Güncelleme Tarihi:
Anathema ülkemize en sık gelen gruplardan biri olabilir. Öyle ki, “Anathema elemanları İstanbul’da ev tutmuş” esprisine kadar gitti iş. Tabii ki grubun burada tuttuğu bir ev yok ama şu bir gerçek ki, başımızın üstünde yerleri var. Bu defa grup çok özel bir performans için, üç büyük şehrimizi ziyaret edecek. Hayranlarının seçtiği parçaları çalacaklar. Bu konsepti daha önce bir kere memleketleri Liverpool’da sahneye koydular, şimdi de Türkiye’de tekrarlayacaklar ve bir daha yapmaya da niyetleri yok. Bu konserlerden önce Daniel Cavanagh’ın görüşlerini aldık.
Türkiye’ye “Anathema Special By Request” konseptli bir mini turneyle geri dönüyorsunuz ve bu defa hayranlarınızdan istek parça alarak repertuarınızı oluşturacaksınız. Bu konsepti daha önce Metallica da uygulamıştı, onlardan mı esinlendiniz?
Hayır, hayır, bir Metallica hayranı olsam da fikir menajerlerimize aitti. Biz de daha önce yapmadığımız bir şey olduğu için bu fikre sıcak baktık. Böylece hayranlarımızın düşüncelerini görmemiz de mümkün olacaktı.
Metallica bunu tüm şarkılarını içeren bir anketle gerçekleştirmişti. Siz bazı şarkıları ankete dahil etmemişsiniz. Aday şarkılar nasıl seçildi?
Müzik yolculuğumuzda yaşadığımız ilerleme nedeniyle şarkı seçiminde bizim de seçim şansımızın olması gerektiğini düşündük. Başlangıçta olduğumuz gruptan çok farklıyız sonuçta. Bu yüzden grubun çalmakta kendini rahat hissetmeyeceği şarkılara yer vermek anlamsız olurdu. İki tarafın da söz hakkı olmalıydı bu süreçte.
Anathema dediğiniz gibi yıllar içinde çok farklı bir gruba evrildi. Sert bir metal grubu iken şimdi her tarzdan müzikseverin dinleyebileceği bir gruba dönüştünüz. Peki anket sonucundan ‘Crestfallen’ gibi eski parçalarınız çıkarsa ne yapacaksınız?
Hiç zor değil bizim için, bu şarkıları 2011’de yayımladığımız “Falling Deeper” albümündeki versiyonlarıyla çalabiliriz.
Bana göre kariyerinizin en ilginç parçalarından biri olan ‘J’ai Fait Une Promesse’ ankete dahil değil mesela. Bu şarkı en başta nasıl çıkmıştı, doom-death tarzı icra ederken ne oldu da bu Fransızca ballad araya sızdı, hatırlıyor musun? Bu şarkıyı daha önce çaldınız mı?
Hayır çalmadım ama Everwake’i birkaç kere solo olarak Anneke van Giersbergen ve Marjana Semkina ile çalmıştık. Biz en baştan beri farklı davranan bir grup olduk. Daha ilk albümümüzde böyle bir şarkı yapmamız bizim Liverpool kökenlerimize ve hayal gücümüze dayanıyor.
Duygusal olarak sahnede icra etmesi zor bir parçanız var mı?
Yok aslında, sahnedeyken gerçekten dokunulmaz hissediyorum. Şarkıları bir profesyonel gibi çalmıyorum, her an duygusal olarak da şarkıyla bağ kuruyorum. Ama enerji içimde dönenlerden ziyade her zaman seyirciye yönelik oluyor.
Anathema, 90’ların sonundan itibaren Türkiye’de çok popüler bir grup. Türk rock ve metal dinleyicilerinin kalbinde çok özel bir yeriniz var. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Açıklayamıyorum. Arjantin, Şili, Meksika, Almanya, Polonya, Japonya gibi ülkelerin dinleyicileriyle aramızda özel bir bağ var. Bu güzel bir şey, açıklamaya gerek duymuyorum. 1998’te ilk defa gelmiştik, sonra 2000’de geldik, bu ilk konserleri unutamıyorum.
En son 2017’de Optimist isimli albümle yine hayranlarınızı şaşırtmıştınız. Yeni albümde nasıl bir rota izleyeceksiniz?
Hans Zimmer bu albümün kilit esin kaynağı diyebilirim. Daha sinematografik ve evrensel bir sound ve atmosfer kurduk.
Anathema 6 Eylül, Ankara Milyon Performance Hall / 7 Eylül, İstanbul Zorlu PSM/ 8 Eylül İzmir SoldOut Performance Hall