Güncelleme Tarihi:
‘Dünyanın En Komik Adamı’, ‘Aslan Firarda’, ‘Şapkada Eriyen Bay Karp’ gibi kitaplarıyla tanıdığımız, çocuk edebiyatının ödüllü yazarı Cary Fagan, son kitabıyla okurlarını ilham verici bir yolculuğa çıkararak tekrar kullanım, yeniden değerlendirme, tüketim ve paylaşım kavramları üzerine düşündürüyor. ‘Küçük Mavi Sandalye’ çok boyutlu düşünmenin, farklı bakış açılarına açık olmanın ve hayal gücünün dönüştürücü etkisine vurgu yaparken edebi tattan, merak ve macera duygularından bir an olsun ödün vermiyor.
Her şey Bo’nun çok sevdiği ve yemek yerken, kitap okurken, çadır kurarken, hatta uyurken bile yanı başından ayırmadığı ama artık büyüdüğü için ihtiyaç duymadığı küçük mavi sandalyesinden ayrılmasıyla başlıyor. Annesi sandalyeyi üzerinde ‘Lütfen Beni Alın’ yazılı bir notla birlikte bahçe kapısına bırakıyor ve küçük sandalye serüvenlerle dolu rengârenk bir yolculuğa çıkıyor. Önce bir eskici dükkânına, oradan çiçek saksıları için tabure görevi göreceği bir bahçeye gidiyor. Ardından bir gemiye binerek okyanuslar aşıyor, kıtalar geçiyor, kâh bir filin sırtındaki eğer oluyor, kâh bir dönme dolabın tepesine çıkıyor. Bir çocuğun ellerinde tiyatro dekoruna ya da yarış arabasına, bir başkasının ellerinde kuşlara tohum taşıyan bir asansöre dönüşüyor.
Küçük mavi sandalyenin sürprizlerle dolu yolculuğu öyle bir hal alıyor ki bir sonraki durağının neresi olacağı, neye dönüşeceği merakıyla sayfaları sabırsızlıkla çevirirken buluyoruz kendimizi. Düş gücümüzü sürekli tetikte tutan Cary Fagan paylaşıma, yeniden kullanıma ya da geri dönüşüme dair tek bir laf etmeye bile gerek duymadan bu kavramları inanılmaz etkili bir şekilde anlatıyor. Bunu sadece küçük sandalyeyi kullanan ve sonra ona ihtiyacı kalmayan herkesin, üstüne ‘isteyenin alabileceği’ şeklinde bir not yazarak sokağa bırakması şeklindeki harika bir ayrıntıyla ve kılıktan kılığa bürünen sandalyenin insanların hayatlarında bıraktığı izleri capcanlı hissettirerek yapıyor. Normal şartlarda büyük ihtimalle parçalanarak çöp tenekesini boylayacak ve kullanım ömrünü tamamlayacak olan küçük sandalye elden ele dolaşarak insanların yaşamlarına bambaşka şekillerde dokunuyor. Böylece işlevi tanımlı, sıradan herhangi bir nesnenin farklı ellerde, nasıl farklı ihtiyaçlara seslenebileceği ve yepyeni değerler kazanabileceği, paylaşmanın ne kadar kıymetli olduğu gözler önüne seriliyor.
Bu arada küçük mavi sandalye de uçmayı düşleyen bir çocuğun bağladığı rengârenk balonlarla birlikte gökyüzünün enginliklerinde yol almaya devam ediyor. Bir sonraki durağında onu neler ve kimler bekliyor acaba? İşte bu tam bir sürpriz.