Bir çocuk kitabı yazmak ne kadar zor olabilir ki!

Güncelleme Tarihi:

Bir çocuk kitabı yazmak ne kadar zor olabilir ki
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2020 23:41

Allan Ahlberg ‘Gelmiş Geçmiş En Kötü Kitabım’ ile resimli bir kitabın ufacık bir fikirle başlayıp yayımlanmasına kadar uzanan yolculuğuna ortak ediyor bizleri.

Haberin Devamı

Sabahın erken saatleri, bir fincan kahve, boş bir sayfa, fikirlerle dolup taşan bir beyin, hatta Roald Dahl’ınkini aratmayacak türden bir yazı yazma kulübesi... Bir yazar için bundan daha iyi bir başlangıç az bulunur. Yazarımız da aynen böyle düşünüyor olmalı ki hikâyesini yazmak üzere mutlu mesut kulübesine kapanıyor. Aklında iki çocuklu bir aileye usul usul yaklaşmakta olan gözü dönmüş, düzenbaz, sinsi bir timsah hakkında heyecanlı mı heyecanlı bir hikâye var. Ahh! Bir de kulübeye uçarak giren kediler, ortalığa saçılan kahveler, elinde dondurmayla içeri dalan çocuklar, son anda hatırlanan tatil planları ve kâğıt yiyen salyangozlar olmasaydı...
Allan Ahlberg ‘Gelmiş Geçmiş En Kötü Kitabım’ ile resimli bir kitabın ufacık bir fikirle başlayıp yayımlanmasına kadar uzanan yolculuğuna ortak ediyor bizleri. Bir taraftan başına birbirinden komik aksilikler gelen bir yazarın, fikrini adım adım bir hikâyeye dönüştürmesini ve nasıl bir çalışma sürecinden geçtiğini izlerken diğer taraftan olayın mutfağındaki kahramanlarla tanışıyoruz.
Ama mutfağa gelene kadar daha çok yolumuz var.
Öncelikle bizim yazar da herkes gibi bir insan ve her ne kadar inzivaya çekilse de gündelik yaşam bir şekilde devam ediyor. Dolayısıyla kâh kediyi beslemesi gerekiyor kâh ortalığı paspaslaması, dökülen kahveyi tazelemesi ya da çocuklarıyla ilgilenmesi. Araya bir yaz tatili bile giriyor. Kabul etmek gerekir ki notları salyangozlar tarafından kemirilecek kadar şanssız bir yazar ama hiç pes etmeyecek kadar da kararlı ve çalışkan. Her türlü aksiliğin ardından kendini yine hikâyesinin başında buluyor. Hatta orada değilken bile aklı karakterlerinde, heyecanı nasıl tırmandıracağında ya da bir sözcük yerine daha uygun hangi sözcüğü kullanabileceğinde. Bunun için notlar alıyor, listeler hazırlıyor, sürekli kafa yoruyor. Ve atlattığı bin bir badireden sonra nihayet defterine kocaman bir ‘SON’ yazısı konduruyor.
Ama konu kitaplar olunca bu asla gerçek bir son değildir. Sırada hikâyenin resimlenmesi, sonra editör, yayıncı ve tasarımcıyla yapılan uzun toplantılar, fikir alışverişleri, tartışmalar, bazen de çatışmalar var. Bu süreçte timsah bir ara illüstratör tarafından suaygırına, ardından editör tarafından dinozora dönüştürülme tehlikesi atlatıyor. Ama timsahlı hikâyede direten yazar nihayet kitabının matbaaya gitmesiyle derin bir nefes alıyor. Ta ki... Kendisine yayınevi tarafından bir nüsha gönderilene kadar.
Yazarın da söylediği gibi, bu bir ekip işi ve matbaa da ekibin bir parçası. Kim demiş orada aksiliklerin olamayacağını? Artık o kısmı sizlere bırakarak şu kadarını söyleyebilirim; ‘Timsah Ağzını Açtı’ yazarın gelmiş geçmiş en kötü kitabı mı bilemem ama en bahtsız kitabı olduğuna şüphe yok.

GELMÄ°Åž GEÇMÄ°Åž EN KÖTÃœ KÄ°TABIM Â

Bir çocuk kitabı yazmak ne kadar zor olabilir ki

Allan Ahlberg
Resimleyen: Bruce Ingman
Çeviren: Berrak Buhara İdiman
Hep Kitap, 2020
64 sayfa, 32 TL.

BAKMADAN GEÇME!