Güncelleme Tarihi:
İstanbul Beykoz’da 1810 yılında bir tabakhane olarak kurulan, 1812’de 2. Mahmut’un satın almasının ardından ordu için gerekli ayakkabı ve çizme üretmeye başlayan, Cumhuriyet’in ilanından sonra ise efsanevi Sümerbank Deri ve Kundura Fabrikası olarak 1999 yılına kadar hizmet veren Kundura Fabrikası için bir dernek kuruldu. Özelleştirildiği 2004 yılından bu yana dizi ve filmler için set alanı olan ve kültür sanat mekânı olarak kullanılan Beykoz Kundura Fabrikası’nın tarihi bundan sonra Kundura Hafıza Derneği himayesinde araştırılacak ve korunacak. 2015’te Kundura Hafıza Arşivi’ni kurarak fabrikanın kültür mirasını korumaya yönelik çalışmalara başlayan ekip dernekleşerek Türkiye’nin endüstriyel mirasına dair çalışmalar yapmayı planlıyor.
ANILARINI ANLATTILAR
Kültür Sanat Direktörü S. Buse Yıldırım, Kundura Hafıza Derneği’nin hikâyesini şöyle anlatıyor: “Beykoz Kundura özelleştikten sonra nasıl bir şeye dönüşeceğine organik bir şekilde kendisi karar verdi diyebiliriz. Bu tarihi alan yaratıcı sektörün, kültür sanat etkinliklerinin kalbi haline geldi. Uzun yıllardır Beykoz Kundura’nın bir müze haline gelmesi planlanıyordu ama buranın pasif bir ziyaretçi ilişkisi kurmasını istemiyorduk. Çünkü yaşayan bir hafıza var ve bu mekândaki ağacın bile duvarın bile bir dili var. Sümerbank tarihini araştırmaya başladığımızda hep ekonomik verilere ulaştık. Ancak fabrikayla ilgili sosyal anlamda tarihi verilere ulaşamadık. Bu da bize endüstriyel tarihimizdeki eksiklikleri gösterdi. 2015 yılında sözlü tarih metoduyla yani burada yıllarca çalışmış emekçilerin yol göstermesiyle Beykoz Kundura’nın tarihini ortaya çıkarmak istedik. Sosyal medyada Kundura Hafıza adında bir sayfa açtık. Sümerbank emekçileri burayı öyle benimsediler ki dedesinden kalma yaka kartını bizimle paylaşanlar, eski fotoğraflarını gönderenler oldu. Şu anda orası eski emektarların hafızalarını tazelediği bir platforma dönüştü. Bu çalışmalar kapsamında 200’ü aşkın kişiyle görüştük. Elimizde 1000’e yakın fotoğraf var. Tüm bu çalışmalar bir araya gelince dernekleşmek ve bu yaşayan fabrika hafızasını yeni nesillere aktarmak istedik.”
95 DOĞUMLU BİRİ SÜMERBANK’IN NE OLDUĞUNU BİLMİYOR
Her neslin Sümerbank’la ilgili mutlaka bir anısı olduğunu vurgulayan Yıldırım, “95 doğumlu biri artık Sümerbank’ın ne olduğunu hiç duymamış olabilir. Burası modern cumhuriyet tarihi için çok önemli bir mekân. Örneğin fabrikanın kazan dairesinde 30 yılını geçirmiş Aydın amcanın anlattıkları çok değerli. Biz bu topladığımız arşivleri yaşayan sergiler şeklinde eski ve yeni nesillerle buluşturmak istiyoruz” dedi.
İLK SERGİ MAYIS’TA
Araştırmacılar ve sanatçılar için destek programları da sunacak olan derneğin ilk çalışması mayıs ayında kapılarını açacak olan ‘Kundura’nın Hafızası: Bir Fabrikaya Sığan Dünya’ sergisi olacak.
Küratörlüğünü Seda Yıldız’ın yaptığı sergide 3 bin işçi, memur ve ailesinin ‘birbirine bağlı olma’ halinden ilham alınarak Sümerbank Deri ve Kundura Fabrikası’nın geçmişten günümüze hikâyesi anlatılacak.