Güncelleme Tarihi:
Kezban Arca Batıbeki, Pilevneli Mecidiyeköy’ün ev sahipliğinde gerçekleşen ‘Vaad Edilmemiş Topraklar’ adlı yeni kişisel sergisinde göçler çağında; ülkelerinden, yaşadıkları topraktan ayrılmak zorunda bırakılan insanların hikayelerini kendi üretim pratiğiyle ele alıyor. 24 Mart’a dek ziyaret edilebilecek sergi, Batıbeki’nin yurt dışı ya da yurt içinde ziyaret ettiği bit pazarlarından, antikacılardan bulup edindiği eski peyzaj resimlerinin etrafında şekillenen kolajları barındırıyor. Batıbeki’ye göre bu buluntu resimlerin barındırdığı hayal coğrafyaları ile mültecilerin siyah-beyaz ikilemi serginin görsel temelini oluşturuyor.
‘Vaad Edilmiş Topraklar’ sergisinin çıkış noktası ne oldu?
Atölyemin içinde yer aldığı kilise avlusunda, uzun süre, mültecilerin kaçış yolculuklarını anlatan, kendi telefonlarıyla çektikleri fotoğraflar sergilendi. Zaman zaman da kilisenin yardımlarından yararlanmak amacıyla, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu kuyruklar oluyor. Bunlar beni çok etkiledi. ‘Göç’ü; politik açmazlara ve tekrara düşmeden, kendi üslubumdan da uzaklaşmadan nasıl yansıtabileceğimi uzun süre düşündüm. Son iki yıldır, resim içinde resim mantığıyla kurguladığım, akrilik ve kolaj ağırlıklı bu tuvaller üzerine çalışıyorum. Ayrıca yine aynı temanın parçaları olan bir ‘Kar Küresi’ ve devasa boyutta bir yerleştirme sergimde yer alıyor.
Göç ve mülteciler sanat dünyasının uzun zamandır gündeminde. Bu sorunlarla ilgilenen sanatçıların üretimlerini takip ettiniz mi?
Aslında takip etmedim. Başka sanatçılardan etkilenme olasılığı kaçındığım bir şey ama sağda-solda tabii ki gördüm. Çok işlenen bir konu olduğunu bilerek farklı bir şey yapabileceğime kanaat getirdikten çalışmaya başladım.
Kolajlarınız, bu meseleyi derinlemesine anlatma çabasında sizi tatmin etti mi? Farklı bir medyum arayışı yaşadınız mı?
Bu sergimin diğerlerinden en büyük farkı; tanınmayan, başka ressamlara ait 60-70 yıllık resimler üzerinden hareket etmek oldu.
Bunlar buluntu eserler mi?
Bu resimleri eşimle birlikte daha çok yurt dışından topladık. İstanbul’daki bit pazarlarını, antikacıları da ziyaret ettik. Çok pahalı olmayanları aldık. Tanınmış ressamlara ait değilller. Bunları toplamamızın nedeni şu: Dikkat edin, hemen hemen her gelir grubundan insanın evinde bir doğa resmi vardır. İnsanların özlemleri üzerine kafa yormaya başladım bu sayede. ‘İnsanlar neden evlerinde bir natürmort ya da nü esere yer vermiyor da peyzaj asıyor?’ Hep bir hayal coğrafyasının özlemiydi bence bu. Bu sergi için de aradığım kıvılcım bu sayede belirdi. Bu sıradan, hayal coğrafyalarıyla mültecilerin siyah-beyaz ikilemi serginin görsel temelini oluşturdu.
‘Kâğıt’ın her hâli
Pilevneli Mecidiyeköy, Kezban Arca Batıbeki sergisiyle eş zamanlı olarak Pilevneli Project tarafından gerçekleştirilen ‘Kâğıt’ başlıklı sergiye de ev sahipliği yapıyor. ‘Kâğıt’, 100’ün üzerinde sanatçının kâğıt işlerine odaklanan geniş kapsamlı bir sergi. Türkiye çağdaş sanatında, 1960’lardan bugüne uzanan bir çizgide, kâğıt üzerine yapılan işler ve de bizzat materyal olarak kağıdın kullanıldığı yapıtları bir araya getiren araştırma odaklı sergi, hem usta hem de genç sanatçıların yapıtları ışığında bu alanı kapsamlı bir şekilde, her yönüyle ele alıyor.