Güncelleme Tarihi:
Parıltılı baloncukları içinden güneş gibi doğup herkesin hayatını sonsuza dek değiştirenler, hep iyilik perileri olacak değil ya! Bazen de gökyüzünde bir demlik belirir, ‘ÇAT! PAT! KÜT!’ diye yere iner ve içinden rüzgarı azarlayan bir peri çıkıverir. Maksat değişiklikse haylaz bir peri de pekâlâ iş görebilir.
Ürpertiler Ormanı’na sürgün edilen Haylaz Peri daha çaydanlığından çıkar çıkmaz şamata başlıyor. Orman ahalisinin şaşkın bakışları altında önce sincabın kovuğunu işgal ediyor, sonra kirpiyi kapıp dikenleriyle saçlarını tarıyor. Yetmezmiş gibi Fare, Sincap ve Kirpi’ye uzak durulması gereken sihirli kumdan verip ortalığı birbirine katıyor. Fare kendini avcı zannedip oraya buraya saldırırken, Sincap’ı fındıklar kovalıyor. Kirpi’yse dikenleri papatyalara dönüşmüş halde kendini eve kapatıyor.
Terbiyeli olmasını öğütleyen Baykuş’a, “Teşekkür ederim, almayayım, dut reçeli varsa alırım” diyerek herkesi çileden çıkarıyor. Ama ormandakiler o kadar iyi kalpliler ki, büyükannesinin bu aksi periyi cezalandırmak için buraya sürdüğünü öğrenince ona biraz sevecenlik göstermeye karar veriyorlar. Baykuş’un onun hakkında söyledikleri bizim de içimizin cızz etmesine yetiyor: “Büyükannesi ne fena şeyler söylüyormuş... Ondan hoşlandığımızı göstermemiz lazım. Ara sıra birkaç tatlı söz, bir iki içten patileşme kimseye zarar vermez.”
Baykuş’un sözleri sadece bir kişinin kalbini yumuşatmıyor. Perinin bir üşütük olduğunu ve ormandan gitmesi gerektiğini düşünen Kirpi kendi imkânlarıyla ondan kurtulmaya karar veriyor. Kirpi’ye kızmayın hemen, planı bizi kahkahaya boğmaktan öteye geçemiyor. ‘İyi Kalpli Ama Korkunç Aksi Kirpi’ kılığında periyi korkutup kaçırmaya çalışıyor ama Haylaz Peri ona inanılmaz bir oyun oynuyor.
İyi ki de Kirpi’nin oyununa kanıp gitmiyor ormandan. Buraya kadarı bile yeterince eğlenceliyken aralarındaki buzlar çözüldüğünde yaşanacakları bir düşünün. Kalbi kırık bir perinin huysuzluklarına tahammül ve hoşgörü göstermekle en iyi kararı veren orman halkı harika bir dost kazanıyor. Hatta ormandakilerin korkulu rüyası Koca Vahşi’nin karşısına dikilip tek kafa tutan da o oluyor. Gerçi Koca Vahşi dedikleri bol tüylü, sevimli ve ürkek bir ufaklık çıkıyor ama olsun.
Kendini işe yaramaz hissettiği için içerleyen ve bir dünya rekoru kırmaya karar veren zavallı Fare’ye yardım eden de tabii ki Haylaz Peri oluyor.
Edebiyat eşliğinde düzenlediği çay partileriyle, ürpertici hikâyeler anlatma yarışmalarıyla herkesin hayatına neşe getiriyor. Ara sıra ürpertilere neden olan yanlış anlaşılmalarsa olaylara bol heyecan katıyor. Bu arada sert rüzgârlara olan öfkesinden bir şey kaybetmiş değil Haylaz Peri. Bora’yla Güney Rüzgârı’nın karşılaşmalarında Bora’ya dil çıkarıp tehditler savurmaktan geri kalmıyor. Ve Güney Rüzgârı’nı korumak isterken altın parasını Bora’ya kaptırıyor. Oysa altın paralar haylaz periler için hayati önemdedir. Şimdi solgun yüzüyle öylece yatarken herkes parayı bulmanın yollarını arıyor. En çok da Kirpi!
Jana Bauer bol şamatalı bir iyimserlik hikâyesini birbirinden eğlenceli karakterlerle anlatıyor. Yazarın esprili diline Caroline Thaw’ın büyüleyici çizimleri eşlik ediyor.