Güncelleme Tarihi:
Yüzlerce yıldır sürüp giden geleneklerin baskısı, acımasız töre kuralları, daha siz doğmadan tayin edilen kimlik, kanı kanla temizlemek... Birbirinden güzel masallara konu olan coğrafyası, insanı, yaşamı yücelten yüzlerce güzel geleneği, örfü âdeti, birliği, beraberliği, barışı ve iyiliği öğütleyen atasözleri ve kadim değerleriyle Anadolu coğrafyası, bir yandan da çok uzun yıllardır akıl ve çağdışı töre uygulamalarının sahnesi. Bir karış toprak için ortaya çıkan düşmanlıklar, bitmek bilmeyen, yıllarca süren kan davalarına dönüşüyor. Sosyal hayatı altüst eden, insanların geleceğini karartıp korkuyu hâkim kılan, evini, yurdunu, ailesini terk ettiren uygulamalar ne yazık ki bugün bile devam ediyor.
BU TOPRAKLARIN KEDERÄ°
Diyarbakırlı eczacı ve yazar Berat Beran’ın Doğan Solibri tarafından yayımlanan son kitabı ‘Bedel’ de Anadolu’nun kanayan yarası kan davalarını merkezine alan bir roman. Bedel, bu toprakların hikâyesini ve kederini edebiyatın güçlü tasvirleriyle okura anlatıyor. Beran, dengbejlerden ödünç aldığı coşkun öykü anlatma geleneğini, çarpıcı gözlemleri ve deneyimleriyle harmanlıyor. Sinematografik bir anlatımla sizi hikâyenin içine alıyor.
Bedel’in öyküsü Kürtçede dağ anlamına gelen Çiya Köyü’nde başlıyor. Başlarda kardeş gibi olan iki amca çocuğu Hamo ve Seydo Ağa’nın arası bir tarla yüzünden açılıyor. Cehalet ve bir karısı toprak uğruna kaybedilen binlerce insandan yalnızca biri Seydo Ağa oluyor. Sıkılan bir kurşun sadece bir kişinin hayatını yok etmiyor. Bir ailenin, bir sülalenin, hatta bir köyün hayatını etkiliyor. Eşi vefat ettiğinde hamile olan Fate Ana, doğacak çocuğuna Seydo adını veriyor ve onu bir amaç uğruna yetiştiriyor: Katili öldürmek.
OÄžLUNU KATÄ°L OLARAK BÃœYÃœTMEK
‘Bedel’in kahramanı Seydo kan davası silsilesinin içine doğan nice çocuktan biri. Daha doğmadan yolu belli. Evet, gerçek bu. Bir anne, kendi öz evladını eşinin katillerini öldürsün diye bir gladyatör gibi büyütüyor. Seydo, ilerde babasını öldüren amcasından intikamını almış olacak. Öyle de oluyor. Çünkü bunun için eğitim aldı, bunun için yetişti ve büyüdü.
Toplumsal baskıya boyun eğen, bu acımasızca inada direnemeyen ve genç yaşta hapse düşen Seydo, yaşadıklarını sorgulamaya başlıyor. Kitaplar okuyor, kendini geliştiriyor. İşte tam burada kabuğunu kırarak yepyeni bir insan olma hikâyesi de başlıyor. Kendinizi ne kadar geliştirseniz de binlerce yıldır sürüp gelen, toplumun içine işlemiş gelenekleri bir anda silip atmanız mümkün olabilir mi? Hapishanede yaşadığı korkunç bir olay, ruhunu ne kadar yaralasa da büyük bir kararlılıkla inandığı değerlerin peşinden gidiyor. Seydo, acı, aşk, şiddet, şaşkınlık, dostluk, destek, dayanışma... Hepsini yaşıyor, her şeyi deneyimliyor. Yaşadığı her şey onun yenileşme, dönüşme yoluna destek oluyor.
Onun acı ve sancılarla dolu, hayranlık uyandıran değişim hikâyesi, savaşmak yerine barışmanın, zulmetmek yerine vicdanın sesini dinlemenin sadece bir insanın hayatını değil toplumun da iyileşmesinde büyük katkıları olduğunu gözler önüne seriyor.
BEDELÂ
Berat Beran
DoÄŸan Solibri, 2022
144 sayfa.