Güncelleme Tarihi:
Bir film eleştirmeni ya da sinema yazarı olarak medya dünyasına girişim 1990’ların ikinci yarısında gerçekleşti. Atillâ Dorsay’ın yazılarıyla büyümüştüm, sadece film hakkındaki fikirleri değil, sinemaya olan büyük tutkusunu da her seferinde belli etmekten geri kalmayan bir üslubu vardı. Onunla tanışmak benzer bir tutkuyu yaşayan genç bir sinemasever için büyük bir olaydı. Milliyet’in Cumartesi ekinde yazmaya başladığımda, her karşılaştığımızda yazımı okuduğunu ve yorumlarıma katılıp katılmadığını söyler, bazen tatlı tatlı da tartışırdık. O zamanlardan beri emin olduğum bir özelliğidir; polemikten, karşıt fikirlerle tartışmaktan hiç kaçmayan, aksine bunlardan keyif alan bir kültür adamıdır Dorsay. ‘Kavgadan beslenmek’ tanımı belki olumsuz bir ifade gibi algılanır ama aslında karıştığı her tartışmadan bir içgörü yaratabilen olgun bir bakışa sahiptir Dorsay ve böyle bakılınca da evet, kavgadan ‘beslenir’.
Hele bugünün medya ortamında kimsenin “yanılmışım” demediği, “hata etmişim” gibi ifadelere asla yanaşmadığı, eleştiriye kapalı dünyasında Dorsay yeri geldiğinde özeleştiriler yapmasıyla ünlüdür. Medya üzerinden yürüyen tartışmalarında dostlarına kıyak geçmez, düşündüğü neyse onu savunur, sonunda küslük bile olsa (ki o da fazla uzun sürmez) doğru bildiğini kıvrak şekilde kaleme alır. Sert bir tartışmada bile belirli bir mizah tonunu hiç bırakmaz elden.
Atillâ Dorsay’ın Remzi Kitabevi’nden çıkan ‘Tartışmalar, Polemikler, Kavgalar’ adlı yeni kitabında bir araya getirdiği bütün o kapışmaların sadece okuması keyifli yazılar olmadığını söylemek gerek. Kitapta bir Atillâ Dorsay okuru olun ya da olmayın bunun ötesinde; eskiden yazılı medya üzerinden yürütülen tartışmaların olanca sertliğine rağmen yine de akılla, fikirle ve hakarete varmayan bir nezaketle yapıldığına şahit oluyorsunuz. Dorsay’ın derlediği, 60’ların sonundan başlayıp 2000’lere kadarki bu atışmalar, 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren hafifliyor sanki. 60’lar ve 70’lerdeki yoğun kültürel tartışmalar gün geliyor Hülya Avşar’ın kültürlü olup olmamasının tartışıldığı bir zemine yerleşiyor!
Oysa neler tartışılmış, ne yazılar yazılmış: Rahmetli Onat Kutlar’ın öncülüğünde ve Yılmaz Güney’in de dahil olduğu bir ‘solcu’ sinemacılar grubunun etrafında birleştiği Sinematek üzerinden yapılan tartışmalar... Onların Metin Erksan ve Halit Refiğ gibi yönetmenlerin temsil ettiği Ulusal Sinema Tezi’yle karşı karşıya gelişlerine şahitlik eden yazılar... Erkekçe dergisi ve Hıncal Uluç’un Sinematek karşıtı yazılarına da Dorsay’ın verdiği sinema tutkusuyla dolu cevaplar... Amerikan sinemasının doğrudan Türkiye dağıtımına girişine sektörün verdiği reaksiyonlar ve çıkan tartışmalar...
Önemli bazı sanatçılarla girişilen münakaşalar da adeta ders niteliğinde. Geçen yıllarda kaybettiğimiz değerli yönetmen Yavuz Özkan, Atillâ Dorsay’ın da dostuydu ama 1989’da öyle bir bozulmuş ki araları, insan şaşırıyor olan biteni okuyunca. Aziz Nesin ile de iki ayrı film üzerinden iki kere polemiğe girmişler. Nesin’in hiç sevmediği iki film; Tunç Okan’ın ‘Otobüs’ü ve Federico Fellini’nin ‘Amarcord’u, tartışma konuları olmuş, sert yazılar yazılmış. Nesin’in sivri üslubuyla başa çıkabilmek de pek kolay değilmiş doğrusu. Vedat Türkali, Attilâ İlhan gibi önemli edebiyatçılarla da yazı üzerinden tartışmaları olmuş Dorsay’ın.
Atillâ Dorsay her zaman samimi yazılar yazar. Birçok saygın, efsane ya da popüler sanatçı ve yazarla, gazetecilerle fikirlerini çarpıştırmış olsa da “Büyük bir cesaretle, şaşırtıcı bir kendine güvenle, hemen hepsinde kendi haklılığına inandığını, eskaza öyle değilse sonunda bunu açıkyüreklilikle itiraf ettiğimi de göreceksiniz” diyor daha ilk sayfasında.
2000’li yıllara gelince çok daha başka bir merhaleye ulaşacak olan medya düzeninin önemli bir dönemine sinema yazını üzerinden götürüyor bizi Dorsay. Genç gazeteciler, sinema anısı meraklıları, günümüzde giderek şekil değiştiren tartışma adabının bir zamanlar nasıl olduğunu merak edenler, yer yer hayli de eğlenceli sinemasal ‘trivia’ bilgiler içeren farklı bir Atillâ Dorsay kitabıyla karşı karşıya bu sefer. Üstelik 2000’lerde yaşadığı polemiklere de yakında çıkacak kitabıyla devam edecek...
Not: Kitabın ilk imza günü yarın 15.00-17.00 arasında Akmerkez Remzi Kitabevi’nde yapılacak.
TARTIŞMALAR, POLEMİKLER,
KAVGALAR
Atillâ Dorsay
Remzi Kitabevi, 2022
224 sayfa.