Güncelleme Tarihi:
“Otherworld insanı işte böyle tuzağına düşürüyor; kendi hayatınızda deneyimleme şansınızın olmadığı hisleri sunuyordu. Gerçek dünyada tabu, yasa dışı falan sayıldığı ya da istemenize rağmen sizde bunu yapacak g*t olmadığı için benliğinizin derinlerinde eksik kalan şeyin ne olduğunu keşfediyordunuz. Ve kaybettiğiniz bu şeyi bulduktan sonra geri bırakmak neredeyse imkansızdı.”
Geçtiğimiz yıllarda Nightmares! adında bir çocuk kitapları serisi yayınlayan (How I Met Your Mother, Freaks gibi dizilerden ve David Foster Wallace’ı oynadığı The End of The Tour gibi filmlerden tanıdığımız aktör ve senaryo yazarı) Jason Segel ile Kirsten Miller’ın birlikte çalıştığı ikinci proje olan ‘Otherworld’, günümüz dünyasında teknoloji alanındaki en öncelikli konulardan biri olan sanal gerçeklik (VR) üzerine bir bilim kurgu üçlemesinin ilk kitabı. Biri gerçek, diğeri sanal dünyada olmak üzere iki ayrı düzlemde süren ‘Otherworld’, bilinmezlerle dolu bir dijital dünyada sıkışıp kalan en yakın arkadaşı Kat’i kurtarmak için tehlikeli bir yolculuğa çıkan Simon’ın mücadelesini anlatıyor. Bu mücadele, insanlar tarafından yönetilen avatarlarla yazılımın bir parçası olan karakterleri (NPC’ler) birbirlerinden ayırt etmenin kolay olmadığı, (cinayet alemi Nostrum, zenginliğin ve açgözlülüğün alemi Mammon ya da zevk alemi İmra gibi) insanın farklı zaaflarına yüklenen farklı nitelikleriyle birçok ayrı alemin olduğu ve bu alemlerde kapana kısılmadan ilerlemenin gerektiği dijital Otherworld dünyasında olduğu kadar, Simon’ın ‘Otherworld’ dünyasını yaratan Şirket’in ve Şirket’in lideri, teknoloji sihirbazı Milo Yolkin’in asıl amacını çözmeye çalıştığı gerçek dünyada da sürüyor.
Farklı alemleri ve dinamikleriyle Otherworld’ü daha da karmaşıklaştıran unsur ise, bu dijital dünyanın kendi iç hiyerarşisi. İnsanların yönettiği avatarlarla (misafirler) iç içe olan Otherworld yaratıkları (NPC’ler), hangi karakterin ardında yapay zeka, hangisinin ardında insan zekası olduğunu anlamayı zorunlu kılarken; Otherworld içindeki alemlerin liderleri olan Elementaller, hiç beklenmedik biçimlerde karşınıza çıkabilecek tehlikeli Mahlukat ve Otherworld’ün içinde doğmuş yeni bir dijital nesil olan ve Otherworld’ün nasıl bir dünya olması gerektiğine dair kendilerine ait devrimci düşünceler taşıyan Çocuklar, bu dünyayı tam olarak anlamak için çözülmesi gereken farklı gerçeklikler sunuyor.
Jason Segel’ın ‘Otherworld’ üzerine düşünmeye başlaması, 2015 yılında Sundance Film Festivali’nde, şaşırtıcı ölçüde gerçekçi bir VR sunumuna katılmasıyla olmuş ve aklında beliren soru da şuymuş: “Burada istediğimiz her şey olabiliyorsak, neden ayrılmak isteyelim ki?” ‘Otherworld’, sürükleyici bir macera ve bilim kurgu öyküsü olmasının yanı sıra, bunun gibi birçok sorunun da peşine düşüyor. Ve bu soruların bazıları cevaplanırken, yeni sorular ortaya çıkıyor. Bu yüzden 2018 sonbaharında yayınlanacak olan serinin ikinci kitabı Otherearth’ü beklemek durumundayız.