Bildiğiniz fantastik romanlardan değil

Güncelleme Tarihi:

Bildiğiniz fantastik romanlardan değil
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2018 12:55

Raşel Meseri, fantastik romanı ‘Köpekbalıklarının Kayıp Şarkıları’nda tüketimden kapitalizme, şiddetten GDO sorununa, küresel ısınmadan yeşilin katline günümüzün can yakan konularını ele alıyor.

Haberin Devamı

“Bin farklı kişi tarafından okunmuş bir kitap, bin farklı kitaptır” diyor Tarkovsky. Raşel Meseri’nin ‘Köpekbalıklarının Kayıp Şarkıları’ adlı kitabı, içinde yaşadığımız gerçeği öyle bir açıdan bize gösteriyor ki, sizin hangi algıyla ya da hangi duygu yoğunluğuyla okuduğunuz önem kazanıyor. Çünkü Meseri, tüketimden kapitalizme, şiddetten GDO sorununa, küresel ısınmadan yeşilin katline kadar birçoğumuzun canını yakan sorunları ele alıyor. Metin bilimden, sanattan, felsefeden beslenip fantastik bir kurguyla kendini tamamlıyor. Tarih boyunca baskılara, şiddete, haksızlığa, sömürüye, ırkçılığa karşı direnen insanlığı bambaşka bir pencereden gösteriyor bize. Olağanüstü gözlemlerle dolu bir roman tutuyorsunuz elinizde.
‘Köpekbalıklarının Kayıp Şarkıları’, son yıllarda okuduğum en farklı fantastik romanlardan biri. Öyle bilmediğimiz bir dünyanın kapılarını açmıyor, bilmediğimiz karakterler yaratmıyor Meseri; aksine bildiğimiz ve içinde yaşadığımız dünyayı, bir başka gerçekliğin kapılarını aralayarak sunuyor bize.
Dünyanın yaradılışı suyla başlar, insan ana rahminde su dolu bir kesenin içinde yaşam bulur. Romanın ilk bölümü bir çocuğun havuza atlaması ile başlıyor. Çocuk önce ebeveynleri sorguluyor: “O mini minnacık şey öncelikle anasını babasını bir cüceye dönüştürür. Kendisi büyüdükçe diğerleri sürekli küçülüyordur sanki”. Sonra dünya dediğimiz o büyük havuzda buluyor kendini. Köpekbalıklarıyla dolu bir havuzda ve çocuğun içinden tuhaf bir yaşam geçiyor. O hem karada hem suyun altında hem dağların doruğunda hem de yer altında yaşayabiliyor, düşünebiliyor. Her canlının ve nesnenin ruhu ile konuşabiliyor. Kahraman bazen soyut bir bilinç oluyor, bazen de bir kamera gözü. Bazen küçük bir kızın sözcüklerindeki büyü ile bakıyorsunuz yaşama, bazen genç bir kadın bazen de yüzlerce yıl yaşamış bir bilge karşılıyor sizi satırlar arasında. Hepsini aynı anlatıcı üzerinden kurması da yazarın büyücülüğü kanımca.
Roman, akıcı bir dil ile ilerliyor. Chuck Palahniuk romanlarını okuyormuş gibi hissediyorum zaman zaman, ciddiyetin içine bir parça karıştırılmış ironi, sizi tam kızdıracakken yine gülümsetiyor. Yazar, okurun hayal gücünü romanın sonuna kadar kontrolü altında tutmayı başarıyor.

Haberin Devamı

Bir yol hikâyesi de diyebiliriz ‘Köpekbalıklarının Kayıp Şarkıları’ için. Varılan yer değil gidilen yoldur bizi büyüten sözü roman boyunca yanı başımızda duruyor. Kâh Bertolt Brecht’in ‘Köpek Balıkları İnsan Olsaydı’ öyküsü geliyor aklınıza kâh Konstantinos Kavafis’in insanın kendi içinde yaptığı yolculuğu anlatan ‘İthaka’ adlı şiiri. Bir anda karşılaştığınız bir cümle Joanne Greenberg’in yıllar önce okuduğum, içine doğduğu dünyanın kurumlarıyla bağdaşmayı öğrenemeyen, iletişimsizliğin karanlığında yaşayan on altı yaşındaki bir genç kızın öyküsünü anlattığı romanını getirip koyuyor önüme ve onu tekrar okumaya karar veriyorum. İskandinav mitinde tanrı Odin’e de bir selam verip devam ediyoruz maceraya. Dolayısıyla roman, metinler arası bir okuma deneyimi sunuyor.
Mükemmel bir hayal gücünün içinde siz aslında köpekbalıklarının o kaybolan şarkılarını söyleyerek yol alıyorsunuz. Yazımı, kitaptan bir cümleyle bitiriyorum: “Yaşam kaldığı yerden ama başka şekilde devam edecekti. Çalıp çırpmadan! Cinsler, cinsiyetler, türler, ırklar, dinler, diller, yetenekler, meslekler arasındaki fark olmadan! Tahakkümsüz, sömürüsüz, savaşsız!”

Haberin Devamı

Bildiğiniz fantastik romanlardan değil

Köpekbalıklarının Kayıp Şarkıları
Delidolu Yayınları
Raşel Meseri
276 sayfa, 28 TL.

 

BAKMADAN GEÇME!