Güncelleme Tarihi:
2019’u Göbeklitepe Yılı olarak geçirdik ama hâlâ bu görkemli keşfe gereken önemi vermiş değiliz. Son dönemde Netflix’teki ‘Atiye’ dizisiyle gündelik hayatımızdaki payını artıran Göbeklitepe’nin kültür dünyamıza daha fazla sirayet etmesi, coğrafyamıza ve dünya tarihine bakışımızı, ilgimizi değiştirecek. Bu nedenle Göbeklitepe’yi tanıtmak ve bu keşfin ne olduğunu anlatmak çok önemli. Bu çabalara destek vermek de.
Son çalışmalardan bir tanesi gazeteci Doğan Satmış’ın araştırma kitabı.
2018 yılında Göbeklitepe’yi turist olarak ziyaret eden Satmış, doğduğu yere 70 kilometre uzaklıktaki bu büyüleyici keşifle bu kadar geç buluşmasına hayıflanmış ve ardından kitabın tohumları o gün atılmış. ‘50 Maddede Göbeklitepe ve Sırları’ bu vesileyle hayata geçmiş.
Satmış’ın sözleriyle, Göbeklitepe şöyle bir yer: “Bundan 12 bin yıl önce, insanlar daha taş devri yaşarken inşa ettikleri inanılmaz bir anıt; daha metal nedir bilmezken, taşlarla oyulan sanat değeri yüksek devasa dikilitaşlarla dolu; dikilitaşlar üzerindeki kabartmalarla, motiflerle, öfkeli hayvanları ile bize o günleri anlatıyorlar. Keşfinden önce kimsenin düşünemeyeceği bir uygarlık... Ancak öyle bir uygarlık ki 1500, 2000 yıl sürmüş ve tarihe gömülmüş.”
Bizzat keşfeden Alman arkeolog Prof. Klaus Schmidt’in deyimiyle de böyle: “Biz Göbeklitepe’de insanlık tarihine başlangıç olmasa da öykünün tam ortalarında bir yerde unutulmuş ve hiç bilinmeyen sayfaları bulduk... Burası Cennet bahçesi benzeri bir yer.”
Satmış’ın çalışması, 2018’de Klaus Schmidt’in ölüm yıldönümü vesilesiyle bir şeyler yapma arayışına girmesi; bir-iki günlük seminer düzenleme ya da bir anma programı hazırlama hazırlığı sonucunda ortaya çıkmış. Başta Schmidt’in eşi Çiğdem Köksal Schmidt olmak üzere Schmidt’in yakın çalışma arkadaşı Michael Morsch’la birlikte Doç. Cihat Kürkçüoğlu’nun da katkısını almış.
Kitapta genel olarak Göbeklitepe’nin ne olduğu, bu keşiflerin tarihi nasıl değiştireceğine ilişkin konu başlıklarıyla beraber, ‘Kutsal kitaplardaki Cennet, Göbeklitepe miydi? Âdem ve Havva burada mı yaşadı?’, ‘Göbeklitepe döneminin Mekke veya Kudüs’ü müydü?’, ‘A’ harfi ilk buradan çıktıysa ilk alfabe Göbeklitepe’de mi yazıldı? H glifi ne anlama geliyor?’ gibi insanı meraklandıran konu başlıklarını da içeriyor.
Kitaptan kısa bir alıntı: “Herkes yalnızca karmaşık, hiyerarşik medeniyetlerin bu tür anıtsal bölgeleri inşa edebileceğini düşünüyordu. Ve böyle bir şey de ancak tarımın icadıyla ortaya çıkabilirdi. Yani önce tarım öğrenilecek, sonra böyle karmaşık yapılar yapılacaktı. Ancak Göbeklitepe her şeyi değiştirdi. Ayrıntılıydı, karmaşıktı ve tarım öncesine aitti.”
Stanford Üniversitesi’nden Ian Hodder’ın ‘Göbeklitepe her şeyi değiştiriyor’ sözünü aktarıyor bize Doğan Satmış. Yaşadığımız topraklarda tarihi değiştiren bu bölgeyi öğrenmek için Satmış’ın rehberliğindeki bu kitabı okumanızı öneririm.