Güncelleme Tarihi:
Korku ve bilimkurgunun usta yazarı Stephen King’in en çok satan romanlarından ‘Şeffaf’, 1987’de yazıldıktan 32 yıl sonra tam metin olarak tekrar Altın Kitaplar tarafından yayımlandı. Kitabı anlamak için dönemin şartlarına ve yazarın durumuna bakmak gerekiyor. Romanı yazdığında alkol ve uyuşturucunun etkisi altında olan King, bir röportajında kitabı nasıl yazdığını hatırlayamadığını söylemişti. Romanın iki kahramanının yazar olması ve birinin alkol sorunu yaşaması, King’in o dönemki yaşantısını kaleme aldığını gösteriyor. Kitabın yazıldığı dönemde dünyanın yaşadığı en büyük felaketlerden olan Çernobil faciası meydana geldi. King, nükleer tehlikeyi uzaylı bir enerjiyle anlatmayı tercih etmiş.
Olayların geçtiği yer, King’in birçok öyküsünde olduğu gibi Maine’in ıssız bir kasabası. ‘Sığınak’ anlamına gelen Haven’da yaşayan kovboy romanları yazarı Bobbi Anderson, yaşlı köpeğiyle ormanda dolaşırken toprağa gömülü bir uzay gemisi keşfeder. Gemiden yayılan enerji Anderson’ı bir yandan aşırı zeki yaparken bir yandan insanlığını yitirmesine neden olur. İnsanlığını kaybetmeden önce; şair ve küçük hikâyeler yazarı olan eski sevgilisi ve tek dostu alkolik Jim Gardener’dan, zihnini kullanarak yardım ister. (O dönem cep telefonunun hayatımızda olmadığını hatırlatalım.) İntiharı düşünen Gardener, tek dostunun çağrısına kayıtsız kalamaz ve kasabaya gelir. İkili, uzay gemisini çıkarmak için kazıya girişir. Kasabada yaşayanlarsa uzay gemisinden yayılan kötü enerjinin etkisiyle değişime uğramaya başlar. Aralarında silahların da bulunduğu birçok nesne icat ederlerken fiziksel değişim de yaşarlar. Bu uğursuz değişimden etkilenmeyen tek kişi, küçüklüğünde geçirdiği kayak kazasından sonra kafasına platin takılan Gardener’dır. Dünyanın kaderi, alkolik bir yazarın elindedir.
Romanın orijinal ismi ‘The Tommyknockers’. Yazarın belirttiğine göre farklı kültürlerde bir korku figürü olan ‘Tommyknocker’ madenci kıyafetleriyle gezen insan benzeri yeşil bir yaratık. Uzay gemisinden yayılan enerji, insanları bu yaratığa çeviriyor. Bir yandan çok zekileşip ilginç icatlarda bulunurken bir yandan da en basit şeyleri düşünemez hale geliyorlar. Düşünceyi kâğıda geçiren daktilo, ölüm makinesine dönüşen kola makinesi gibi birçok icat King’in hayal dünyasından yükseliyor. Teknolojik olarak çok gelişmiş olan bu yaratıkların ‘silah’ üretmesi King’in kitapta da yer alan şu düşüncesini ortaya koyuyor: İnsanlarla ‘Tommy’lerin bir farkı yok.
UÇANDAİRELİ BİLİMKURGU MU OLURMUŞ!
King’in her romanında olduğu gibi bu kitabında da bolca gönderme var. Yarattığı roman karakterlerinin yanı sıra birçok yazarın kitabına da atıfta bulunuyor King. Hatta korku romanlarındaki ezeli rakibi Dean R. Koontz’un ‘Nöbet’ kitabını, Bobby Anderson’ın okuduğunu özellikle belirtiyor. ‘Ölüm Kitabı’ (Misery), ‘Medyum’ (The Shining) kitaplarında olduğu gibi ‘Şeffaf’ın kahramanlarının da alkol ya da uyuşturucu sorunu olmasını o dönem bağımlı olan King’in yaşadıklarına bağlayabiliriz. King içinde bulunduğu durumu, değişim geçiren Bobby Anderson’ın en güzel romanını yazarken fiziksel açıdan çökmesiyle dile getiriyor. Diğer alkolik kahraman Jim Gardener ise King’in başka bir yansıması. King, kitabın içinde “Kendine saygısı olan hiçbir bilimkurgu yazarı hikâyesine bir uçandaire katmazdı” diyerek, bir nevi kendisiyle dalga geçiyor.
Stephen King yaşayan yazarlar içinde kitapları sinemaya en çok aktarılan yazar. ‘Şeffaf’ da 1993’te iki bölümlük mini televizyon dizisi olarak ekrana gelmişti. King’in bu çok satan romanının tekrar sinemaya uyarlanması için çalışmaların sürdüğünü ekleyelim.