Güncelleme Tarihi:
Yalnızlık, günümüzün hayhuyu içinde insanlığın yuvarlandığı girdap... İskoçyalı feminist, yazar, yönetmen Stef Smith, üç kadının bu girdaba kapılışını, çıkış mücadelesini ve kimliğini bulma çabasını anlatıyor ‘Yutmak’ta. Bir hukuk firmasında çalışan Rebecca’nın (Başak Daşman) evliliği hiç beklemediği bir anda yıkılır, o güne kadar kendini evli ve kendi ayakları üstünde duran bir kadın olarak tanımlıyorken hiç de öyle olmadığının farkına varır. Öfke kusmaktadır ve baktığı aynada kendi gerçek yüzünü görür, sonuç aynadan başlayarak her şeyin kırılıp dökülmesidir...
Üst kat komşusu sanatçı Anna (Ece Dizdar) ise kendisini eve kapatmış ve açlığa mahkûm etmiştir. Otobüsü kaçırdığı bir gün aslında çok şeyi kaçırdığının farkına varmıştır. Evini kapılarına kadar parçalayıp bir kuş yuvası oluşturarak içinde yaşamaya başlamıştır... Yalnız Rebecca, Anna’yı bir kurtarıcı gibi görür ancak kapıdaki mektup deliğinden konuşabilirler... Yalnızlıklarını paylaşma çabası vardır ama Anna’nın duvarları da kolay yıkılacak gibi değildir. Kimlik bunalımındaki Samantha (Merve Dizdar) ise Sam kılığında dolaşmakta ve mahallede sürekli belaya bulaşmaktadır. Onun da yolu Rebecca ile kesişir, bir aşk macerası olarak başlayan ilişki, arkadaşlığa ve dayanışmaya dönüşür...
Oyunun ana çizgisi Anna’nın ‘kuş yuvasına gelen (!) ‘pelikan’ı (pelikan yiyeceklerini kesesinde biriktirir ve sonra yutar) beslerken söylediği “Yutmak yaşamaktır”dan geliyor (‘Swallow’un anlamlarından biri de körükörüne inanmak). Sonuçta üç kadın da bu zorlu süreçten kazanımlarla çıkar... Kadıköy’deki Craft Tiyatro’da sahnelenen oyunu İbrahim Çiçek yönetiyor. Yurtdışındaki sahnelemelerde grafitiler yerine boyaları kullanması, oyuncularının kapasitelerini en üst düzeyde değerlendirmesi ile çok başarılı bir oyun çıkarmış. Şiddetin ve duyarlığın dozunu ayarlaması, diyalogların zamanlamasındaki dengeyi gözetmesi övgüye değer. Oyunculara gelince; sahnede üç virtüoz izliyoruz. Merve Dizdar’ın bir adım önde olduğunu da söylemek gerek... ‘Yutmak’ dekor, ışık ve dans düzeni açısından da görülmeye değer. Çok az malzeme ile çok işlevli ve oyuncuya yer açan bir mekân yaratılmış. ‘Yutmak’, katmanlı anlatımının başarısıyla, insan psikolojisinin boyutlarını zorlamasıyla çok başarılı bir oyun. İzleyin, zihninizde ‘yalnızlığın şairi’ Özdemir Asaf’ın başta ‘Körebe’ olmak üzere şiirleri ile Halil Cibran’ın “İçimdeki yaşamın sesi, senin içindeki yaşamın kulağına ulaşamaz. Yine de kendimizi yalnız hissetmemek için konuşalım” deyişi çınlayacaktır.
4, 8, 9, 11, 14 Mart’ta saat 20.30’da Craft Kadıköy’de.