Bir özgürleşme çabası: Katılımcı sanat

Güncelleme Tarihi:

Bir özgürleşme çabası: Katılımcı sanat
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2018 16:56

Sanat tarihçisi, eleştirmen Claire Bishop ‘Yapay Cehennemler/Katılımcı Sanat ve İzleyici Politikası’nda işbirliğine dayanarak üretilen sanat projelerini tarihsel bir perspektiften ele alıyor. Anlaşılabilir bir dille kaleme alınan kitap, kavram salatası yapmadan okuyucuları arkasından sürükleyen bir merak uyandırıyor.

Haberin Devamı

Çağdaş sanat tartışmalarında 1968’den beri güncelliğini koruyan kavramlardan biri olan ‘katılımcılık’ hiç kuşkusuz bir çırpıda anlatılamayacak, derinlere inen, yaratıcı sanatın kendisini bağımsızlaştırma pratiklerinden biri. Sanat tarihçisi, eleştirmen Claire Bishop kitabında işbirliğine dayanarak üretilen sanat projelerini tarihsel bir perspektiften ele alıyor.
İşbirliği, sanatçıların çalışmalarını geliştirirken yeni ortaklıklar kurma adına hem disiplinlerarası hem de sanatın kurumsal korselerden arınmış bir ‘yoldaşlık kurma arzusu’nu dile getirir. Yazar işbirliği fikrinin çeperlerinde gelişen çağdaş sanat projelerinde karşımıza sıkça çıkan ‘sosyal içerik’ olgusuna önem vererek, günümüzde sanatçıların neden bu tür deneylere girdikleri üzerine kafa yoruyor.
Dokuz bölümden oluşan kitabın üç ana izlek etrafında şekillendiğini görüyoruz. İlk bölüm kavram açıklamalarına, ikinci kısım tarihsel vaka araştırmalarına ayrılmış. Son bölümse 1989’dan itibaren katılımcı sanatın tarihselleştirilmesini örnekleriyle ortaya çıkarıyor. Okunur, anlaşılabilir bir dille kaleme alınan kitabın belirtilmesi gereken ilk erdemi, kavram salatası yapmadan okuyucuları arkasından sürükleyen bir merak uyandırması. Bishop konusuna sanat tarihi bağlamında değil, tiyatro ve performans sanatları merceğinden bakarak ilgilenenleri çağdaş sanatın son elli yılında girdiği farklı deneylere yakınlaştırıyor.

Haberin Devamı

Katılımcı sanat deyince konu ister istemez bağlam olgusuna geliyor. Sosyal, ekonomik, politik, coğrafi bağlamlar işbirliğini öngören projelerin değerlendirilmesinde bir ölçüt olarak karşımıza çıkan öğeler arasındadır. Yazar bağlamının ne olduğu hakkında kesin bir tanımlamadan kaçınarak kendisine istediği yöne ilerleyebileceği güzel bir yürüyüş alanı açmış oluyor. Bu yüzden kitabı öznel bir çağdaş sanat analizi olarak yorumlamak hata olmaz.
Bir noktanın altını çok iyi çizmemiz gerekiyor ki, sanat piyasasının güdümünden, kurumsal hiyerarşiden uzak duran katılımcı sanat bir özgürleşme çabası ortaya çıkarıyor. Bu çabanın fark edilmesi, kavranması ise sanatın hangi oluşum süreçlerinden geçtiğinin bilinmesine bağlıdır. Okumayı, yorumlamayı gerektiren bu çaba, neoliberal ekonominin kıskacındaki çağdaş sanat alanında yeni soluklar getirebilecek bir eylem olarak karşımıza çıkıyor.
Sanatçıları katılımcı fikirler geliştirmeye iten neydi? Onlar müze, galeri gibi korunmuş alanları terk etmeyi neden göze alıyorlardı? Katılımcı sanatın getirdiği tecrübeler nasıl dönüştürülüyor? Bu ve buna benzer sorulara yanıtlar arayan kitabın vaka araştırmaları kısmı hem sorunlu hem de ilginç bir karaktere sahip. Bishop elbette yakın ilişki içinde olduğu çevrenin dışına çıkmıyor. Kitabın belki de en ilginç bölümlerinden biri olan ‘Akademik Kapitalizm’ bölümünün sanatçı-küratör-galerici-yazar Anton Vidokle’den bir alıntıyla başlaması çok manidar. Biliyoruz ki dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de mevcut böyle insanlar.
Kitabı yayına hazırlayan Özge Açıkkol’un üyesi olduğu, artık aktif olmayan, Oda Projesi kolektifinin de çalışmada yer alması, üzerinde durulması gereken bir özellik. “Bishop’ın 1972’den beri etkinliklerini sürdüren Sanat Tanımı Topluluğu’ndan (STT) haberi olsaydı, onların özgün çalışmalarını katılımcı sanat bağlamında nasıl değerlendirirdi” sorusu bu kitabın düşündürdükleri arasında yer alıyor.

Haberin Devamı

Bir özgürleşme çabası: Katılımcı sanat

YAPAY CEHENNEMLER
KATILIMCI SANAT VE İZLEYİCİ POLİTİKALARI
Claire Bishop
Çeviren: Mine Haydaroğlu
Koç Üniversitesi Yayınları, 2018
394 sayfa, 40 TL.

BAKMADAN GEÇME!