Güncelleme Tarihi:
Bu öyküde bir ‘terslik’ olduğunu, kitabın daha ilk cümlesinden hissediyorsunuz: “Seks yaptığı hiçbir kadın onu bu kadar boktan bir yere getirmemiştir.”
Aslı Tohumcu’nun diline aşina olanlar, edilgen olmayı reddeden kadın karakterlere alışkındır elbette. Ancak bu cümle bundan çok daha fazlasını barındırıyor. Tohumcu, bir toplumsal cinsiyet distopyası koyuyor önümüze. Toplumsal roller ve iktidar ilişkilerindeki kadın-erkek asimetrisini tersine çeviriyor. Ters yüz ediyor ama yok etmiyor.
Gecenin ve distopyanın karanlığında geçen öykü, yol kenarındaki ucuz bir otelde başlayıp bitiyor. Zamandan ve mekândan bağımsız gibi görünen olayın tanıdık bir coğrafyada geçtiğini, kullanılan isimlerden var sayıyoruz. Ne zaman ve nasıl olduğunu bilmediğimiz biçimde, kadınlar karşı devrim yapmışlar ve iktidarı ele geçirmişler. Erkekler ise birer zevk ve üreme nesnesine dönüştürülmüş. Beyinleri yıkanmış, robotlaştırılmışlar. Kişiliklerinden soymak için isimleri ellerinden alınmış...
‘Sevil de Sevme!’, okuyucusuna Ursula Le Guin’in zihin açan olasılıklarını sunmuyor, karşımızda Orwellvari bir kadın iktidarı var. Kadınlar bir ‘kız kardeşlik’ sistemi kurmuşlar ama yöntemleri onları eril sistemin bir adım ötesine taşıyamamış. Kadınların kurduğu sistem hâlâ kurbanlarını kadınlardan seçiyor. Sistemin karanlığını yırtmaya cesaret edenler, bunu deneyenler yine kadınlar oluyor. Ve nihayetinde yine anlıyoruz ki, asimetri ortadan toptan kalkmadığı sürece birileri hep kurban oluyor.
Seyhan Argun’un karakalem resimleri, hikâyenin her aşamasında okuyucuya eşlik ediyor, bu karanlık olasılığı gözünüzde canlandırmanıza yardımcı oluyor. İletişim Yayınları’ndan çıkan ‘Sevil de Sevme!’, okuyucuna görsel ve zihinsel bir deneyim sunuyor.
SEVİL DE SEVME
Aslı Tohumcu
İletişim Yayınları, 2017
40 sayfa, 23 TL.