Güncelleme Tarihi:
Amerikalı yazar Kiley Reid, Goodreads Okur Ödülleri’nde ‘yılın en iyi ilk romanı’ seçilen ve 2020 Booker Ödülleri’nde uzun listeye giren ilk romanı ‘Ne Eğlenceli Çağ’ı (Such a Fun Age) şimdilerde bir sinema filmine de uyarlıyor. Çünkü şu içinde olduğumuz çağın belirgin bir sosyal davranışı üzerine akıcı bir hikâye anlatıyor.
İnsanları cinsel ya da ırksal kimlikleri üzerinden yaftalama ya da samimiyeti sorgulanacak şekilde iletişim kurmak gibi eylemler, günümüz toplumlarında çok incelikli hikâyeler çıkmasına vesile olmakta. ‘Ne Eğlenceli Çağ’da bariz kötüler veya iyiler yok. Herkes kendi penceresinden kibar ve medeni. Ama bazı karakterler iyi kalpli, anlayışlı ve güleryüzlü profiller sunsalar da bencil ya da ayrıştırıcı olduklarının farkında bile değiller! Bazen Twitter’da bizde de rastlıyoruz ya hani, sorsanız kadın haklarına çok bağlı olduklarını söyleyip de söylemlerini hep eril dille kuranlara ya da ırkçı olduklarını bilmeden ve inkar ederek ırkçılık yapanlara... ‘Woke’ (uyanık kalma) ya da ‘cancel’ (iptal) kültürü; adına ne derseniz deyin, bazen en ağır aşağılamalar bu tip farkındalıklara sahip olduklarını söyleyen kültürlü insanlar tarafından yapılıyorlar. ‘Ne Eğlenceli Çağ’ işte bu konu üzerinde biraz da eğlenerek tepiniyor.
Alix Chamberlain lise yıllarındayken beklenmedik bir mirasla bir anda sınıf atlamış, zenginleşmiş beyaz bir ailenin kızı. Bir televizyon spikeriyle evli ve iki çocuklarıyla birlikte New York’tan Philadelphia’ya taşınmışlar. Alix, özellikle üç yaşındaki büyük kızı Briar’a bakması için 25 yaşındaki siyahi genç kadın Emira’yı yarı zamanlı olarak işe almış.
Hikâye, Emira’nın bir akşam ‘kanka’ kız arkadaşlarıyla bir yaş günü partisindeyken Alix’ten acil bir telefon almasıyla başlıyor. Alix’in kocasının canlı yayında farkında olmadan kullandığı bir cümle yüzünden, o akşam evlerine kadar ulaşan bir tepki dalgası oluşmuştur. Alix de Emira’dan olan bitenden korkmasın diye küçük kızını alıp markete götürüp kısa bir süre oyalamasını rica eder.
Marketteki bir müşteri ve güvenlik görevlisi, doğum günü partisinden çıkıp gelmiş siyahi bir genç kadının yanında beyaz bir çocuk görünce Emira’nın onu kaçırıp kaçırmadığını sorgularlar, o sırada orada bulunan bir adam Emira’nın maruz kaldığı bu rahatsız edici durumu telefonuyla çeker. Sonrasında olaylar okurların pek de kolay tahmin edemeyeceği bir şekilde gelişir. Videoyu çeken Kelley adlı genç adam, Emira’nın hayatına girer ve aslında bu kişinin Alix’le de ilginç bir geçmişi vardır...
Reid’in dili akıcı ve hayli renkli. Özellikle de Emira’nın dünyasını çok iyi kurmuş. Emira hâlâ hayatta ne yapacağına tam karar verememiş, ergenlikle yetişkinlik arasında sıkışmış bir karakter. Reid onu öyle güzel işlemiş ki karşımızda görür gibi oluyoruz sık sık. Emira aslında çok konuşan ve kendisini çok açık ifade eden bir karakter de değil. Aslında yazarın maskelerini çok iyi tarif ettiği ve bizi şaşırttığı karakterler, Alix ve Kelley. İkisi de bir madalyonun iki farklı yüzü gibiler. İkisi de siyahlarla sorun yaşamadıklarını etrafa göstermek için Emira’yı kullanmaktalar. Reid’in romanının asıl hedefi de onları anlatmak.
Kiley Reid belli ki günlük konuşma dilinin son derece yoğun olduğu bir metin çıkartmış ortaya. Basit bir anlatımı var gibi gözükse de kompleks meseleler üzerine dilbaz bir metin söz konusu. Tecrübeli çevirmen Sinem Sancaktaroğlu Bozkurt, bu zaman zaman hayli hınzırlaşan metni renkli bir şekilde çevirmek için epey uğraşmış ama özellikle siyahi genç kadın jargonlarında bir parça zorlanmış sanki.