Bilge psikiyatrdan hayata dair...

Güncelleme Tarihi:

Bilge psikiyatrdan hayata dair...
Oluşturulma Tarihi: Haziran 20, 2019 15:30

Psikiyatrinin yaşayan bilgesi kabul edilen Prof. Dr. Özcan Köknel 90 yıllık kişisel yolculuğunu ve toplumsal ruh sağlığımıza ilişkin tespitlerini ‘Bilgenin Aynası’nda anlatıyor. Köknel, “Her şeyinizi kaybetseniz bile umudunuzu asla kaybetmemelisiniz. İnsan, hasta veya en mutsuz anlarında bile içinde umudu hissettiğinde ruhsal rahatlama hisseder” diyor.

Haberin Devamı

Psikiyatrinin yaşayan bilgesi kabul edilen Prof. Dr. Özcan Köknel’in 90 yıllık kişisel yolculuğunun bilinmeyenleri ile toplumsal ruh sağlığımıza ilişkin tespitlerini anlattığı ‘Bilgenin Aynası’ raflardaki yerini aldı. Gazeteci Mert İnan’ın kaleme aldığı çalışmada Türkiye’de son zamanlarda gündemden düşmeyen cinsiyet eşitsizliği, istismar, şiddet, uyuşturucu, saplantılar, öfke, çarpık davranışlar ile çocuğa yönelik cinsel istismar suçlarının ortaya çıkmasındaki temel nedenler detaylı şekilde ele alınıyor. Kitap aynı zamanda toplumsal ve kişisel ruh sağlığı için yazılı terapi fırsatı sunuyor.

Depresyon, panik atak, stres ve takıntı gibi sorunlara karşı davranış, düşünce ve rahatlama tekniklerinin anlatıldığı çalışmada Prof. Dr. Özcan Köknel’in yaşamından ilginç kesitler de yerini almış. Milli Eğitim Müfettişi Hasan Âli Yücel’in Özcan Köknel’in nasıl isim babası olduğu, Köknel’in ilkokula neden üçüncü sınıftan başladığı, nişan törenini Demokrat Partili bir devlet büyüğü için nasıl ertelemek zorunda kaldığı, askerden izne geldiği sırada Taksim’de gözaltına alınması, hemşirelerin Köknel’i akıl hastası sanarak neden hastaneye yatırmak istediği gibi ayrıntılar dikkat çekiyor.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Köknel, Türkiye’nin son yıllarda ruhsal bir kaos yaşadığını aktarırken, “Değerler, ilkeler, kurallar birbirine karışmış durumda. Neyin doğru neyin yanlış, neyin iyi neyin kötü olduğu konusunda anlamsızlık hüküm sürüyor. Bu anlamsızlık beraberinde çelişki ve çatışmaya neden oluyor. Toplumun zihninde bulanıklık olduğu sürece geleceğe güvenle bakamayacağımız gibi mutlu, huzurlu da olamayız” diye konuşuyor.

Köknel, mutluluğa ulaşma çabası üzerine de fikirlerini paylaşıyor: “Günlük yaşamda tüm davranış, çaba ve eylemlerimizin altındaki en temel etken aslında mutluluğa ulaşma gayemiz. Mutlu olmak için çaba gerekiyor. Kimse yattığı yerden iyi hissedemez. Bir insanın ruh sağlığı, onun iyilik durumudur. İnsanın duygu dünyasında ilginin, sevginin, neşenin, sevincin olmaması kötü hissettirir. Ancak her şeyinizi kaybetseniz bile umudunuzu asla kaybetmemelisiniz. İnsan, hasta veya en mutsuz anlarında bile içinde umut ve iyiliği hissettiğinde ruhsal rahatlama hisseder.”

Haberin Devamı

Bilge psikiyatrdan hayata dair...

BİLGENİN AYNASI
TOPLUMSAL RUH SAĞLIĞIMIZA İLİŞKİN TESPİTLER
Mert İnan
Hayy Kitap, 2019
200 sayfa, 26 TL.

 

‘HEMEN ENJEKTÖR ALIP PARK OTEL’E GEL!’

Özcan Köknel’in nişan günü gelip çattığında yaşadıkları yıllar sonra kitapta gün yüzüne çıkıyor. Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Partili yıllarda Prof. Dr. Köknel’in nişanını ertelemesine neden olan hadise, kitapta ilk ağızdan şöyle aktarılıyor: Nişan hazırlıklarıyla uğraşırken, İhsan Şükrü telefonda heyecanlı bir ses tonuyla, “Hemen enjektör alıp Park Otel’e gel. Bu mesele her şeyden önemli” demişti. Ne olduğunu anlayamadım. Evde nişan töreni yapılacaktı. İhsan Şükrü’nün ses tonundan çok ciddi bir şey olduğunu anladım. Ailelerden izin isteyerek birkaç saatliğine evden ayrılmam gerektiğini söyledim. Herkes şaşkındı. Ailem, Ülkü duruma tepki gösteriyordu. Park Otel’e gittiğimde hadisenin içyüzünü anlamış oldum. İhsan Şükrü, Demokrat Partili çok önemli bir ismin oğlunu sakinleştirmeye çalışıyordu. Otelde yaptığımız istişareler sonucu hastanın İsviçre’ye gitmesi gerektiğine karar verdik. İhsan Şükrü, İsviçre’ye benim gitmemi istiyor, bir yandan, “Bu durumdan kimseye bahsetmeyeceksin” diye tembihte bulunuyordu. Önemli kişinin oğlunu sakinleştirdikten sonra eve dönmem gerektiğini söyleyip otelden ayrıldım. Nişan töreni iptal olmuş, insanların morali bozulmuştu. Çok önemli bir hastanın tedavisi için gitmek zorunda kaldığımı belirterek konuyu kapadım. Devlet büyüğünün sinir krizi geçiren oğlu ile İsviçre’ye gidemeyeceğimi, ertelenen nişanın yapılacağını, sınavlarımın olduğunu söyledim. Sınavlarım bitince ertelemek zorunda kaldığımız nişanı da gerçekleştirdik. Hemen akabinde, 1958’de Ülkü ile dünya evine girdik.

BAKMADAN GEÇME!