Güncelleme Tarihi:
Kişisel anlatıları okumaya her zaman kıymet veririm. Dönemin Zeitgeist’ına, önemli karakterlerine, dönüm noktalarına dair okura perspektif kazandırırlar; tarihte yaşanmış olanları yavanlığa düşmeden aktarırlar. Hele bir de yazar tonunu, akıcılığını, olaylara mesafesini korumayı başarır ve sözü gereksiz uzatmazsa, böyle eserler tadından yenmez. Güler Sabancı’nın ‘Bir Üniversite Var Ederken’ adlı kitabı, bu tür anlatılara örnek niteliğinde.
Sabancı Üniversitesi için Türkiye’nin yükseköğrenim ekosisteminde fark yarattığı rahatlıkla söylenebilir. Yola çıktığı ‘bir dünya üniversitesi’ olma vizyonunu yerine getirmiş, ilklere imza atmış bir üniversitedir. Bilkent ve Koç’tan sonra Türkiye’nin üçüncü vakıf üniversitesi olarak kurulan Sabancı Üniversitesi, bu yıl 20’nci yılını kutluyor. Bu büyük projenin mimarı, amcalarından aldığı maddi ve manevi desteğin kendisi için ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getiren Güler Sabancı.
Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Sabancı Üniversitesi’nin kuruluşundan günümüze hikâyesini, fikrin ortaya çıktığı ilk andan başlayarak ‘Bir Üniversite Var Ederken’ adlı kitabında kaleme aldı. Güler Sabancı, Sabancı Üniversitesi için “Hayatımın en önemli gayelerinden” diyor. ‘Magnum opus’unun kuruluşundan bu yana hikâyesini anlattığı bu kitapta, üniversitenin kendi kariyer ve yaşam yolculuğu içindeki yerine de ışık tutuyor.
Güler Hanım, Sabancı ailesinin ve Sabancı Vakfı’nın üniversiteye katkılarına, akademik kadroların üstlendiği rollere, üniversitenin kurumsallaşma sürecinde geçtiği aşamalara kitapta geniş yer vermiş. Üniversitenin çok paydaşlı bir yapı olduğunu ve kurumsallaşma sürecine tabi olabilecek bir kuruluş olduğunu (veya olabileceğini ya da olması gerektiğini) özellikle belirtiyor. Bu kolektif yapının ‘birlikte’ var edildiğinin altını kitap boyunca tekrar tekrar çiziyor. Kitabı Sabancı ailesinin ‘halktan ve halka yakın olma’ imajını destekleyecek şekilde son derece yalın ve samimi bir anlatımla, anlaşılır bir dil kullanarak yazmış.
Kitap, kurum kültürünün yapılan işlerin ayrışmasında son derece etkili olduğu günümüzde, Türkiye’nin en başarılı ve pozitif imaja sahip iş insanlarından biri olan Güler Sabancı’nın doğru işin nasıl yapılacağına yönelik kıymetli yorumlarını, önemli tavsiyelerini ve içgörülerini de barındırıyor. Yazarının; üniversitenin kurulma ve gelişme sürecinde iş insanı takkesini bir kenara bırakıp arabulucu rolünü üstlenişini anlatan sayfalar, kitabın bence en değerli bölümlerinden.
Sabancı Üniversitesi’nin Türkiye’nin yükseköğrenim ekosisteminde imza attığı yenilikler gerçekten ufuk açıcı nitelikte. Üniversitenin kurulma aşamasında başvurulan arama konferansı yöntemi, bugün teknoloji transfer ofisi olarak bilinen merkezlerin prototipinin geliştirilmesi, üniversite bünyesinde bir uluslararası danışma kurulu oluşturulması, öğrencilere okula başladıktan sonra program seçme özgürlüğünün tanınması, üniversitenin araştırma odaklı olmasını mümkün kılacak şekilde proje grubu uygulamalarının yürürlüğe konması gibi birçok yenilik, kitapta detaylıca anlatılıyor.
Alfa Yayınları’ndan çıkan kitabın geliri Sabancı Üniversitesi Burs Fonu’na bağışlanacak. Sadece bir üniversite kurma hayali olanların değil, bir işi hakkını vererek hayata geçirmeye, layıkıyla sürdürmeye ilgi duyan herkesin kitapta kendi için bir şeyler bulacağına eminim.
BİR ÜNİVERSİTE VAR EDERKEN
Güler Sabancı
Alfa Yayınları, 2020
100 sayfa, 45 TL.