‘Aşıklı Höyük’ten öğrenecek çok şeyimiz var’

Güncelleme Tarihi:

‘Aşıklı Höyük’ten öğrenecek çok şeyimiz var’
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 2022 19:00

10 bin 500 yıllık tarihe sahip Aşıklı Höyük, Orta Anadolu’nun bilinen en eski köyü. İlk beyin ameliyatının yapıldığı, koyun ve keçinin ilk kez evcilleştirildiği arkeolojik yerleşim yeri. Avcı toplayıcı dönemden yerleşik tarım düzenine geçişin hemen her aşaması burada izlenebiliyor. Şimdi ise Aşıklı Höyük Dostları Derneği’nin çabalarıyla 10 bin 500 yıllık tarih sanatla buluştu. Gary Sangster ve Fırat Arapoğlu’nun küratörlüğünü üstlendiği sergide 13 yerli ve yabancı sanatçının Aşıklı Höyük’ten ilhamla ürettikleri işleri izleyicilerle buluşuyor. ‘Kazı İzleri / Lines of Site’ sergisini Aşıklı Höyük Dostları Derneği Başkanı Ferhat Boratav, Kazı Başkanı Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran ve sergi küratörlerinden Fırat Arapoğlu ile konuştuk.

Haberin Devamı

Aşıklı Höyük neden önemli?
Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran: Aşıklı, insanlık tarihindeki önemli dönüşüm noktalarından birinin yaşandığı bir yer. Şöyle ki, Aşıklı’da 10 bin yıl öncesinde yaşamış bu topluluk, insanların milyon yıllardır sürdürdüğü göçer yaşam biçimini terk ederek yerleşme kararı almış bir topluluk. Aşıklı’nın önemi, Neolitik döneme geçişin nedenlerini nasıllarını sorgulayabileceğimiz bir laboratuvar niteliğinde olması. Bu geçiş, dünya genelinde yaklaşık 1000 yıllık bir sürede gerçekleşiyor. Aşıklı’daki iskân tarihi de işte bu bin yılı kapsıyor ve de kesintisiz biçimde.
Ülkemizde Aşıklı’nın bilindiğini ve tanındığını söylemek zor. Devletin eğitim ve kültür politikalarının yeniden oluşturulması sırasında tarih spektrumunu geniş tutmak, tarihsel derinliği unutmamak gerekli.

Haberin Devamı

‘Projelerin sürdürülebilirliği sağlanmalı’
Sizce ülkemizde Aşıklı Höyük’ün değeri yeterince biliniyor mu?
Ferhat Boratav: Yalnızca Aşıklı Höyük değil, Türkiye’deki pek çok Neolitik yerleşim yeterince bilinmiyor. Bunun bir nedeni, Türkiye tarihini son 8-9 yüzyılla sınırlı şekilde öğretme, anlatma tercihi. Oysa kültür ve tarih mirasımız çok, ama çok daha zengin. Dünyadaki benzer coğrafyalarla kıyasla, Fırat-Dicle havzasından Ege-Marmara kıyılarına Anadolu, insanın yerleşik hayata, tarım düzenine geçiş sürecini en iyi okuyabildiğimiz yerlerden biri. Bu mirası, ders kitaplarından kültürel etkinliklere, her yere yansıtmamız lazım.
İkincisi, ören yerlerini, turizmin bir uzantısı olarak görme; önemini, çekebileceği turist sayısınına göre ölçme; bütçesini de ona göre verme kolaycılığından vazgeçmek gerekiyor. Son olarak, bu müthiş mirası kazan, araştıran bilim insanlarının da, bulgularını, daha cömertçe, ve hatta aralarındaki tartışmaları da yansıtır şekilde, meraklısıyla paylaşmayı ve bu meraklı halkasını genişletmeyi öğrenmeleri gerekiyor.
Prof. Dr. M.Ö.: Aşıklı’da 2007 yılından bu yana kadınlarla, çocuklarla pek çok proje yürüttük. Ne var ki bunlar hep bizlerin ve gönüllü arkadaşlarımızın, eş-dostlarımızın gayretleri ve destekleri ile oldu. Bunların sürdürülebilir olmasının sağlanması lazım.

Haberin Devamı

‘Küçük bir heykelcik bizi çok şaşırttı'
Son 15 yıldır kazı başkanlığını üstlendiğiniz Aşıklı Höyük’teki kazı çalışmalarında elde edilen bulgulardan sizi en çok şaşırtanlar neler?
M.Ö.: Aşıklı topluluğundan öğrenilecek en önemli şey, yüzlerce kişiden oluşan bir topluluğun, 1000 yıl gibi çok uzun bir süre, kolektif yaşamı merkeze alarak, ciddi anlaşmazlıklar, çatışmalar yaşamadan, doğa ile etkileşim içerisinde yaşayabileceği. Böyle bir modelin olabilirliği.
Aşıklı’nın en alt tabakasında, günümüzden 10.350 yıl öncelerine tarihlenen, toprağa yarı-gömük, yuvarlak planlı bir binanın tabanının hemen altında bulduğumuz küçük bir heykelcik, bizi çok şaşırttı. Aşıklı topluluğu genelde inançlarını, düşüncelerini heykelcikler, resimlerle dışa vurmayan bir topluluk. Bu anlamda o heykelcik -ki kadın, erkek, hayvan özelliklerini barındırıyor- çok ilginç. Ancak tek olması, yorumlama açısından işleri oldukça zorlaştırıyor.

Haberin Devamı

Türkiye’de başkanlığını yürüttüğünüz Aşıklı Höyük Dostları Derneği gibi, başka arkeolojik kazı alanları için kurulmuş dernekler var mı? Böyle bir derneğe neden ihtiyaç var?
F.B.: Ne yazık ki, gönüllüleri bir araya getiren, arkasında büyük bir kurumun, bir hayırseverin olmadığı bizim gibi arkeoloji derneği pek yok. Oysa, kazı çalışmalarına ve araştırmalara düzenli maddi destek sağlamak çok önemli. Arkeologların ürettiği bilginin toplumla paylaşılmasında aracı olmak gerekli. Ve en önemlisi, yıllarını bir kıraç tepeyi kazmaya adayan bilim insanlarının, çabalarının öneminin anlaşıldığını, sahiplenildiğini hissetmeleri. Bütün bunları başarmanın en iyi yolu, bu tür sivil toplum girişimleri.

‘Aşıklı Höyük’ten öğrenecek çok şeyimiz var’
Murat Germen

Haberin Devamı

‘Eserler Aşıklı’daki yaşam tarzlarından esinlenilerek üretildi’
Fırat Arapoğlu:
 “Sergi hazırlık sürecinde Türkiye, İspanya, Birleşik Krallık, ABD ve Kolombiya’dan 13 sanatçı Aşıklı Höyük Kazı Alanı’nı ziyaret etme ve her biri farklı uzmanlık alanına sahip olan arkeologlarla tanışma ve bilgi alışverişinde bulunma şansına sahip oldu.
Aşıklı’da geçirilen zamanlar içerisinde arkeolog ve sanatçılar, tabiri caizse, her biri kendi disiplinin dışına çıkarak, “ötekinin” bilgisini özümsemeye ve buna dair sorgulamalar getirmeye başlamış oldu. Böylece alanda geçirdiğimiz zamanlar içerisinde, özelde sanatçılar, her biri kendi perspektiflerinden bölgeyi keşfe başladı. Söz gelimi kazı alanındaki T binasındaki sarı renk pigment kullanımının peşine düşerek kaynağını aramaya yönelen ya da Aşıklı Höyük halkının kullandığı obsidiyen malzemenin özünü keşfetmeye çalışan isimler oldu.
Aşıklı Höyük arkeologlarının çalışmalarında uyguladıkları araştırma, veri elde etme ve çıkarımda bulunma süreci, sanatçıların deneysel ve yaratıcılık içeren süreçleri için bir temel oluşturdu. Sanatçılar kazı alanından, topografyadan, neolitik kent mimarisinden, buluntulardan ve malzemelerden ve son kertede, Aşıklı Höyük halkının yaşam tarzlarından esinlenerek eserlerini ürettiler.”

Haberin Devamı

Sergi, 25 Şubat Cuma gününe kadar Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda ziyaret edilebilecek. İstanbul’dan sonra İspanya’nın Barcelona ve İskoçya’nın Dundee şehirlerinde izleyici ile buluşacak.

 

BAKMADAN GEÇME!