Güncelleme Tarihi:
İlk etapta üç ekranda birden alevden oluşan çizgiler beliriyor. Yan ekranlarda düz bir şekilde inen çizgiler, orta ekranda birbirlerine teğet geçen biçimde akmakta. Cam parçalarının sürüklendiği üretim bantları yerini alevlere şekil veren kalıplara bırakıyor. Cam fabrikasındaki işleyişin ritmi, üç ekranda birden eşzamanlı gösterilen görüntülerin de akışını belirliyor.
Son dönemdeki işlerinde mekâna odaklanan Ali Kazma’nın Galeri Nev’de sergilenen yeni videosu ‘Çay Saati’ndeki belirleyici unsur zaman ve mekân ilişkisi. İşlerini, “İnsanın dünyaya imkân verme şekilleri üzerine uzun soluklu bir projenin parçaları” olarak nitelendiren sanatçı, günde toplam bir milyon ürünün çıktığı Paşabahçe Cam Fabrikası’ndaki işleyişin peşine düşüyor.
Sanatçının diğer işlerinden de alışıldığı üzere, omurgayı ortaya çıkaran ürün değil, üretim süreci. ‘Çay Saati’nde seri bandın yeknesak ritminin yerine onun parçalarının kendi içindeki ritimleri odakta. Ali Kazma, yine olası tüm çağrışımları dışarıda bırakıyor. Öyle ki bu cam fabrikası manzarasında çay bardakları veya diğer cam eşyalar bile yer bulamıyor. Zira böyle bir olasılık, sanatçının, üretim sürecinin kendisine odaklanabilmesi önünde bir engel teşkil etmekte. Önceki işlerinde de saat, futbol, dans, otomotiv gibi çağrışımları yoğun faaliyetleri mercek altına alan sanatçının bu alanlardaki üretimin ikonik boyutunu yansıtmama zorluğunu bile isteye üstlendiği aşikâr. Burada da cam gibi yoğun bir tarihi bulunan malzemeyi soyutlayarak üretimine odaklanma zorluğu devrede.
Fabrika: Nefes alıp veren bir organizma
‘Çay Saati’nde işleyen makinelerin, şekillenen hammaddenin tasvirinde bir süreklilik halen var. Ancak bu, izleyeni sonuca ulaştıran bir gidişatın aktarıldığı anlamına da gelmiyor. Ali Kazma sanki yüzyıl başında, şehrin işleyişini, onu toplu resmetmek üzere parçalarına ayıran avangart film pratiği şehir senfonilerini tersyüz ediyor. Zira sanatçının parçaladığı şekliyle fabrika, sonunda bildik şekliyle bütünleşmiyor. Aslında birbirinin ardılı olan üretim aşamalarının her biri kendi ritmiyle var oluyor. Videonun üç ekranlı oluşu ve Ali Kazma’nın kurgusu, bu ritimler arasında tahmin edilenden farklı ilişkiler öngörüyor. Eserin bu yapısı, her seferinde farklı bir mesleğin, fabrikanın ya da üretim şeklinin içine nüfuz eden sanatçının bize sunduğu ‘büyük resim’ düşünülünce daha çok merak uyandıracak nitelikte. ‘Çay Saati’, Ali Kazma’nın üretime dair söylediğinin yanı sıra hareketli görüntü parçalarını zihnimizde nasıl birleştirdiğimiz sorusunu akla getiriyor. Bu hareketli görüntü parçalarını kendi deneyimlerimizden aşina olduğumuz bir sonuca bağlayamadığımız sürece onları algılama şeklimiz de dönüşüyor. Belki de böylece ‘Çay Saati’, bir sanat eserinde parçalar arasındaki ilişkiyi nasıl tecrübe ettiğimiz konusunda da bir egzersiz sunma imkânı taşıyor.
Aslında eserin bu özelliği, Ali Kazma’nın üretim şeklini de yansıtan bir niteliğe sahip. Videolarında çalıştığı mekânların, kişilerin ritimleriyle alışveriş içindeki sanatçı, sadece o ritmi yansıtmakla kalmıyor. İşlerinin kurgusunu, hızını da bu alışveriş belirliyor. Ele aldığı temanın ritminde kaybolmaktan ziyade her seferinde onunla bütünleşiyor. Sanatçının işlerindeki imzası, sadece tematik bir bütünlükle sınırlı değil. O temayla kurduğu ilişkinin şekli de belirleyici.bir organizma gibi hissedildiğini, nefes alıp vermeye başladığını söyleyen sanatçı, işinde de bu organizmanın içinden konuşuyor gibi. Ali Kazma ‘Çay Saati’nde de 24 saat üretim yapan bir fabrikada bulunmanın zaman, mekân ve beden algısını dönüştürdüğü hâl, işi şekillendiren asıl unsur. Fabrikanın ’nın ‘insanın dünyaya imkân verme şekillerini” araştırdığı yolculuğunun durakları böylece her seferinde farklı bir bütüne işaret ediyor. Sanatçının o ritmin dışındaki unsurları devreye sokmaması, üretimin değişik aşamaları arasında, hedefte ürünün olmadığı bir sürekliliğin peşine düşüyor oluşu da sonunda ortaya çıkan manzarayı daha da merak uyandırıcı bir niteliğe büründürüyor.
‘Çay Saati’ başlıklı sergi 29 Nisan’a kadar Galeri Nev’de görülebilir.