Birini neden severiz?

Güncelleme Tarihi:

Birini neden severiz
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2020 00:48

Mert Şer’in yeni öykü kitabı ‘Yalnızlar Apartmanı’ başka seslerin yalnızlıklarına ses olurken, insanlara hoyratça bağlanıp sonrasında bunun ağırlığı altında daha da yalnızlaşanlara kulak kabartıyor.

Haberin Devamı

Kendini aramanın, yalnızlığın, sevgilinin peşine düşmenin, sevdanın kendisi olmanın, hayattaki illüzyonun ve yazmanın özgürleştiriciliğinin peşinde bir kitap ‘Yalnızlar Apartmanı’. Mert Şer’in bu ikinci kitabı, ismiyle müsemma dört farklı hikâye anlatıyor.
Mert Şer aynı zamanda bir mimar. Viyana-İstanbul hattında pek çok deneyimi olan Şer’in mekânlar ve insanlarla kurduğu ilişkiyi, bu kez yazıya taşıdığı farklı bir yerden okumak da mümkün kitabı.
Zira burası bir ‘yalnızlar apartmanı’. Bu apartmanın farklı katlarında, farklı zamanlarda, farklı şehirlerde yolculuk ettikten sonra buraya gelip, birbirinden haberli, habersiz yaşamaya devam eden insanların hikâyeleri bir yanıyla mekâna da ruhunu veren şey. Yazarı derseniz, apartmanın giriş katındaki penceresinde oturmuş tüm bu hikâyeleri buluşturan kişi olarak kalem oynatıyor.
Kitaptaki karakterlerin bir ortak noktası daha var. Okur, aslında söz konusu hikâyenin kahramanı tarafından kâğıda dökülmüş metinleri okuyor. Her öyküde kahramanlar yazarak hem kendileriyle hem geçmişleriyle hem de dış dünyayla farklı türden bir hesaplaşmaya girişiyorlar. Kitabın hemen başında Şer’in düştüğü not da biraz bunun sebebini anlamayı sağlayan nitelikte: “İnsan yazarak her şeyi daha etraflıca anlayıp anlatabildiğini ilk kez fark ettiğinde, yazmanın kalemle kâğıdın sürtüşmesinden öte bir kalkışma olduğunu anlar... Yazmak, anlamanın en iyi yoluydu. Anladım.” Belli ki kahramanları Şer ile aynı fikirde.
Her biri farklı biçimlerde yalnızlaşmış ya da yalnızlığı tercih etmiş olsalar da hepsi sevgiyle sınanmış insanlar bunlar. Bir sevginin peşinde yönünü şaşırmış, sonunda kendini yazıda bulmuş ya da bulma gayretine girişmiş.
Kitap Tomris Uyar’dan bir alıntıyla açılıyor: “Sevginin yalnızca bir duygu olmadığını, bilgi de gerektirdiğini kendimden biliyorum. Sevgi savurganlığım yüzünden ha bire su vererek çürüttüğüm kaktüsler hâlâ aklımda.”
İlk hikaye ‘Mutlu Bir Sabah ve Ben Yaşıyorum’ tam da bu alıntıyla ilintili bir arayışın içinde.
Bir kadının peşinde genç bir adamın hikâyesine tanık olurken bir noktadan sonra bu genç adamın aradığı şeyin ne olduğunu unutacak denli kayboluşuna şahitlik ediyoruz. İkinci öykü ‘Kabuğun Altındakiler’ ise bir oğulun annesine seslenişi.
Mutlu aile kavramını çocuk yaşta babasının ölümüyle kalbine gömen oğlunun annesine mektubu, kocasının acısıyla oğlunu unutan bir anneye yazılmış ağıt gibi. Üçüncü öykü ‘Cesaretin Zarları Bizden Yana’ bu kez de kaybolan bir kadının bir adama yazdığı mektuplar.
Sevse de terk etmek zorunda kalan bir kadının sonraki zamanlarına dair iç dökmesi. İki kişinin yadırgatıcı hisler içinde kıyının iki ucunda birbirini bulma arzusu belki.
Son hikâye ‘Bağlantısızdan Tutunmayana’ ise Oğuz Atay’a referans. Tutunmanın kendi içinde barındırdığı çabaya karşılık bu kez sürekli bir şeylere, bir yerlere bağlandığımız yeni dünyada bu bağdan kurtulma gayretine gönderme yapan hikâye, söz konusu bağlantısızlık haline bağlanırken bir nevi Oğuz Atay’la da dertleşme metnine dönüşüyor.
Mert Şer’in yeni öykü kitabı ‘Yalnızlar Apartmanı’ başka seslerin yalnızlıklarına ses olurken, insanlara hoyratça bağlanıp sonrasında bunun ağırlığı altında daha da yalnızlaşanlara kulak kabartıyor.
Ancak bu barışılmış bir yalnızlık. Belki herkesin içinde bir yerlerde hissettiği ama kendine itiraf edemediği arızalarıyla yüzleşilmiş, olduğu haliyle kabul edilmiş ve bağra basılmış bir yalnızlık. Buradan en temel soruya dönüp “Birini neden severiz?”in cevabını okurun takdirine bırakmak en güzeli.

YALNIZLAR APARTMANI

Birini neden severiz

Mert Şer
DEX, 2020
164 sayfa, 19.50 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!