Gizem Çetimen - gizem.cetimen@gmail.com
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2023 09:12
Akbank Sanat’ta açılan ‘Prizma Expanded: Algının Poetikası’ başlıklı sergi, ‘Sinematik deneyim genişledikçe, algı da genişler mi?’ sorusundan yola çıkarak teknoloji ve doğa, temsil ve gerçeklik, zaman ve zamansızlık kavramlarına odaklanıyor.
İstiklal Caddesi üzerindeki binasında ikamet eden Akbank Sanat, Lara Kamhi’nin küratörlüğünde gerçekleşen ‘Prizma Expanded: Algının Poetikası’ başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergi, yönetmen ve sinema profesyonelleri Reha Erdem ve Florent Herry, Zeynep Dadak ve Çiçek Kahraman, Deniz Tortum ve Alican Çamcı’nın ikili olarak ortak ürettikleri, mekâna özgü ve deneyim tabanlı sinematik eserlerden oluşuyor. Ayrıca bu sergi, Kamhi’nin kurucusu olduğu ve sinematik sanatlara odaklanan bağımsız sanat inisiyatifi Prizma’nın da 13’üncü sergisi olma özelliğini taşıyor.
Prizma, sanatçı ve küratör Lara Kamhi’nin ‘Genişletilmiş Sinema’yı bütünüyle irdelemek adına kurduğu bir inisiyatif. Bu bağımsız sanat inisiyatifi, 2014 ile 2016 yılları arasında Taksim Sıraselviler’de ‘Prizmaspace’ ismiyle bir sergi mekânı olarak faaliyet göstermiş. Bugün ise ‘Prizma Expanded’ olarak alanının dışına çıkarak çeşitli sanat kurumları ve oluşumlarıyla işbirliği yaparak sosyal medya, kapsayıcı deneyimler sunan teknolojiler ve interaktif hikâye anlatıcılığı gibi iletişim ağlarının önerdiği yeni düşünme biçimlerinin farkındalığıyla, genişletilmiş sinematik sanat formlarını araştırmaya devam ediyor.
Kamhi’ye göre ‘Genişletilmiş Sinema’, 60’lı yılların ortalarında sinema ile televizyonun sunduğu tek yönlü anlatılara karşı bir duruş olarak beliren, deneyim tabanlı ve mekâna özgü sinematik eserlere verilen bir isim. Küratör, “İlk olarak sanatçı Stan van der Beek’in bir manifestosunda kullanılan bu tanım, teorisyen Gene Youngblood’ın 1970 senesinde bu isimle bir kitap yayımlamasıyla tescilleniyor. Ortaya çıkma noktası son derece ütopik. Dönemin sanatçıları bir duyumsama lisanı yaratarak, evrensel bir iletişim alanı oluşturmayı amaçlıyorlar” diyor.
Algı katmanlarını keşif
Galeri binasının iki katına yayılan ‘Prizma Expanded: Algının Poetikası’ sergisi, içsellik ve dışsallık, teknoloji ve doğa, temsil ve gerçeklik, zaman ve zamansızlık gibi ikilikleri konu ediniyor. Sergiye gelen ziyaretçiler, sergi alanında iç içe geçmiş algı katmanlarının dönüşüm yolculuklarına şahit olurken kendi algılarının iç katmanlarını da keşfe çıkıyor. Lara Kahmi, “Bir anlatıdan ziyade bir duyumsama alanı yaratmak en temel amacımdı. Öte yandan bir sorgulamaya davet ediyor sergi seyircisini. Medya sanatlarının başından beri sorulan, ancak ‘Genişletilmiş Sinema’ya başlı başına şekil veren bir soru bu: ‘Sinematik deneyim genişledikçe, algı da genişler mi?’ Yanıtını hep beraber deneyimleyerek keşfediyoruz” diye açıklıyor.
Sergi, farklı jenerasyonlardan üç yönetmen ve üç
film profesyonelinin sinematik dünyalarını mekân içinde deneyime dönüştürdükleri ortak çalışmalarından meydana geliyor. İzleyiciler, Reha Erdem ve Florent Herry’nin ‘Mimirap’, Zeynep Dadak ve Çiçek Kahraman’ın ‘Vortex I’ ve ‘Vortex II’, Deniz Tortum ve Alican Çamcı’nın ‘Kesit’ başlıklı yapıtlarını görüyor. Eserlerin hepsi bu sene sergi için üretilmiş. Kamhi, yönetmenleri ve film profesyonellerini seçerken birlikte ürettikleri işlerde belirli bir ahenk yakalamış sinemacılar olmasına dikkat etmiş.
Sergi mekânı, tıpkı sinemada olduğu gibi sinema perdesinin ışığı dışında karanlık. Serginin giriş katında ziyaretçileri ilk olarak yönetmen Reha Erdem ile yaklaşık 30 yıldır birlikte çalıştığı görüntü yönetmeni Florent Herry’nin ‘Mimirap’ı karşılıyor. ‘Mimirap’, Erdem ve Herry’nin, yönetmenin 2016 yapımı ‘Koca Dünya’ filminden yola çıkarak sergiye özel çekmiş oldukları bir sekanstan oluşuyor. Orman ve orman sakinlerinin gösterildiği sahneler, eserin bulunduğu odanın duvarını sinema perdesine dönüştürerek yansıtılıyor. Filmin gösterildiği duvarın önünde ise izleyicilerin sahnelerde bütünleşerek kendilerini ormanda hissetmesini sağlayan toprak bir zemin bulunuyor. Bu toprak zeminin üzerinde ise küçük bir ekran ve ekranda da arkası dönük bir kadın oturuyor. Sonrasında kadın bize döndüğünde kendisinin oyuncu Ecem Uzun olduğunu anlıyoruz. Uzun, Erdem’in kaleme almış olduğu bir rap şarkısını seslendiriyor.
İzleyicinin gerginliği
İkinci katta yönetmen Zeynep Dadak ve uzun süredir ortak üretimler gerçekleştirdiği kurgucu Çiçek Kahraman’ın ‘Vortex’ serisi bulunuyor. ‘Vortex II’nin bulunduğu oda, müze salonu izlenimi veriyor. Duvara asılmış tabloyu izlemek için müzelerdeki gibi bir bank bulunuyor. İzleyici tabloya baktığında tıpkı kendisi gibi oturmuş bir tabloyu izleyen İngiliz yönetmen Alfred Hitchcock’un ‘Vertigo’ filmindeki Madeleine karakterini görüyor. Madeleine’in baktığı tabloda da ‘Vertigo’ filminden sahneler döngüler olarak tekrarlanıyor ve onun hissettiği gerginlik izleyici tarafından da hissediliyor.
Yönetmen Deniz Tortum ile birlikte çalıştığı ses tasarımcısı Alican Çamcı’nın ‘Kesit’i ise Tortum’un uzun metrajlı belgesel filmi ‘Maddenin Halleri’nden yola çıkarak, filmin kendi kurgusal akışını mekân ile bütünleyen ve tıpkı filmin çekimlerinde olduğu gibi, içine çekerek yabancılaştıran, kendi zamansal boyutuna hapsolmuş bir alan deneyimi sunuyor.
Dadak ve Kahraman’ın diğer üretimi ‘Vortex I’de ise İstanbul Boğazı, denizlerin dalgaları görülüyor. Eser, serginin bitiminde bulunuyor. Bu da denizin huzur veren sesi ve görüntüsü sayesinde sergide hâkim olan gerginliği azaltarak izleyiciyi sergi mekânından çıkmadan huzurlu bir yolculuğa çıkarıyor.
‘Prizma Expanded: Algının Poetikası’ başlıklı sergi, 29 Temmuz’a kadar Akbank Sanat’ta görülebilir.