Güncelleme Tarihi:
Oyunun hikâyesini sizden dinleyebilir miyiz?
Miray Beşli Çapa: Rosannah kendi düğününden, aniden gelen içgüdüsünü dinleyerek üstünde gelinliğiyle kimseye bir şey söylemeden hışımla kaçar ve arabasına atlar, binlerce kilometre yol yapar ve Arizona'dan Alaska'ya kadar arabasını sürer. Bu yolculuk sırasında kendini uzaya doğru uçuyor gibi hisseder, uzayda haftalarca yolculuk eder. Sadece benzin alıp kola içip gofret yer ve gaza basar. Arabası Alaska'da bozulur ve donarak öleceğini anladığı anda arabasından çıkar ve karın, kışın, fırtınanın ortasında sığınacak bir yer arar. Sonunda donmak üzere bir haldeyken insanlardan, yaşamdan, her şeyden, hayattan, yaşamaktan kaçmış inzivaya çekilmiş olan Henry Harry'nin mağarasında kendini bulur. Rosanna, tam ölmek üzereyken yeniden yaşamayı seçer. Bu travmalarının bir araya getirdiği iki insanın tanışma, çarpışma hikayesi. Bir aşk hikayesi ama bence ondan çok daha fazlasının hikayesi. İkisi aradıklarını belki de birbirlerinde bulacaklar ya da bulmayacaklar, belki de kaybettiklerini sandıkları şey aslında birbirleri. İki karakter de hepimizin içinde olan evrensel, "kozmik" yaralarını, kalplerini açıyorlar, çarpıştırıyorlar, bazen iyileşiyorlar bazen daha da uçurumun kenarına geliyorlar. Oyunun içinde güzel komedi unsurları var. Duygusal derinlik de var, ikisi bir arada. Oyun için hem nitelikli komedi, hem de dram diyebiliriz. İnsan ilişkileri ve değişik boyutlarda yaşadıklarımız anlamında da çok derin ve evrensel. Uzayda iki meteor taşının çarpışması gibi ikisinin çarpışması ve tanışması. Adeta bu dünyadan başka bir boyuta, uzaya fırlatılmış iki insanın "kozmik yaralarını" birbirlerine ve kendilerine açmaları. Bu kozmik yaralar hepimizin içinde ve de bizi biz yapan büyüten geliştiren şeyler oldukları için ışıltılı ve parlak yaralar bunlar aslında. Demek istediğim oyunun konusu hepimizi ilgilendiriyor
Bu rolü canlandırırken zorlandınız mı? Harry ve Rossanna’yı bize biraz anlatabilir misiniz?
MBÇ: Rosannah cesur, dikbaşlı, içgüdüleriyle hareket eden, ruhu isyankar, açık sözlü, kalbi açık, cesur, güçlü, hissettiğini hissettiği zamanda yapacak cesarete sahip, yaşamı için mücadele veren, gerçek ölümü göze alsa bile toplumun insan üstünde yaptığı baskıdan gerçekleşen “iç ölümünün” gerçekleşmesini göze alamayan bir kadın, aynı zamanda atarlı, eli maşalı, yumruklarını kullanmaktan korkmayan, fevri, çılgın, tatlı, şaşkın, masum, saf, çok zeki ve de eğlenceli komik bir karakter. Bazen flörtöz, tutkulu, atak, zeki ve çekici güçlü bir kadın, bazense kırılgan hassas masum küçük bir kız çocuğu. Her karakterin olduğu gibi Rosannah karakterinde de bana benzeyen ve benzemeyen yanlar vardı. Ama işin en eğlenceli ve zevkli yani Rosannah’nın yerinde, o belirli şartlarda olmanın nasıl bir duygu ve yolculuk olduğu. Bu hayatta yaşamış ve yaşayacak olan bütün karakterler doğru koşullar sağlandığında hepimizin içinde, Rosannah olmak da bu tanışmalardan sadece biri. Rolü canlandırırken zorlandım çünkü 1 saatten fazla bir süre sahnede sadece Rosannah ve Henry Harry, Yusuf ve Miray var, bu özellikle oyuncu olarak epey cesur bir yolculuktu. Ama bir yandan da sevgi, çalışma, karakteri ve kendimi keşfetme süreci ve karşılıklı güvenle beraber kesinlikle çok öğretici, eğlenceli ve de bana farkındalık getiren bir yolculuktu.
Yusuf Akgün: Gerek metni ilk okuduğumda dramaturjik olarak gerek provalarda ayaklandığımızda oyunculuk açısından geliştirmeye çalıştığım bir teknikten söz edebilirim ama ben sanırım bütün rollerde beni en çok zorlayacak olan sorularla, biçimlerle ilgilenmeyi seçiyorum. Bu mesleği benim için bu kadar çekici kılan bu. Henry için yazarın oyun başındaki mikro karakter analizi bence çok şey söylüyor ‘duygularını oldukça bastıran bir adamdır ancak duygusuz değildir’.
Oyunun isminin Kozmik Yaralar olmasının hikayesi nedir?
MBÇ: Hepimizin gerek daha önceki yaşamlarımızdan (reenkarnasyona inanıyorsanız) ya da bu hayatta daha önceki yaşadıklarımızdan bizde, kalbimizde, vücudumuzda ve ruhumuzun derinliklerinde yer etmiş “kozmik yaraları” var. Bu yaralar parmak izimiz kadar tek, özel ve kendimize özgü çünkü o şartlarda, o eşsiz kişi olarak o olayları biz yaşadik ve sadece bizi bugünkü biz yapan bu “kozmik yaralar” oluştu. Rosannah ve Henry Harry ikisi de kendi kozmik yaralarından kaçıp Alaska’da bir mağarada kozmik bir şekilde buluştu. Bu kozmik yaralar, bu tanışma ve çarpışmayı sağladı. Bence bütün tanışma ve çarpışmalar aslında bu şekilde. Bu çarpışmalarin hepsi kozmik, astronomik, karmik ve evrensel olarak dakik, genelde de komik. Bu hem cok eşsiz, hem de cok evrensel bir hikaye, hepimizin bildiği bir hikaye. Biz de oyunun adını Kozmik Yaralar koyduk. Bizi biz yapan ışıltılı, parlak yaralar oyunumuz için iyi bir isim oldu. Hem de acılarımızı, yaralarımızı büyük harflerle yazıp oyunun başına koyup onları onurlandırmaktan daha iyi hissettirici bir şey olabilir mi? O yaraları boşu boşuna almadığımızı hissetmek, onları ışıltıyla onurlandırmak bile hafifletici, rahatlatıcı. Yaralarımızın hepsi sanat, insan materyali bir sanat. Tiyatro da insanın bir hayat yaşamasının yaralar almasının, o anda gerçek bir şekilde onurlandırıldığı yaşamdan bile gerçek, açık olan tek alan.
YA: Bütün ekibin birlikte ilk okumayı yaptığı gün ortaya çıktı bu isim; ancak provaların son günlerine kadar isim arayışım devam etti. Fakat o zamana kadar çoktan içimize sinmiş oldu ‘kozmik yaralar ‘ ’brilliant traces’ kendi dilinde bence çok etkileyici bir isim, biz biraz da bu ismi oyunu ele alış biçimimize istinaden yeniden koyduk.
Sizce hepimizin içinde kozmik yaralar var mı?
MBÇ: Kesinlikle hepimizin kozmik yaraları var. Rosannah oyunun bir bölümünde Harry’e şöyle söylüyor, “Biliyorsun değil mi? Kalp parçalanabiliyor. Bu gerçek. Çatlayıp ikiye ayrılıyor ve içinden sıcak bir sıvı çıkıyor. Konuşup düşünemiyorsun, hareket edemiyorsun çünkü damarların bu sıcak sıvıyla doluyor.” Çoğumuz bu kalp kırıklarını, kalbimizin çatlamasını kapamak, dışarıya göstermemek ya da üstünü örtmekle uğraşıyoruz ve ne yazık ki birçoğumuz bu yaraları sadece reddediyoruz ya da yüzleşmeleri erteliyoruz. Böylece de gelişip çiçek açamıyoruz. Bu yaraları iyileştirmeye ya da iyileşmeye, bu yaralarımızla yüzleşmeye cesaretimiz yok. Bu yaralarla yüzleşebilmek için kalbimizi sonuna kadar açmalı ve kendimize dürüst olmalıyız. Başkalarının ne düşündüğü ya da gördüğü önemli değil, aslolan bizim ne gördüğümüz ne hissettiğimizdir. Rosannah’nın oyunda tam da bu konuyla da alakalı çok güzel bir sözü var; “Hepimiz yalnızca görebildiğimizi görürüz, hepsi bu.” Önemli olan kendi iç huzurumuz, kendi kendimizle olan yarışımızdır. Bir insanın hayatı ve hayalleri konusunda kendisine dürüst ve sadık olabilmesinden daha önemli ne var ki bu hayatta? Sanırım kozmik yaralarımızla iletişime geçmek için biraz cesaret...
YA: Tabii ki var. Bazıları iyileşti belki bir iz bile bırakmadı, bazıları hiç gün yüzüne çıkmayacak. Bazılarıysa iyileştiremeyeceğimiz fakat kabul edersek parıl parıl yıldız gibi varoluşumuza anlam katan kozmik yaralarımız var.
Oyunun bitişi açık olarak seyirciye bırakılmış, sizce Harry ve Rossanna’nın hikâyesi ne ile örtüşüyor?
MBÇ: Ben oyunun sonunu seviyorum ama şimdi oyunun sonunu açık etmekten de korkuyorumJ Ama şu kadarını söyleyebilirim, Rosannah ve Harry belli başka bir boyutta aslında kaybettikleri ve aradıkları şeyleri birbirlerinde buluyor. Kozmik olarak ikisinin de Alaska’da o mağaraya fırlatılmasının bir sebebi var. Hayatta hiçbir şey tesadüf değil. Hayatta her şeyin bir nedeni var ve her şey birbirine bağlı.
YA: Oyunun tamamı açık olarak seyirciye bırakıldı, sadece sonu değil… Henry ve Rossannah’nın hikayesi ışığı kozmik karanlıkta izlemek gibi.
Eklemek istedikleriniz?
MBÇ: Oyunumuza gelip izlerseniz, bizimle bu deneyimi, heyecanı, yolculuğu paylaşırsanız biz çok mutlu oluruz. Bizimle eğlenirseniz, Rosannah ve Harry de kendinizden bir şeyler bulup kendi içinizle görüşüp hoşbeş edebilirseniz, biz de iyi bir şey yaptığımızı hissederiz, çoğalırız, gelişiriz ve bundan sonraki yeni projelerimiz için motive oluruz. Belki karşılıklı birbirimize umut oluruz, destek oluruz.
'Kozmik Yaralar' 26- 27 Nisan tarihlerinde Sahne Beşiktaş'ta izlenebilir.