Güncelleme Tarihi:
Babıâli yokuşu üzerinde 1800’lü yılların ortalarında itibaren sağlı sollu gazeteler, dergiler, kitapçılar, yayınevleri yer almıştır. Pek çok yazar ve gazetecimiz anı kitaplarını ‘Babıâli’, ‘Yokuş’ ismini kullanarak yayımlamıştır. Rıfat Ilgaz 1982 yılında anılarını ‘Yokuş Yukarı’ adıyla kitaplaştırmıştır. Bir başka şair yazarımız, Akbaba mizah dergisinin kurucusu Yusuf Ziya Ortaç’ın da anıları ‘Bizim Yokuş’ ismini taşır.
Aziz Nesin’in özyaşamöyküsünü kaleme aldığı serinin ikinci kitabı ‘Böyle Gelmiş Böyle Gitmez II, Yokuşun Başı’ başlığıyla basılmıştır. Yine basınımızın özel kişilerinden Vahap Okay anılarını kaleme aldığı kitaplarından birine ‘Babıali Konuşuyor: (Yokuşun Tükettikleri), Ben Feleği Nasıl Yendim’ ismini vermiştir.
Celalettin Çetin’in ‘İşte Babıali (Çuvaldızı Kendimize)’, Şemsi Belli’nin ‘Bâbıâli, Bâbıâdi’ - ‘Türkiye’de Basın Rezaletleri’, Şinasi Nahit Berker’in ‘Babıâli’de Gazetecileri Saygın İnsan Kimin Nesi Yaptı’, Demirtaş Ceyhun’un ‘Babıali’nin Şu Son Kırk Yılı’, Azize Bergin’in ‘Babıâli’de Topuk Tıkırtıları’, Günvar Otmanbölük’ün ‘Babıali’nin Yarım Asırlıkları’, Oktay Akbal’ın ‘Kırmızı Tenteli Tramvay-Babıali’de 50 Yıl’, Sema Dülger’in ‘Babıali’nin Unutulmayan Duayenleri’ basın dünyamızın en önemli mekânı Babıâli üzerine kaleme alınmış kitaplardan bir kısmıdır.
Nâzım Hikmet, Kemal Tahir’e yazdığı bir mektupta, “Şimdi gelelim en mühim meseleye: bence senin rahatça ve muvaffakiyetle yazacağın ilk romanın adı ‘Ankara Caddesi’ olmalıdır. Patronları, muharrirleri, mürettip ve makinistleri, hamalları, şoförleri, berberleri ve piyazcıları, kâğıtçıları ve kitapçılarıyla bütün ideoloji cereyanlarının mümessilleriyle, talebe ve müşterileriyle Ankara Caddesi’ni gayet iyi bilirsin. Ve Ankara Caddesi’ni bütün derinliği ve genişliği ve inkişaf seyriyle yazarsan biraz da muayyen bir devirde muayyen bir kesimde Türkiye sosyal ve ideoloji bünyesini yazmış olursun. Burada tanıdığın tipler harikuladedir” diye tavsiyede bulunur.