Güncelleme Tarihi:
‘Altüst’, ‘karmakarışık’, ‘dağınık’... Güçlü Öztekin’in Dirimart’taki sergisinin adına taşıdığı ‘Topsy Turvy’, tüm bu ifadeleri buluşturan bir içeriğe sahip. Sanatçının önceki sergilerinden ‘İyi İşler Zaman Alır Müthiş Şeyler Aniden Olur’u hatırlatan, zaman dizgesine oturtulması, bildik sınırlarda değerlendirilmesi zor figürler yer alıyor sergide. Bu figürler, doğada bulunan hiçbir unsura benzemiyor. Gözümüzü kapayıp açtığımız ilk saniyede ya da uykudan uyandığımız, ne bilinçli ne de bilinçsiz olarak nitelendirilebilecek anda formları birbirine karıştırdığımız, neyin ne olduğunu bilemediğimiz zamanları akla getiriyor. ‘Topsy - Turvy! Selpakla Gorili Bitirdim!’de de ‘güzel’ olana erişmeye çalışılan bir süreç değil, düşünce süzgecinden geçmeden farkına varılabilecek ‘müthiş’in ortaya çıkmasına müsait, ucu açık bir serüven sergileniyor.
Sanatçının günlük hayatla sanat arasında ayrım gözetmemeye, tek tek işlere yoğunlaşmaktansa, onların yer aldığı mekânın bütününü de deneyimin bir parçasına dönüştürmeye odaklı tavrı da bu serüvenin bir parçası. Dirimart’ın bilinçlice alacakaranlığa ayarlanmış salonunda, formlarını terk etmiş çizgiler, bilincin olmadığı bir boyuttan izleyiciye göz kırpıyor. Tam bir şeylerle aralarında benzerlik kurulacakken bundan vazgeçmiş gibi duran, hücreleri akla getiren formların, üzerinde çizili olduğu kraft kâğıdının buruştuğu noktaya doğru sivrilen objenin, konturu darmadağın edilmiş ikizlerin niyetlerine dair herhangi bir ipucu yok.
Bu alacakaranlık atmosferin, alışılanın aksine bizi tedirgin etmediği ortada. Zira bilinmeyenden korkmamız için, o bilinmeyenin yine tanıdık olana temas etmesi gerekiyor. Bu hattın tam zıddının, Güçlü Öztekin’in işlerinin, temsiliyetin güvenli sınırlarının içinde kalmadığı da aşikâr. Sanatçı, ancak rüyadan uyanınca ya da bilinç düzeyine çıkınca mahiyetine karar verebileceğimiz bir dünyada asılı kalıyor. Buruşuk formlarıyla, sanatçının desenlerine ‘ev sahipliği’ yapmakla yetinmeyen, kendi varlıklarını duyuran kraft kâğıtları, gördüğümüzü değerlendirirken başvurduğumuz kısa yolları biraz daha zorluyor. Sanatçının, Dirimart’ın diğer odasında sergilenen tabletleri, görme eylemini altüst eden yapılarıyla herhangi bir medeniyete ait olmayan buluntular olarak, serginin genelindeki manzarayı tamamlıyor. ‘Topsy Turvy! Selpakla Gorili Bitirdim!’ benzerlik ya da çağrışım ifade eden ‘gibi’ edadının sınırlarını belirsizleştiriyor, dünyayı algılarken üzerinde durduğumuz güvenli zemini altımızdan kaydırıyor.
Güçlü Öztekin’in ‘Topsy-Turvy! Selpakla Gorili Bitirdim!’ başlıklı sergisi 21 Ocak’a kadar Dirimart Dolapdere’de görülebilir.