 70’lerde de ASALA’nın terör eylemlerinin yarattığı iklim nedeniyle Türkiye’den göç edenler olur ki bu süreçte Şişli ve Taksim çok sayıda oyuncusunu kaybeder. Maccabi İsrail’e göç etse de Yahudiler 1960’ların başında ‘Yıldırımspor’ isimli bir basket takımı kurar. 80’lerden günümüze de Şişli, Beyoğlu ve Taksim faaliyette bulunur.
Elbette halihazırda Türkiye’nin en eski kulübü olan; 1896 tarihli Kurtuluşspor da ayakta kalmaya devam ediyor. Kulübün ana faaliyeti basketbol. Ve ay yıldız için de mücadele eden sayısız ‘azınlık’ sporcusu. İşte birkaçı: Yorgo, Niko Alibrantis, Vahran Papazyan, Garbis İstanbulluoğlu, Rober Eryol, Garbis Zakaryan, Koço Kasapoğlu, Lefter Küçükandonyadis...
Kitabı inceleyip masaya bıraktığımda içimde oluşan duygu ister istemez şuydu: Azınlıklar azaldıkça biz de azalmışız; hayatın birçok alanında olduğu gibi sporda da...
Süper Lig bu sezon ‘Lefter Küçükandonyadis’ adıyla oynanıyor. Sahi hep yeni Metin Oktay’lar, Baba Hakkı’lar çıkarmaya çalışırken, yeni Lefter’lerimiz nerede?
AZINLIK SPOR KULÜPLERİ VE SPORCULAR- OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E
Orhan Şevki
İş Bankası Kültür Yayınları, 2018
192 sayfa, 48TL.