Güncelleme Tarihi:
Çocuk kitapları dediğinizde aklınıza evvelâ Beydebâ, La Fontaine, Grimm kardeşler, Andersen, Carlo Collodi, Lewis Carroll, Saint-Exupéry, Samed Behrengi, Roald Dahl geliyor olabilir. Fakat çocuk edebiyatı denilen tür, hem harikulâde hikâyelerle hem de gerçekten yetkin yazarlarla her geçen gün daha da zenginleşiyor. Türün kalitesini arttıran bu yazarlardan biri de hiç kuşkusuz 1970 doğumlu aktör, komedyen ve televizyon starı olan David Walliams.
Komedyenliğini besleyen yerinde ve ince mizah anlayışıyla Walliams’ın yazarlık yetenekleri ve hikâye anlatmadaki ustalığı birleşince ortaya çıkan eserler, sadece çocuk edebiyatının sınırları içine sığamayacak kadar eğlenceli kitaplar oluyor. Öyle ki Walliams’ın kitapları çocukları çocuk yerine koymayacak kadar büyük bir maharetle yazıldığı için biz yetişkinlere de hitap edebiliyor.
Meselâ ben daha evvel Büyükbaba’nın Müthiş Firarı’nı yer yer kahkahalar atarak okumuş ve hemen o kitapta iyi bir yazarla tanıştığımı da idrak etmiştim. Walliams karakterlerini çelişkileri, kusurları, tuhaflıkları ve sevecenlikleriyle ele alıp bize de sevdiriyordu. Gerçekliklerine ikna olduğumuz o karakterlerin balıklama içine atladıkları maceralarda, trajik ve komik unsurlar incelikle birbirileri üzerine nakşediliyordu. Bu sebeple de başlarına gelenler için hem gözyaşı döktüğümüz hem de güldüğümüz karakterleri, Büyükbaba’yı, Jack’i ve hatta Raj’ı seviyorduk. Çünkü onlar da bizim gibi basit, karmaşık ve duyguları olan insanlardı.
Walliams bu sefer bütünlüklü bir romana ve karakterlere değil de parçalı bir kitaba, on ayrı “berbat” karakterin hikâyesinden oluşan kolaj bir kitaba imza atmış: Dünyanın En Berbat Çocukları. Okuduğum diğer kitaptaki gibi bu kitabın harikulade illüstrasyonları da yine Tony Ross’a ait. İlk okuduğum kitaptan bir karakter ise bu yeni kitabın girişinde, bölüm sonlarında ve arka kapakta sürekli şikâyet ediyor. Hem de arka kapakta “Lütfen, lütfen, lütfen, binlerce kez lütfen ama lütfen bu kitabı okumayın!” diye bir pankartla dolaşacak kadar. Kim mi? Elbette Raj! Belli ki Walliams’ın kafasında hâlâ Raj dolaşıyor. Belki de başlı başına bir romanın baş kahramanı olana kadar da dolaşacak. Bilinmez. Fakat Raj’ın maceralarını okumak kesinlikle çok keyifli olurdu.
Salyalı Sam, Zırlak Zooey, Bitli Billy, Suzan Yerinde Hiç Durmayan, Bruno Eli Burnunda, Pasaklı Paula, Hiç Yanılmayan Brian Yuan, Pırt Pırt Margaret, Ciddi Jimmy ve Kanepe Karolin, Walliams’ın bize tanıttığı yeni karakterler. İsimlerinden de anlaşılacağı üzere hakikaten yanına bile yaklaşmak istemeyeceğiniz türden arkadaşlar bunlar. Fakat yine de başlarından geçen hikâyeler, eski dostumuz Raj’ı çileden çıkaracak kadar sevimli. Salyalı Sam’i okurken size de uyku bastıracak yahut Bitli Billy’i okurken nedensizce kaşınmaya başlayacaksınız. Ama sakın Bruno Eli Burnunda’ya uyup da burnunuzu karıştırmayın veya Pasaklı Paula gibi her gün aynı çorabı giymeye kalkmayın.
Walliams diğer kitabındaki gibi bu kitabında da bütün saçma yaşayışlarına rağmen o kadar gerçek karakterler yaratıyor ki Kanepe Karolin yahut Suzan Yerinde Hiç Durmayan okulda, apartmanda veya oyun parkında karşınıza çıkabilir, hatta bugüne dek çıkmış bile olabilir.
Yine de benim Dünyanın En Berbat Çocukları’ndaki favori kahramanım Pırt Pırt Margaret. Düşünsenize böyle gürültüyle gaz çıkartan bir kızı kim sevebilir ki! Fakat ona kalemiyle hayat veren yazar David Walliams ise, insan böyle bir gaz bombasını bile sevebiliyor işte.