Güncelleme Tarihi:
BBC News kanalının dünyanın en ilham verici müzelerini mercek altına aldığı ‘Inside Museums’ adlı belgesel serisinin ilk bölümü İstanbul Modern’e ayrıldı. Sanat eleştirmeni Alastair Sooke’un hazırladığı 24 dakikalık belgeselde, İstanbul Modern’in yeni müze binası mimar Renzo Piano’nun anlatımıyla keşfedilirken, koleksiyon sergisinde yer alan sanatçılarla yapılan röportajlarla da Türkiye sanatında yolculuğa çıkılıyor. Belgesel, İstanbul Modern’in yeni müze binasının mimarı Renzo Piano ile tasarımı ve Boğaz’ın ışıltılı suları ile ışığın yansımalarından aldığı ilham üzerine yapılan röportajla başlıyor.
Gülsün Karamustafa, Refik Anadol ve İnci Eviner’in koleksiyon sergisinde yer alan yapıtları üzerine söyleşilerin eşlik ettiği belgeselde müze koleksiyonunun başyapıtlarından Fahrelnissa Zeid’in ‘Cehennemim’i de anlatılıyor.Belgeselde Alastair Sooke kültürlerin eşsiz buluşma noktası olarak tanımladığı İstanbul’dan doğan sanatı bu kadar özel kılan unsurların ne olduğunu keşfetmeye çalışıyor. Sooke bu keşfi Türkiye’nin önde gelen sanatçılarının gözünden aktarıyor.
Dünya basınında İstanbul Modern: Uçan bir gemi
İstanbul Modern’in yeni müze binasının açılışı dünya basınında da yankı buldu. The New York Times’ta David Belcher tarafından kaleme alınan haberde İstanbul Modern’in Renzo Piano imzalı yeni binasıyla ilgili görüşlere yer verilirken, açılış sergilerinin modern sanatı onurlandırdığına dikkat çekildi. La Repubblica’daki yazısında Piano ile İstanbul Modern’in tasarım süreci üzerine röportaj yapan Francesco Merlo ise binayı “uçan bir gemi”ye benzeterek ışık ve suyun bir dansı olarak betimliyor. Aynı yazıda Renzo Piano’nun müzenin Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı için “yalnızca İstanbul Modern’in değil, aynı zamanda tüm İstanbul’un kraliçesi” dediğine yer veriliyor. Alman yayını Frankfurter Allgemeine Zeitung’dan Stefan Trinks’in yazısında ise İstanbul Modern “Türkiye’nin Centre Pompidou’su” olarak tanımlanıyor. Yazıda yeni müze binasının sade ve zarif bir mimariye sahip olduğu aktarılırken, koleksiyon sergisinin de 1945’ten bu yana Türkiye’de sanatın geçirdiği birçok evreye neredeyse eksiksiz bir genel bakış sunduğu belirtiliyor.