Bir ömre kaç hayat sığar?

Güncelleme Tarihi:

Bir ömre kaç hayat sığar
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2020 12:39

Cem Kalender’in yeni romanı ‘Mazarin Mavisi’nde 1986’da Küçük Bayrak Sokağı’nın sakinleri olan lubunyalar arasında, 1970’lerde Trakya’da bir kasabada ve günümüzün İstanbul’unda bulacaksınız kendinizi. Handan, Tuna ve Nurten’in hikâyesini birleştirmeye hazır olun...

Haberin Devamı

Küçük Bayram Sokağı’ndayız. Beyoğlu’nda. Akşam çöktü mü; lubunyaların parlak makyajları, perukları, gösterişli kıyafetleriyle, cıvıl cıvıl sesleri, birbirlerine yarı şaka yarı ciddi sataşmalarıyla doldurdukları sokaklarında. Her sınıftan ve yaştan erkek dolduracak sokağı az sonra... 1986’nın son günleri... Fonda, sokağın gediklilerinden seyyar kasetçiden yükselen şarkılar; Bülent Ersoy’lar, Neşe Karaböcek’ler...
Cem Kalender’in yeni romanı ‘Mazarin Mavisi’ okuru ilk andan capcanlı bir anlatımla Küçük Bayram Sokağı’na ışınlıyor. İnsan kendisini, hiç de yadırgamadan bir anda Afet’in, Manolya’nın, Handan’ın, Metin’in kendilerini en rahat, en mutlu hissettikleri dünyalarında buluyor... Ama burası her zaman o kadar da cıvıl cıvıl değil elbette. Romanın daha en başında bir baskına, seks işçiliği yaparak hayatlarını kazanan lubunyaların polisten gördüğü şiddete ve ayrımcılığa tanık oluyoruz. Romanın ana karakteri Handan’ın izini sürmeye de böylece başlıyoruz. Handan henüz 20’lerinin başında, genç bir assolist adayı. Bir trans olarak önünde zorlu bir yol var ama hayaline erişmeye çok az kalmış: O gece Kulüp 12’nin sahibine sesini dinletecek ve belki de sahneye çıkmaya başlayacak... Ama o akşam işler yolunda gitmeyecek: Arkadaşını almak üzere uğradığı Küçük Bayram Sokak’taki polis baskınına dek gelip, kendisini önce ekip arabasında, ardından Sansaryan Han’da, en sonunda da Tenasül Hastalıkları Hastanesi’nde bulmasıyla 1987’ye assolist olarak girme hayalleri de sönecek...

Haberin Devamı

Roman bize dönemin lubunya dünyasının canlı bir tasvirini (mekân tarifleri, kurmaca karakterleri, o karakterlerin gündelik rutinleri ve lubunca dilini anlatıya çok doğal bir şekilde dahil edişiyle) yaparken bir yandan da Handan’ın hikâyesini sermeye başlıyor önümüze. Birinci bölüm boyunca Handan’ı ve baskın gecesi tanıştığı gey arkadaşı Metin’i takip ederken ikinci bölümle birlikte bir taşra kasabasına, çocuk Tuna’nın dünyasına götürüyor bizi yazar. Ve burada, Kalender okuyucusuna bir tür minik ters köşe yapıyor: Bir trans çocuğun hikâyesini, ailesiyle ilişkisini ve ailesinden, kasabasından kopup ‘özgürleşmesini’ trans hikâyelerinde pek de alışık olmadığımız bir yaklaşımla aktarıyor. Doğaya ve içine dönük Tuna’nın kendini keşfedişini, üzerine titrediği cins cins kelebeğin başkalaşım sürecini açık bir metafor olarak kullanarak anlatıyor. Ki romana adını veren de bu kelebeklerden biri zaten... Toprak sahibi zengin bir adamın, dört kızdan sonra dünyaya gelen tek oğlu Tuna’nın ‘büyüme’ ve ailesinden kopma sürecini (tekrar etmekte fayda var; içinde fiziksel şiddet, taciz, yoğun baskı gibi ilk akla gelen detaylar yerine, ilişkiler üzerinden tarif edilmiş bir süreç bu) takip ediyoruz bu bölümde...

Haberin Devamı

Her bir bölüm tamamlandıkça, okurun parçaları birbirine iliştirdiği bir roman elimizdeki... Üçüncü bölümde Handan’ın seneler sonra memleketine dönüşünün ve sonrasında yaşadıklarının izini sürüyoruz. Ve sonra karşımıza ‘İkinci Kitap’ çıkıyor. Buraya kadar olan bölümleri ‘Birinci Kitap’ olarak tanımlayan yazar, ‘İkinci Kitap’ta kahramanlarını bugüne getiriyor. Bu kez Nurten, Özgür ve Berna giriyor sahneye. Okurun; sadece bir anda değişen hikâye, zaman ve karakterlerle değil yazarın dilindeki değişimle de başka bir kitaba geçtiği hissini aldığı bölüm burası. Heyecanın yer yer tavan yaptığı, okurun düğümleri çözdükçe usulca finale gideceği bölüm...
‘Mazarin Mavisi’ kendisini hem sindire sindire hem de merakla okutan bir roman. Cem Kalender’e en başta çarpıcı canlı tasvirleri, sonra da ele aldığı konuyu (bir transın hayat öyküsü) ajitasyonun can sıkan yollarına sapmadan yazdığı için teşekkür etmeli...

Haberin Devamı

Bir ömre kaç hayat sığar
Mazarin Mavisi
Cem Kalender
Doğan Kitap, 2020
292 sayfa, 29 TL.

BAKMADAN GEÇME!