Beat Kuşağı’nın tek Türk temsilcisi bir ajan mıydı?

Güncelleme Tarihi:

Beat Kuşağı’nın tek Türk temsilcisi bir ajan mıydı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2023 10:38

Edebiyat çevrelerinde ‘Erje Ayden’ ismiyle tanınan, Beat Kuşağı’nın Türk temsilcisi Ercüment Aydıner bilinmezliklerle dolu ama efsanevi yaşamöyküsünü, geçen sene arşivinde bulunan ve ilk kez kitaplaşan otobiyografik romanı ‘Üsküdar’daki Teyzemiz’de anlatıyor.

Haberin Devamı

Gerçek adı Ercüment Aydıner. ABD ve Türk edebiyat çevrelerinde ‘Erje Ayden’ ismiyle tanınmış. Hayatı tamamen bilinmezlerle dolu. Doğum tarihi dışında hakkında verdiği hiçbir bilginin tam olarak doğru olmadığı söyleniyor. 1937’de İstanbul’da doğmuş. Babası eski parlamenterlerden ve kontenjan senatörü, 1969 seçimlerinde adalet bakanlığı da yapan Hidayet Aydıner’di. Anne tarafından beşinci cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın akrabasıymış. İyi bir ailenin çocuğu. Çemberlitaş ve Baltalimanı’nda büyümüş. Robert Kolej’de iki yıl öğrenim görmüş ve İngilizce bile öğrenemeden okuldan atılmış. 1957’de bir daha Türkiye’ye dönmemek üzere New York’a gitmiş. New York’ta mezarcılık, garsonluk, boyacılık, fedailik, marangozluk ve galeri yöneticiliği yaptığını söylüyor ama romanlarında kendini bir gizli ajan olarak tanıtıyor. Bir Avrupa ülkesinin istihbarat örgütüne girdiğini ve onlardan kaçmak zorunda kalınca Amerika’ya sığındığını anlatıyor. Gerçekten bir ajanlık dönemi olduğuna inansak bile bunun kısa sürdüğü anlaşılıyor. ABD’de vatandaşlık başvurusu yapmaması, uzun süreli işlerde çalışmaması yani kayıtlara geçmemesi de bu gizlenme çabasıyla açıklanabilir. Ama 1964 başında Erje Ayden adıyla ilk kitabı ‘The Harbor of Whales and Other Short Stories’i yayımlatması kimliğini bizzat kendisinin açıklamasıdır. Romanlarında anlattığı gibi Avrupalı ajanlar peşindeyse bu kitabı görüp onu bulmamaları düşünülemezdi sanırım.

Haberin Devamı

Erje Ayden kendi hakkında bir yandan ne kadarı doğru ne kadarı uydurma olduğu bilinmeyen efsanevi bir yaşamöyküsü kurarken diğer yandan hem Amerikan sanat çevrelerinde görülüyor hem de yazar, artist, sanatçı dostlar ediniyor. Ressam Willem de Kooning, şair Frank O’Hara ve John Ashbery, eleştirmen Seymour Krim, oyun yazarı Paddy Chayefsky yakın dostu olmuş. 1965’te yayımladığı romanı ‘The Crazy Green of Second Avenue’ ile yeraltı edebiyatının önemli isimleri arasında sayılmaya başlıyor. Kendi yayını olan bu ilk romanın 500 adet mi basıldığı yoksa Ayden’in söylediği gibi 2.5 milyon adet mi sattığı da merak konusudur. Bu romanı yenileri izlemiş, yirmiden fazla kitabı olduğu belirtiliyor.
Erje Ayden’i biz 2000’lerin başında Bedri Baykam’ın yayımladığı eserleriyle tanıdık ama gizli ajan olduğunu söylediği dönemlerde bile Türk gazetelerine haber olmuş. 28 Ocak 1966 tarihli Milliyet gazetesinde ‘Bir Türk genci Amerikan yayıncılarına savaş açtı’ başlıklı ve Ayden’in bir fotoğrafının da yer aldığı büyük bir haberde ilk romanının yayımlanış öyküsü var. 10 Ekim 1967’de Kanada’dan Engin Aşkın, Erje Ayden’in genç bir Türk romancısı olarak büyük bir ün kazandığını, Kafka’ya benzetildiğini yazmış. 25 Ağustos 1970’te ise Milliyet’in ilk sayfasında manşette. ABD’de seks dergisi yayımladığı haberi çıkınca “Babam bana durmadan iftira ediyor” demiş. Sonra da Talat Halman “Erce’den Erje’ye” başlığıyla beş gün süren bir yazı dizisi yayımlamış Milliyet’te. Erje Ayden’in askerlik yapmadığı için Türk vatandaşlığından atıldığını öğreniyoruz.

Haberin Devamı

Ayden üçüncü romanı ‘Hauptbahnhof’tan Bir Trene Bindim’ (1966) ile 2002’de memleketi Türkiye’de bir müstehcenlik davasına konu oldu. Yayıncısı Bedri Baykam tüm suçlamalardan beraat etti. 2009’da Selçuk Altun’a yazdığı bir mektupta, 1959’dan 1984’e kadar, işi Sovyet casuslarını yakalamak olan ABD’deki belirli bir NATO ülkesinin karşı casusluk grubunun üyesi olduğunu anlatmış. Erje Ayden, 2013’te vefat etti. Ölümünden önce arşivini Selçuk Altun’a teslim etmişti. Geçen yıl bir sohbetimiz sırasında Erje Ayden’i anarken Selçuk Altun’un bu arşive bakması gerekti ve kitaplaşmamış ‘Üsküdar’daki Teyzemiz’ adlı romanını buldu.
‘Üsküdar’daki Teyzemiz’ eserlerinde yaşamından söz etmeyi seven Erje Ayden’in en otobiyografik romanı. Yaşamındaki birçok çarpıcı olaydan olabildiğince açıklıkla söz ediyor. Buna ajanlık maceraları da dahil. Adnan Menderes’e düzenledikleri başarısız bir suikast anlatılıyor. Operasyonun adı ‘Üsküdar’daki Teyzemiz’dir. Suikastın gerçekleşememe nedeni de Erje’nin babasının bir yanlış anlaması ve oğlunun evden çıkmasına izin vermemesidir.
Beat Kuşağı’nın tek Türk temsilcisi Erje Ayden tüm eserleri gibi İngilizce kaleme aldığı ve İdil Karacadağ’ın çevirdiği ‘Üsküdar’daki Teyzemiz’de Türkiye’den kaçmasına neden olan olayları, Avrupa’daki ajanlık günlerini, ABD’de izini kaybettirmesini, anne-babasıyla yaşadıklarını, ABD’deki ağabeyiyle ilişkisini kendine has akıcı üslubuyla anlatıyor.

Haberin Devamı

Beat Kuşağı’nın tek Türk temsilcisi bir ajan mıydı
Üsküdar’daki Teyzemiz
Erje Ayden
Çeviren: İdil Karacadağ
Kırmızı Kedi Yayınları, 2022
128 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!