Güncelleme Tarihi:
1. Barış Pirhasan’ın kitapları Karakarga’dan çıktı. ‘Bütün Şiirleri’ ve yeni kitabı ‘Ölümden Sonra Aşk’. İlk kitabı ‘Tarih Kötüdür’, Yeni Türkü şiir dizisinden 1981’de, sonra da ‘Tarih Kötüdür/İmzasız Elyazıları’ adıyla genişletilerek 1985’te yayımlandı. İkinci kitabı ‘Babam Benden Hiçbir Şey Anlamıyor’ yayımlandığında yıl 1995’ti. Üçüncü kitabı ‘Aşkla Kedi Arasındaki Yedi Benzerlik’se, şair kendini iyice unutturmak istediğinden olmalı, tam 18 yıl sonra okurla buluşacaktır. Nihayet yeni kitabı ‘Ölümden Sonra Aşk’, 2018’de, Pirhasan için kısa sayılabilecek bir aradan sonra yayımlanacak, bize de “Yayınevinin adı Karakarga değil, Karabatak olsa Pirhasan’a daha çok uyarmış!” demek düşecektir. Pirhasan şiirini çok seven bir okuruna da o kadarını demek düşsün!
2. Birlikte anılan iki şairden biri. Diğeri Alova. Arkadaşlar, siyaseten de. İlk yayımlamaları, çıkışları da birlikte olmuş, birlikte çeviriler yapmışlar. Alova şiirler, antolojiler, çeviriler ve şiir yazılarıyla, şiirini ve katkısını sürekli kıldı. Pirhasan ise Yazko döneminde Memet Fuat’la çalıştıktan sonra, bazılarına göre başka bir alana, bana göreyse şiirin daha da içine yöneldi, daha karanlık bir yolculuğa çıktı. Şiirle bu yolculuğu paylaşan sinemaya yöneldi. Şiirden ayrılmadığı gibi kıskanılacak bir şey yaptı ve şiirde sinemayı, sinemada şiiri sürdürebilecek bir etkinlik olarak ama asla yandal olarak değil, çift anadal olarak hem şiir yazdı hem sinema yaptı. Sinemanın şairi ya da şiirsel sinema diye tanımlamaya ne gerek, ben sinema yapan şairlere şiiri bir de böyle deniyor, sürdürüyor diye bakıyorum, yani sinema da şiire dahil! Barış’ın izlediğim bazı filmleri de buna dahil. İlk filmi ‘Küçük Balıklar Üzerine Bir Masal’da (1989) şair arkadaşımız Seyhan Erözçelik oynamıştı. Sonra Bilge Karasu’nun ‘Usta Beni Öldürsene’ öyküsünden 1996’da yaptığı filmin atmosferi ve aurası hâlâ belleğimde.
3. ‘Güneşli Pazartesiler’ (Los Lunes Al Sol) filmi gibi şaşırtıcı bir şiir. 2002 İspanya yapımı filmin yönetmeni Fernando Leon de Aranoa. Çalışanların ‘pazartesi sendromu’nu değil, işsizlerin ‘pazartesi güneşi’ni anlatıyor. Filmin adındaki güneşin, yani iyimserliğin, aslında neleri sakladığını, izleyince anlıyorsunuz.
Pirhasan’ın şiiri de öyle; güneşli, iyimser, yumuşak görünümlü ama saklayarak açık etmek istediği şeyleri fark edince, okuruna merhamet ediyor, şefkat gösteriyor diyebilirsiniz. Okurlarını tanıyormuş gibi yazıyor, kim bilir belki de! (Bana kalırsa, tanıyor.)
4. Gündelik, sıradan ve sokak şiiri gibi görünüyor ilk bakışta. Öyle doğal ki, ardındaki bilgi ve kültür birikimini, düşünsel doluluğunu, şiirine yük etmeden, ama yazdığının da şiir olup olmadığını dert etmeden yazıyor, sezdiriyor, hissettiriyor. Fazlalığı olan bir şiir değil, kompleksi de yok. Şakacı da dalgacı da en başta kendisiyle uğraşıyor. Hiçbir şeyi mülk edinmemenin doğal hali. Sinemasındaki çeşitlilik de bundan, ‘üslup sahibi’ değil yani, şiirinde de sinemasında da. Çeşitlilik fikri iyi çalışıyor ikisinde de, ve renklilik, başkalık. Gökkuşağı oluyor. İddiası değil, ihtiyacı olan şairlerden. Kendi ihtiyacı için yazıyor öncelikle. Sevdiğim şiir anlayışından.
5. Benim çok etkilendiğim şairlerden. ‘Kımıltılar Düşesi’ şiirine bir sevgi duruşu olarak, ‘Güzelim ‘Kımıltılar Düşesi’ şiirini yazmıştım 35 yıl önce. Ayrıca bir yazımda Turgut Uyar’ın ‘Cahil Beşir’e’ şiiriyle bu şiir arasında bir ilişki de kurmuştum. Galiba ‘Yağmur ve Kedi’ şiirindeki deneyselliğin etkisiyle de ‘Seviiiiiiinçli Küpe’ şiirini yazdım.
6. ‘Ölümden Sonra Aşk’ şiirini, Can Yücel’in ‘Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim’ şiirinin yanına ve hizasına koyuyorum: “Müjdeler olsun, insan olma faslı bitti/Artık gönlümce, korkmadan, kırılmadan, utanmadan sevebilirim seni” dizeleriyle uğurluyor, hep ‘gencecik bir komünist’ olarak sevdiğimiz babası Vedat Türkali’yi.
7. ‘Kan Kardeşi’ Mehmet Yaşın’a yazdığı şiirdeki gibi tıpkı, “şiirinden değil/şiirinin sızdığı yerinden tanıyorum onu”. Biz de Barış Pirhasan’ı öyle tanıyoruz.
Bütün Şiirleri
Barış Pirhasan
Karakarga Yayınları, 2018
256 sayfa, 24,90 TL.
Ölümden Sonra Aşk
Barış Pirhasan
Karakarga Yayınları, 2018
128 sayfa, 16 TL.