Güncelleme Tarihi:
Rana Demiriz’in son romanı ‘Ayasofya’da Bir Gece’yi yazma hikâyesi 2016 yılının ağustosunda Ayasofya’da yaptığı stajında başlamış. Ayasofya, üzerine kitaplar yazılmış 1500 yıllık, tarih boyunca sembol bir yapı olmayı sürdürmüş bir mabet. Yazar, staj sürecinde bu gizemli mabedin her gün başka bir köşesini keşfederek diğer ziyaretçilerden daha fazla şey öğrenme şansına sahip olur. Ve o büyüleyici atmosfer içinde, mozaiklere vuran hareleri, camlarından süzülen ışık huzmelerini seyre dalarak fırsat buldukça bir köşede bilgisayarına kapanıp ‘Ayasofya’da Bir Gece’yi yazmaya başlar. Başta kısa hikâye olan bu kurgu, zamanla romana evrilir.
Ayasofya’ya yeni atanan genç sanat tarihçileri Mihrimah ve Mehmet’in 1000 yıllık bir harita bulması ile başlar her şey. İtalya ve Diyarbakır’a gizemli bir şekilde bağlanan Ayasofya’daki hazineyi bulma maceraları, Antik Yunanca metinleri okuyabilen arkadaşları İpek’in de dâhil olmasıyla devam eder. Ayasofya bu hikâyede doğu ile batının birleştiği mabet konumunu korurken, haritadaki şifrenin parçaları hem İtalya’nın çeşitli şehirlerine hem de doğunun mistik kentlerine, Diyarbakır’a, Van’daki Ahtamar Kilisesi’ne yayılmıştır. San Vitale Bazilikası’nda başlayan bu sır, Venedik’e uzanır. Son şövalyenin binlerce yıldır koruduğu aile sırrını çözmek için Roma’da hiç bilinmeyen bir kiliseye kadar giderler. Genç karakterler bir an evvel şifreleri çözmek ister çünkü, onlara göre harita Jüstinyen’in Ayasofya’ya sakladığı altınları gösteriyordur! Ayrıca, mabedin sırrına ulaşmak isteyen kötü eller olabileceğini de düşünürler. Bu yolculukta yalnız olmadıklarını anladıklarında her şey daha beter bir çıkmaza girer ve Ayasofya’nın savunma mekanizması ise herkesi şaşırtır! Doğaüstü olayların yaşandığı efsunlu bir gecede ise gizem çözülür. Asırlardır Bizans imparatorlarının, Halife’nin, hatta Haçlı şövalyesinin saklamak için işbirliği yaptığı bu sır, Osmanlı ailesi tarafından korunmaya devam ediyordur. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiğinde niçin Ayasofya’nın ortasına gelip “Burası dünyanın merkezi” demiş ve altın bir top astırmıştı? Yavuz Sultan Selim niçin kaftanının tabutunun üstüne örtülmesini istemişti? II. Mahmud neden Ayasofya’nın içine bir kütüphane yaptırmıştı? Mimar Sinan II. Selim’in türbesine ne gizlemişti?
Özellikle genç okurlara ve tarihi roman meraklılarına hitap eden bu roman yazarın sanat tarihi bilgisini ve tarihi detayları kurguyla harmanlama konusundaki yeteneği sayesinde bir çırpıda okunacak türden bir eser. Yazar Ayasofya’nın meşhur kedisi Gli’yi de kurguya dâhil etmeyi unutmuyor. Hatta kapak illüstratörü Murat Palta, küçük dostumuza kitabın kapağında yer veriyor.
AYASOFYA’DA BİR GECE
Rana Demiriz
Genç Timaş, 2017
192 sayfa, 16 TL.