Güncelleme Tarihi:
KAYSERİ-Sivas Karayolu'nun 24'üncü kilometresinde bulunan Kültepe'de ilk programlı ve sistemli kazı çalışması 1948 yılında başladı. Anadolu arkeolojisinin önemli ismi Prof. Dr. Tahsin Özgüç, 2005 yılındaki ölümüne kadar kesintisiz 55 yıl kazılara başkanlık etti. Kültepe’deki kazı çalışmaları halen, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlığında sürdürülüyor. Kültepe'deki kazı çalışmalarında bugüne kadar 23 bin 500 çivi yazılı tablet, 20 bin adet de arkeolojik eser bulundu. 26 Haziran'da başlayan kazı çalışmaları geçen ay tamamlandı. Bu yılki kazılarda 2'si tablet 76 eser ile 4 bin-4 bin 500 yıllarında yapılmış idari yapıların köşeleri ortaya çıkarıldı.
Bu yılki kazılar sonrası, Asur ticaret kolonilerinin başkenti Kaniş Krallığı'nın merkezi Kültepe'de bulunan ve sayıları 23 bin 500'ü bulan çivi yazılı belgeleri değerlendiren Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, “Bu çağda Anadolu’da kadın ve erkek eşitliği sosyal hayatın özünü oluşturmaktadır. Kadın, iş ve yönetimde bu sistem içinde kendine yer bulmuştur. Devletin başında kraliçenin görev alması gibi. Yerliler arasındaki kadın ve erkek eşitliğini kanıtlayan evlenme ve boşanma mukaveleleri karşılıklı anlaşma esasına göre düzenlenmişlerdir. Evli kadınlar, kendi adlarına anlaşma yapar, onları mühürlerlerdi. Birçok borç belgesi karı-koca tarafından mühürlenmiştir. Alacaklı, borçlunun eşini de borçlu sayar, onun garantisini isterdi. Kadınlar, evli veya bekâr olsunlar, kontrata dayanan anlaşmalara ve hukuki işlere karışırlardı” diyerek, Anadolu'da o tarihlerde kadına verilen değeri ortaya koydu.
KRALİÇE DE HEYET KABUL EDİYORDU
Günümüzden 4 bin yıl önce Anadolu’da kadının önemli bir yere sahip olduğunun çivi yazılı tablet ve mühürlerden anlaşıldığına dikkati çeken Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu şunları söyledi:
‘’Kültepe tabletlerinde 4 bin yıl önce, Anadolu’da ve Mezopotamya’da kadının hem ailedeki yeri hem ekonomik faaliyetleri ve hem de idari görevleri çok açık bir şekilde ortaya konmaktadır. Şehir devletlerinin yönetimlerinde kralların yanında kraliçelerin de söz sahibi oldukları hakkında çeşitli metinler bulunmaktadır. Bu konuda çok dikkate değer bir tablet mahkeme zaptının tutulduğu tablettir. Burada Anadolu´da ismi belirtilmemiş bir krallığın kral ve kraliçesinin yan yana, kendilerine gelen heyeti kabulleri ve kararları anlatılmaktadır.”